26. Kilo Batra Gibisin (2)

367 56 27
                                    

Dediği şey ile kalakaldım. Bu beklediğim bir şeydi ama beklemediğim bir şeydi de.

Benden bir cevap bekleyen Chan yüzüme heves ve biraz da gerginlikle bakıyordu.

Uzun süredir bu anı bekliyordum. Ama şimdi değil.

"Bir şey söylemeyecek misin Seung?"

"Hadi eve gidelim yorucu bir gün oldu"

Chan'ın yüzünden anında silinen mutluluk yüreğimi burkarken hayal kırıklığı dolu olan sesi ulaştı kulaklarıma.

"Peki"

O eşyaları toplayıp yüzüne kondurmaya çalıştığı zoraki gülümseme ile bana yol gösterdi ve geldiğimiz yoldan eve döndük.

Eve varınca bir istediğim olup olmadığını sordu ve eğer acıkırsam onu uyandırmamı söyledi. Hüzün dolu gülümsemesini son kez gördüm ve ben odama doğru giderken o da koltuğa uzandı.

Odama girdim ve yatağa uzandım. Chan uzun süredir bu çarşaflara yatmamış olmalıydı. Ama ben onun kokusunu alır gibiydim.

Saatlerce sadece sırt üstü uzanıp Chan'ın yıllar boyunca her yaz geldiği ve onun neredeyse her yaşına tanık olan bu odayı incelemeye başladım.

İlk seferde gözüme batmayan birçok detay fark ettim. Odanın her yerinde birçok oyuncak vardı. Ahşap pencere pervazina kazinmis bir işim.. Chan..

Ve Chan'ın yıllarını okudum bu birkaç metrekarelik odadan.

Sonunda zamanı geldi.

Odadan çıktım ve Chan'ın yanına gittim.

Koltukta uzanmış uyuyor gibiydi. Sessizce yaklaştım yanına. Elimi kıvırcık tutamlarına geçirdim yavaşça. Ama Chan bu minik dokunuşumla araladı gözlerini.

"Seung bir sorun mu var?" dedi ayaklanmaya çalışırken uykulu bir sesle.

"Evet" dedim olabildiğince sakin.

Ama benim sakın sesim onu korkutmuştu.

"Ne oldu?" dedi eliyle ateşime bakmaya çalışırken.

"Ateşim yok" dedim yine sakın bir tonda.

Eli alnımdan yavaşça indi ve muhtemelen lambayı yakmak için uzaklaştı yanımdan.

Kolunu tuttum ve önümde durmasını sağladım.

"Sorun sensin"

Öylece kalakaldı. Ne diyeceğini bilemiyor gibiydi.

"Ben ne yaptım bilmiyorum ama özür dilerim" tarzında bir şeyler gevelemeye çalıştı. Ancak ben tuttuğum elini kalbime götürünce sustu.

"Ve kalbim.."

Ne demeye çalıştığımı anlamamış gibiydi halen. Gecenin bir yarısı başka biri beni uykumdan uyandırıp bu cümleleri sarf etse ben de anlamazdım muhtemelen.

Bu yüzden açıklamaya giriştim. Ama sözlerimle değil.

Yumuşacık dudaklarına bastırdığım dudaklarım, ensesine dolanan elim ve birbirine karışan soluklarımızla anlattım olanları.

Koltuğa yığılan Chan da üstündeki bana sırtıma dolanan eli, bacaklarımı doladığım beli ve karanlığa rağmen buluşan gözlerimizle cevap verdi..

.・。.・゜✭・.・✫・゜・。..・。.・゜✭・.・✫・゜・。

Saatler sonra artık onun gibi kokan çarşaflarda terli vücutlarımızın birleştiği Chan'a baktım.. Belimdeki elini ve boynumdaki soluklarını hissettim.. Sonra buluşan gözlerimiz ile bir şeyleri yeniden yaşadım..

Elimi çenesine attım ve burnuna bir öpücük kondurdum.

Ve ağzımı hepinizi şaşırtmak üzere araladım.

"Kilo batra gibisin Chan."














.・。.・゜✭・.・✫・゜・。..・。.・゜✭・.・

Yine güzel bir yerde kesmişke
Siz seungumu saf sandınız dimii
İşte böyle göt olursunuz

Bu arada sizce Chan her şeyi öğrendikten sonra final olsun mu yoksa devam mı etsin?
Cevaplarınızı ve oylarınızı bekliyorum
Hadi sonraki bölüme
✫・゜・。..・。.・゜✭・.・✫・゜・。..・。.

Kilo Batra Gibisin, Chanmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin