Elzem ile Kayra'nın ilk iletişimi (3. Tekil)
Bu sabah Elzem ilk defa Kayra ile konuşmaya cesaret edebilmişti.
-G-Günaydın Kayra. (*Kafasını aşağı eğerek*)
Kayra şaşırır ve Elzem'e doğru döner.
-Günaydın, Elzem miydi?
Elzem şaşırır ve üzülür.
-Ş-şey, evet Elzem. 4 yıldır aynı sınıftayız ama.
Kayra gözlerini büyütür.
-4 yıl mı!? Bilmiyordum. Pardon. Sessiz bir kız olduğundan dolayı farketmedim sanırım.
Elzem arkasını döner. Kayra, Elzem'in üzüldüğünü farkeder.
-Seni üzecek bir şey yapmadım umarım?
Elzem Kayra'ya döner.
-H-ha? Hayır hayır. Neden öyle bir şey olsun ki. Şeyy ben... Özür dilerim. Yani neden öyle yaptım bilmiyo-
Kayra Elzem'in omzuna elini koyar ve sırıtır.
-Sakin ol. Neden bu kadar gerildin. Nefes alarak konuş.
O sırada Elzem'in kalp atışları dışarıdan bile duyulabilecek hale gelir.
-Ne? Ben mi? Sakinim ben zaten. Bir şeyim yok. İyiyim.
-Öyleyse neden kalp atışlarını buradan bile duyuyorum?
Elzem utanır ve doğrulur.
-K-kalp.. atışlarım... Hızlı mı? Şey, ben... Gitmem lazım. Yani...
Elzem lafını bitirmeden hızlı adımlarla oradan uzaklaşır.
(1. Tekil)
Kalbim duracak gibiydi. Hemen lavaboya gittim ve elimi yüzümü yıkadım. Ellerim ve bacaklarım hala titriyordu. Lavabonun aynasında endişeli yüzüme bakarken kendi kendime düşünüyordum. Bu bizim ilk iletişimimizdi. İyi miydi kötü müydü bilmiyorum. Herşeyi batırmış olabilirim. Benden nefret mi ediyor? Düşünmeden edemiyordum. Onunla konuşmaya 4 yıldır cesaret edememiştim ve bu ilk konuşmamızdı. İlk defa onunla konuşmaya cesaretim olmuştu. Fakat 4 yıldır aynı sınıfta olduğumuzu bilmemesi beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Ona 4 yıldır platoniktim. Daha ilginci, bunu etrafımdaki kimse bilmiyordu ve anlamamışlardı. Bunun için mutluydum çünkü sırlarımı yada birinden hoşlanmak gibi özel veya kişisel şeylerimi bir başkasıyla paylaşmaktan hoşlanmam. Onların bilmesine gerek yok sonuçta. Her neyse, artık lavabodan çıkmalıydım ama ondan önce sınıfa gitmek için cesaret toplamam gerekiyordu. Normalde bu kadar çekingen değildim ama konu ona gelince işler pek de öyle olmuyordu...(3. Tekil)
Kayra arkadaşlarıyla konuşurken gözü birden Elzem'e çarptı. Elzem, utancından Kayra'nın yüzüne bile bakamıyordu. Sırasına yatmış, kollarını da sıraya yüzünü gizleyecek şekilde koymuştu. Kayra'nın arkadaşı Yağız birden Kayra'ya döndü.
-Şu kız. Şu sıralar çok gözüme çarpıyor. Az önce onunla konuştuğunuzu gördüm. Bir garipti. Tanışıyor musunuz?
Kayra cevap verdi:
-Ha.. Elzem'i mi diyorsun? Daha önce konuşmuşluğumuz yoktu. 4 yıldır benimle aynı sınıfta okuyormuş. Sessiz birisi olduğundan hiç farketmemiştim.
Yağız'ın yüzünde ciddi ve garip bir ifade vardı.
-Ee, niye konuşmuş seninle?
-Ne bileyim ben. Garip birisi zaten. Boşversene.
Yağız oturduğu yerden kalktı ve omzunun üstünden Kayra'ya ve diğer iki kişiye baktı:
-İşim var. Öğle saatinde buluşuruz.
Ve aniden çekip gitti.
Aradan yaklaşık 20 dakika geçince öğle teneffüsü zili çaldı. Elzem başını kaldırdı ve etrafa baktı. Kayra ve arkadaşlarının dışarı çıktığını görünce gizlice peşlerinden gitti.
(1. Tekil)
Her öğlen bunu yapıyordum. Evet, psikopat gibi peşlerinden gitmek doğru olmasa gerek ama ben onu görmeden 5 saniye bile dayanamıyorum. Onu görmesem gözlerim istemsizce onu arıyor. Ona uzaktan bakmaya o kadar alışmışım ki onunla konuşamıyorum bile. Sevmek sadece sevgili olmak değil zaten. Ben platonikliğe de razıyım. 4 yıl boyunca yaptığım gibi onunla hiç konuşmayıp, sadece uzaktan izlemeye karar verdim. Zaten ilk konuşmamız berbattı. Bir daha deneyimlemek istemeyeceğim kesin. Kayra çok güzel futbol oynuyor. Spor derslerinde yada nadiren öğle teneffüslerinde oynarken onu izlemeyi çok seviyorum. Aslında neden arkadaşım olmadığını anlıyorum. Çünkü benim Kayra'yı izlemekten başka yaptığım bir şey yok. Zaten derslerimi de boşluyorum. Eve gittiğimde bile onu düşünüyorum yada romantik müzikler dinlerken onu, ve tabiki de onun sevgilisi olarak kendimi hayal ediyorum. Hoşuma gidiyor sadece. Kayra benim okula gitme sebebim olabilir. Belki de sadece lise aşkıdır diyorum bazen ama hayır, bu sıradan bir aşk değil. Ne olduğunu bilmediğim bir şekilde bağlıyım ona. Sanki ruhlarımız birbirine hapsolmuş gibi...