"Buraya oturalım." Hyunjin elini tuttuğu Felixle en ön koltuklara doğru ilerlemeye başladı.
"Niye en ön?!"
"Jisung sahne alıcak ya Seungmin." dedi Bangchan.
"Doğru... Oturun o zaman ne konuşuyorsunuz?"
"Siz oturun, ben hemen geleceğim." Minho arkadaşlarını geride bırakıp sahnenin arkasına doğru ilerdi. Kulislerin olduğu kısma gelip Jisung ve arkadaşlarının olduğu kapıyı tıklattı.
"Gel." Aldığı komutla kapı kulpunu indirip içeri girdi.
"Girişte bekliyoruz seni Jisung." Diğerleri kulisten çıkıp ikiliyi yalnız bıraktılar.
Minho bakışlarını kapanan kapıdan çekip sevgilisine doğrulttu. Jisung elindeki gitarla koltuğun üstünde oturuyordu. Üstünde salaş bir gömlek, gevşek bir kravat; altında siyah kargo pantolon vardı. Saçları dağınık ve hoş görünüyordu.
"Minho?"
"Jisung."
Minho gülümseyip koltuğun boş kısmına oturdu.
"Jisung, biliyorum bu konuşmayı önceden yapmalıydım ama kendi derdime odaklandığım için senin nasıl hissettiğine dikkat etme-"
Jisung sol elini Minho'nun yanağına koyup dudaklarını birleştirdi. Sevgilisine kısa da olsa derin bir öpücük verip geri çekildi.
"Minho, inan önemli değil."
Minho hala ani aldığı öpücüğün etkisinde olduğu için mırıldanarak, "Emin misin?" dedi.
"Evet eminim. Hadi içeri geç. Sahneye çıkacağız bizde şimdi."
Minho tebessüm edip kapıya yöneldi.
...
"Mal mısınız?"
"Sensin mal, lak lak yapacağına önüne dön."
"Sana ne?!"
"Yeter susun artık, çocuk musunuz siz?" Changbin yan tarafında tartışan Seungmin ve Hyunjin'i uyardı. Dakikalardır havadan sudan nem kapıp birbirlerine sataşıyorlardı. Jeongin'in uyarılarına bile susmamışlardı.
Hyunjin gözlerini devirip Felix döndü. Işıkların kapanmasıyla salona sessizlik çöktü.
Yanan spot ışıklar sayesinde sahneye çıkan çocukları görebiliyorlardı. Minho'nun gözleri direk Jisung'u bulmuştu. Taehyun arkadan bir şeyler söylüyordu ama o duymuyordu hiçbir şey.
Tekrar kapanan ışıklarla beklemeye başladı. Önce gitarın sesi, ardından yanan renkli ışıklarla tekrar sevgilisine baktı.
Müzik sesi kulaklarını doldurmuştu. Jay giriş kısmını söylüyordu. Ardından Taehyun girdi araya.
Nakarat geldiğinde ise Jisung'un sesi Minho'ya tanıdıklık hissi vermişti.
"I give the world to you~"
Dakikalar geçiyordu ama Minho yine de kaç şarkı söylediklerini bilmiyordu.
En sonunda büyük alkışlar eşliğinde eğilip sahneden inmek için hareketlendiler. Ancak Jisung sahnede kalıp gitarının akorunu komtrol ediyordu.
Oturduğu tabureden kalkıp, biraz daha öne çekti. Mikrafonu da ona göre ayarlayıp yerini aldı.
"Buraya geldiğimden beri hepiniz beni çok değişik bir şekilde tanıdınız. Komik ve saçma şeyler yaşadım ama sanırım en güzeli, biriydi... En başta, bende dahil, yanlış anlaşılmalar olsa da sonradan çözülen olaylarla bunlar ortadan kalmış oldu." Jisung gözlerini kalabalıktan çekip sevgilisine bakmaya başladı. "Şimdi şöyleyeceğim şarkı benim için çok değerli olan birine..."