Ouzou ile birlikte oteldeki odama girdik. Banyoya gidip üzerimi değiştirdim. Üzerimi değiştirdikten sonra mutfağa gidip atıştırmalık bir şeyler hazırladım. Ouzou'yu da çağırıp birlikte yedik. "Alkol içer misin?" diye sordum kendime bardak çıkartırken.
Ouzou hayır anlamında başını salladı. "Yanımda sen varken içmesem daha iyi olacak. Seninle olan bir dakikamı bile unutmak istemiyorum." Göz kırpıp yanıma yaklaştı. "Sende içmesen iyi olur."
"Boşver, çok umursamıyorum." Büyük bardağa doldurduğum alkolü hemen bitirip tekrar doldurdum. Kendimi içmeye kaptırdığımda Ouzou şişeyi elimden aldı. "Yeter bu kadar." diyerek bardağı da aldı.
Odaya doğru giderken sarhoşluğun etkisiyle yere düştüm. "Ouzou," diye mırıldandım. Kucağına alıp odaya götüreceğinde "Karnım aşırı ağrıyor." diyerek karnımı tuttum. Çok ağrıyordu ve aşırı terlemeye başlamıştım.
Ouzou telaşla arabasına götürdü. "Hemen hastaneye gideriz."
Dediği gibi kısa sürede hastaneye varmıştık. Mide bulantısı da başlamıştı. Doktor muayene ettikten sonra bana döndü. "Hangi ilaçları ne sıklıkla kullanıyorsunuz?" İçtiğim ilaçları zorlamadan söyledim. Acının geçmesi için her şeyi yapardım.
Doktor yanındaki hemşireye birşeyler söyledi ve tekrardan bize döndü. "İçtiğiniz ilaçlar ağır gelmiş olmalı. Ve çok fazla içmişsiniz. Bu da mide kanamasına yol açmış." Ouzou direkt bana baktı. Doktor gidince Ouzou "O kadar ilacı neden içtin ki?!" diye azarladı.
"Bıçaklandığında acının nasıl olduğunu anlarsın. Ayrıca beni terk edip daha da kötü yapan sensin," dedim kusmamaya çalışarak. Ouzou derin bir nefes alıp "Yayoi sana bakmıyor muydu?é diye sordu.
"Bakıyordu. Gizlice içiyordum." diye mırıldandım. Doktor gelince Ouzou "Sonra konuşalım," diyerek odadan çıktı. Doktor gereken tedavileri yapıp bitirdiğinde güneş doğuyordu. Uykulu gözlerle içeri Ouzou girdi.
Yanımdaki koltuğa oturduğunda "İstersen eve gidebilirsin. Yayoi ararım o gelir. Tek de kalabilirim. Uyumalısın." dedim. Yüzüme odaklanmıştı. "Ouzou sana diyorum." diye tekrar ettim. Ayağa kalktı ve "Kenara kaysana," diye fısıldadı.
Yana kaydım. Yanıma oturup dikkatlice sarıldı. Direkt uykuya daldığında gülümsedim. Daha sonra kendimi engelleyemeyip dudaklarından öptüm. Sırıtarak daha da dibime sokuldu.
Uykumda "Flashla çekme uyanırlar." diye mırıldanan Reika'nın sesini duydum. Ardından yavaşça gözlerimi açtım. Ouzou da benimle birlikte uyanmıştı. Ouzou öfkeyle Ryuuji'ye döndü. "Siz bizi nereden buldunuz? Birde toplu gelmişsiniz!"
Kota, Ryuuji'yi işaret etti. Ryuuji saçlarını karıştırarak "Küçük kardeşim kaybolmasın diye takip cihazı yüklemiştim telefonuna. Oradan buldum." diye mırıldandı. Ouzou ayağa kalkıp esnedi. Tagi, Aoto'yu öne itip "Aoto sana bir şey diyecek Erika," dedi.
"Dinliyorum," diyip ona baktım.
Geveleyerek "Şey... Annen ve baban dışarı da. Seni çok özlemişler." dedi zorla. "Gerçekten mi?" diye sordum. Herkes kafasıyla onayladığında yataktan fırlayıp kapıya koştum. Kapıyı açtığımda karşımda annem ve babamı buldum. Sorgulamadan ikisine de sımsıkı sarıldım.
"Erika," diye fısıldadı annem. "Seni çok özledim. Özür dileriz. Her şey için."
Kafamı iki yana salladım. "Önemli değil. Sizi çok özledim." Babam da özür dileyip saçlarımı okşadı. Onları özlemiştim. Yıllardır görmemiştim.
Ouzou arkadan çıkıp "Herkes buradayken bende bir şey soracağım." diyerek yanıma yaklaştı. Eli cebine gitti ve bir kutu çıkardı. "Baya hızlı olacak ama Erika benimle evlenir misin?" Yüzüğü parmağıma taktığında heyecandan "Hayır!" diye bağırdım.
Asa ve Shou kahkaha atarak Ouzou'ya baktılar. "Rengi değişti lan Ouzou'nun!" diye bağırdı Shou. Kendime gelip "Evet! Evlenirim." dedim gülerek. Ouzou sımsıkı sarılıp boynumdan öptü.
--
Japonya'da düğünü yapacaktık. Ve sonunda o gün gelmişti. Ouzou ile ilişkimi tüm sevenlerim biliyordu.
Gelinliğimi sürüyerek gizli odamı açtım. Kapatmaya korktuğum kırmızı lambaları kapattım ve yerine normal lambayı açtım. Annem ve babamın resimlerine baktım. Her şey tamamdı. Yüzleşmeye korktuğum resimlerle de yüzleşmiştim.
Odadan çıkıp beni bekleyen arabaya bindim. Düğün salonuna gittiğimde Ouzou elimi tuttu ve birlikte içeri girdik. Herkes bizi alkışlarken Ouzou baktım. "Bu kadar mutlu olmak garip geliyor. Bir şey olmaz değil mi?"
"Hayır, olmayacak Erika. Her şey olması gerektiğinden daha güzel olacak." dedi ve elimi daha sıkı tuttu.
Ve evet, her şey çok iyi geçmişti. Resmi olarak evliydik ve Momoyama takımı şampiyon olmuştu. İyiki o gün açılışa gelmiş ve maçı izlemiştim. Yoksa Ouzou'yu ve diğerlerini tanıyamayacaktım. Ouzou gülerek "Merak etme başka bir ülkeye kaçmıyoruz." dedi ve dudaklarımın üzerine dudaklarını bastırdı.
Kota bu görüntüye dayanamıyormuş gibi kafasını yana çevirmişti ama Reika'nın tribiyle karşılaşmıştı bu seferde.
Her şey burada bitmiş gözüküyordu ama hayır, bu evrende bitmemişti.
Aoto babasını bulmuştu. Momoyama dağılmamıştı ve sadece turnuvalar için olan bir takımdan ziyade gerçek bir takım olmuştu. Ben hala aynıydım. Ve yakında Asa'yla Ryuuji'de evlenecekti. Reika da bana geçenlerde evlilik teklifini etmek için Kota'yla nerede buluşması gerektiğini sormuştu. Kota'ya gelinlik giydirmesinden korkmaya başlamıştım.
Onları iyiki tanımışım.
:)
-------------------FİNAL-------------------
Beklemiyordunuz biliyorum ama bu aralar biraz daha fazla ders çalışmam gerekiyordu. Daha fazla sizi bekletmeyeyim diye hızlıca yazdım. İstediğim gibi olmadı ama idare edin.
Ryuuji ve Asa ile olan fici de kaldırdım. O da istediğim gibi olmamıştı (Zenciyumrukemojisi)