Yine lanet olasıca o iğrenç melodi ile uykum bölündü. Her sabah olduğu gibi yüzümü buruşturarak yatağımdan kalktım ve banyoya doğru ilerledim.
Işlerimi bitirdikten sonra sıra kıyafetlerime gelmişti. Beyaz bol bir tişört ve lacivert kot pantolonumu üzerime geçirdim. Yeni aldığım converslerimle de artık hazır gözüküyordum. Okulun ilk günü çanta götürmezdim, gereksiz. Şimdi sınıftakilere kendimi tanıtmam gerekecekti değil mi ? Kendimi tanıtmayı sevmiyorum, insanların beni tanımasını, benim hakkımda bir şey bilmelerini sevmiyorum.
Ailemi, arkadaşlarımı, herşeyimi Ankara'da bırakıp İstanbul'a gelmiştim. Yalnızdım. Ailemden uzakta hiç tanımadığım insanların arasında yalnızdım. Şimdi bunları düşünmemin bir anlamı yoktu. Kendimi nasıl tanıtacaktım ?
Ben Mina Ersoy hayatı saçmalıklarla dolu bir kızım. Ailenin ne demek olduğunu bilmeyen, artık ağlamak istediğinde bile ağlayamayan bir insan.. Kimseye gerçek anlamda değer verip güvenmem, yapamıyorum ne kadar denesem de olmuyor. İnsanlara güvenmemem gerektiğini ailem öğretti bana. Biricik annem ve biricik babam. Gerçek yüzlerini gösterdikleri zaman anladım insanların ne kadar acımasız olduğunu. Herşeyden uzak, mutlu yaşamak için İstanbul'a geldim. Babam ünlü bir iş adamıydı işine düşkündü, sadece işini düşünürdü, annem de onun gibi. Burada kuzenimle kalıyordum. Ege Duman, sanırım ailede sevdiğim bir tek o vardı.
Ege ile birlikte okula doğru yürümeye başladık. "Bu okul da kendini beğenmiş çok kız var ve büyük bir ihtimalle seni dışlarlar ilk günler fazla kafaya takmamaya çalış." Ege'ye yok artık bakışlarımı attıktan sonra "O zaman kızlar arasında büyük bir rekabet başlıyor." dedim ve o da güldü. İkimizde sessizliğe gömüldük aradan bir kaç dakika geçtikten sonra okula gelmiştik. Okul sandığımdan daha büyüktü ve güzel gözüküyordu. Girişte bir grup kız bana bakarak konuşmaya başladılar Ege'nin söyledikleri aklıma gelince umursamadım. Daha ilk gün Mina bunlarla gerilmek yok! Evet şimdi sınıfımı öğrenmem gerekiyordu. Lütfen sorunsuz ve mutlu bir yıl olsun diyerek müdürün odasına girdim ve bomboş bir odayla karşılaştım. Neredeydi şimdi bu lanet müdür ? Bir koltuğa oturdum ve müdürün gelmesini beklemeye başladım. Bu yılın nasıl geçeceğini gerçekten merak ediyordum. Aradan 15 dakika geçmişti ve ben hala bekliyordum. Acaba bahçeye mi çıksam diye düşünürken kapı gürültülü bir şekilde açıldı ve iki tane benim yaşlarımda gözüken kızlar birbirlerini iterek odaya girdi ve arkalarından uzun boylu, orta kilolu, bakımlı bir adam girdi, sanırım müdürümüz bu adamdı. Bana burada ne işin var gibisinden bir bakış attı. Sanırım sinirliydi. "Şey.. ben yeni geldim bu okula sınıfımı öğrenmek için odanıza geldim fakat siz yoktunuz ben-" sanırım fazla uzatmışım çünkü cümlemi yarıda kesti. "Tamam anladım. Oturmaya devam et kızım 20 dakika sonra ilgilenirim seninle. Şimdi çok gereksiz bir mesele ile ilgilenmem gerek." kafamı olumlu anlamda salladım ve beklemeye devam ettim.
Müdürün konuşmaya başlayacağı an odaya uzun boylu, kaslı ve yakışıklı bir çocuk girdi. Müdür kavga eden kızlara dönerek "Bu çocuk için mi kavga ettiniz ?" diye sordu. Kızlar hiç bir şey söylemedi ve çocuğa baktılar. Müdür ikisinide disipline gönderip çocuğun çıkmasını söyledi. Bende sınıfımı öğrenip odadan çıktım, kapının önünde tekrar o çocukla karşılaştık. Sınıfı bulmam gerekiyordu acaba bu çocuğa sorsam bana yardımcı olur muydu ?
"Hey! Bir şey sorabilir miyim ?"
"Dinliyorum."
"12/F hangi katta acaba ?"
"Sınıfımıza yeni bir kız ha."dedi ve alaycı bir tavırla güldü.
"Anladığım kadarıyla aynı sınıftayız ?"
"Anlamana sevindim, küçük kız." dedi ve yine o alaycı tavrına büründü. Cevap vermedim ve zaten cevap vermemi beklemeden yürümeye başladı. "Sınıfın nerede olduğunu söylemeyecek misin ?"
"Sınıfa çıkıyorum, istersen sus ve takip et." umursamayarak takip ettim. Hayatımda bu kadar öküzünüde görmedim cidden. Sınıfa geldiğimizde herkes bize bakmaya başladı. Yanımda adını bilmediğim varlık bana boş bir sıra gösterdi ve oraya geçip oturdum. Ben oturduktan sonra o da yanıma oturdu. "Başka yer yok mu ?"
"Küçük olduğun kadar körsünde sanırım. Gördüğün gibi sadece burası boş." dedi. Gözlerimi devirdim ve önüme döndüm. Sınıf bir an da sessizliğe gömüldü ve sınıfa kısa boylu, yaşlı bir kadın girdi. Sınıfla selamlaştıktan sonra yerine geçti ve en nefret ettiğim an.. "Sınıfımızda yeni birisi var sanırım." Memnuniyetsizliğim yüzüme yansımış olmalı ki hoca uzatmadan sadece adımı sordu ve oturmamı söyledi. "Tam olarak tanışmadık ben Umeyr." tebbessüm ettim. "Mina."
"İsmini biliyorum küçük kız, kendinden bahsetmeyecek misin ? Sıra arkadaşımı tanımak isterim." Tabii ya ben az önce bütün sınıfa ismimi duyurmuştum zaten. "Kendimi tanıtmayı pek sevmiyorum aslında." olumlu anlamda kafasını salladı ve önüne döndü.
"Ailenden kaçıp buraya geldiğini biliyorum küçük kız."