Four

80 14 138
                                    

Jeongin'in gözünden;

"Korurum tabiki. Hadi gel gidelim tatlı tilki."

Bu sözlerden sonra sakince ayağa kalktım. Fazlasıyla kaslı olan bedeni takip etmeye başladım. Evden çıktıktan sonra bir arabaya doğru yürümeye başladı. O şoför koltuğuna doğru giderken ben hala arabanın önünde bekliyordu. 

"Hadi tatlı tilki. Bin arabaya."

"Ama beni nereye götüreceğini bilmiyorum ki. Abim tanımadığım kişilerle gitmemim yanlış olduğunu söylerdi hep."

"İçeride abini duymadın mı tatlı tilki? Abin seni bana emanet etti. Ve ben emanetlere çok iyi bakan biriyimdir."

"Ama yine de sana güvenemiyorum. Beni nereye götüreceksin?"

"Evime götürmeyi düşünüyordum ancak korkuyorsun. O yüzden sahile gidelim. Ben sana kendimden bahsedeyim. Eğer bana güvenirsen evime gider sabah abinle buluşuruz. Güvenmezsen de seni bir otele götürürüm orda tek kalırsın. Sabah abinle orda buluşursun. Olur mu?"

"Ben sahile gitmek isterim. Hiç gitmedim. Görmeyi çok istiyorum."

Söylediklerimden sonra ellerini sıktığını gördüm. Onu sinirlendirmiş miydim? 

"Özür dilerim."

"Ne için?"

"Sanırım benimle sahile gidecek olmak seni sinirlendirdi. O yüzden özür dilerim."

"Beni çok yanlış anladın. Beni, bu yaşına kadar denizi görmemene sebep olan ailen sinirlendirdi. Sinirlenecek olsam sana bu teklifi yapmazdım."

Sakince kafamı salladıktan sonra bana kafasıyla kapıyı gösterdi. Kapıyı açıp bindim. O da bindikten sonra ilerlemeye başladık.  Yavaştan deniz görünürken sabırsızlıkla yerimde kıpırdadım. 

"Daha tamamen görmediğin halde bu kadar heyecanlandıysan, ohooo görsen ne yaparsın?"

"Teşekkür ederim."

Sadece kafasını salladı. Sahile geldiğimizde araba durduğu gibi indim. Peşimden inip yanıma geldi.

"Bir yere oturalım ve konuşalım. Olur mu?"

"Olur."

Önden yürümeye başladı. Boş bir bankın yanında durdu ve oturdu. 

"Seo Changbin ben. Abinle okuldan tanışıyorum."

Direkt kendini tanıtmaya başlaması şaşırmama sebep oldu. Bana sorular sorar sanıyordum. Belki de hayatımda ilk defa bir insana karşı yanıldım. Gerçi yabancı olarak gördüğüm ilk insandı o.

"Bana hemen güvenemeyeceğini biliyorum. O yüzden ilk ben başlayacağım." 

Kafa salladığımı görünce devam etti.

"20 yaşındayım." 

Yaşını duyunca gözlerimi şaşkınlıkla araladım. 

"Biliyorum, 20 yaşında hala lisede olmam mantıksız. Ancak benim elimde olan bir şey değildi. Ailemin birkaç sorunu yüzünden geç başlamak zorunda kaldım."

"Abimle gerçekten arkadaş mısınız? Onun pek arkadaşı yoktur."

"Aslında samimi arkadaşlar değiliz. Ancak benim güvenilir biri olduğumu bilir. Sadece onun aşırı olan güven sorunu yüzünden arkadaş değiliz. Biliyorum bunun suçlusu abin değil. Sadece onu koruyabilmek isterdim."

"Ondan hoşlanıyor musun?"

"Ah hayır. Sen beni yanlış anladın. Ben onu ne zaman Jisung ile konuşurken duysam hep ailesinden ve yalnızlığından şikayetçi. O yüzden."

Çatı.../ SeungChanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin