"İşte burada!"
Sonunda manzaranın büyüsünde gözlerimi ayırdım ve daha öncesinde fark etmediğim minik eve baktım.
"Hıı bu ev ne kadar sevimli böyle!"
Toz pembe renkte boyanmış ve hayatınızda görüp görebileceğiniz en tontiş evin önünde duruyordum.
"Annemin zevkiyle döşendi. Beğenmene sevindim"
Ben bir süre daha eve hayranlıkla bakınca Chan yanımda getirdiğim ve ne olduğuna anlam veremediğine emin olduğum ağır valizimi kapının önüne bıraktı ve anahtarını çıkararak kapıyı açtı.
B
en de bu süre zarfında evin maliyetini hesaplamaya çalışıyordum.
"Ev baştan inşaa edilmişse arsa ile beraber her şey dahil en az bir milyon tutar. Bahçe ve iç dekor toplam 400k desen, totalde bir milyon 400k... Vay babasını"
"Gelsene Seung!"
Chan'ın seslenişi üzerine minik kol çantamı alıp peşinden eve girdim.
Şimdi size evin düzenini anlatırdım ama okumaya meraklı pek kişi olduğumu düşünmüyorum.
Eşyalarımı Chan'ın yönlendirmesi ile onun odası olduğunu tahmin ettiğim odaya yerleştirdim. Chan ise eşyalarını salona bıraktı. Zaten yalnızca bir çanta eşyası vardı.
"Ah sahi Seung, o çantada ne vardı öyle? Bayağı ağırdı"
Kocacım şimdi şöyle ki bizim muruvvetimiz için anal plug ve kırbaçla-
"Biliyorsun ben öğrenmeye çok meraklı bir insanım. İçinde dünya çapında üniversitelerin çeşitli eğitim metaryalleri var."
Yani seung tarih boyunca yalandan çarpılacak olan tek bir kişi olsaydı şuan o sen olurdun.
Chan da pek inanmadı zaten ama sorgulamadı.
"Ben evden çıkmadan yiyecek bir şeyler hazırlamıştım. Buralarda küçüklüğümden beri gittiğim bir kır var. Oraya gidelim mi?"
Bunu reddedemezdim çünkü şuan en çok istediğim şey milyonlarca çiçek arasında yuzmekti.
Teklifine balıklama atladım ve beş dakikalık bir hazırlık ardından elimizde piknik sepeti ile yola koyulduk
Kısa bir yürüyüş ardından ağaçlarla kaplı bir yere geldik. Önümüzü göremeyeceğimiz kadar ağaç vardı.
"Chan doğru yere gittiğimize emin mis- vay canına!"
Cümlemi yarıda kesip hayret nidasi atmama neden olan şey bir anda ağaçların bitmesi ve önümüzde uzanan çiçeklerle bezeli yüzlerce dönüm araziyi.
"Şuraya geçelim istersen" dedi Chan koluma girip.
Onu takip ederek bahsettiği yerde minik bir ağaç altına örtümüzü serdik.
"Burası inanılmaz!"
Chan ise benim aksime etrafa hiç bakmıyordu. O buralarda büyümüştü nasıl olsa. Onun baktığı yer gözlerimdi.
"Seni kadar değil" diye beklenmedik bir cevap verdi.
Pek benlik olmasa da utanarak yüzümü çevirdim. Her yerde papatyalar vardı. Papatyaları çok severdim.
Gözüm Chan'ın kıvırcık saçlarına takıldı.
"Chan?"
"Efendim?"
"Saçlarını süslememe ne dersin?"
Chan sanki götünü istesem verebilecek gibi bakıyordu. Bu yüzden vereceği cevabı beklemeden papatya toplamaya başladım.
Chan yanıma gelip de kafasını uzatınca ilk olarak ellerimi gezdirdim yumuşacık saçlarında. Sonrasında elim ensesine doğru yol almaya başlayınca kendimi durdurup çektim elimi kafasından. Chan da derin bir nefes verdi farkında olmadan.
Avucumdaki papatyaları bir bir yerleştirdim saçlarıma. En sevdiğim çiçekler böyle daha bir güzel olmuştu.
"ÇOK GÜZEL OLDU" dedim ona. Işıldayan gözleriyle gözlerime baktı.
"Seni elinin değdiği her şey güzel olur"
Hayır Seung bunu fesat düşünme-
Yüzümü önüme eğdim ve kafamdan pis düşünceleri uzaklaştırdım.
Kimse uzun süre konuşmadı ve ikimiz de öylece etrafı izledik saatlerce. Öğlen oldu. Hiç konuşmadan sandviçlerimizi yedik. Güneş batmaya başladı ve kimse tek kelime etmedi.
"Seungmin aslında sana bir şey söylemek istiyordum"
Söyleyeceği şeyi merak ederek yüzümü ona döndüm.
Batmak üzere olan güneşin son huzmeleri yüzünde apayrı duygulara dönüşen Chan'a daldım gittim.
"Ben uzun bir süredir senden hoşlanıyorum Seungmin"
.・。.・゜✭・.・✫・゜・。..・。.・゜✭・.・
BOMBA BİR YERDE KESTİM AMA MERAK ETMEYİN DAHA BOMBASTIK BİR BÖLÜM GELIYOR OY VERMEYİ UNUTMAYINNN
Bu arada hoşlandığım çocuğun saçları dalgalı. Ben yapamadım Seungum yapsın bari :')
✫・゜・。..・。.・゜✭・.・✫・゜・。..・。.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kilo Batra Gibisin, Chanmin
Fanfiction"Kilo batra gibisin, müstakil misin?" "Apartmanın dayı" #1 jeongbin 18.02.24 #1 chanmin 30.03.24 #1 chan 23.04.24 TÜM HAKLARI CHAN'IN BAKLAVALARINDA SAKLIDIR