Beni yorumlarınızdan ve oyunuzdan mahrum bırakmayın🥲💟
İyi okumalar 💕
***
"Gel oğlum içeri, niye kapıda dikiliyorsun öyle?" diye seslendi Lia'nın annesi.
Minho proje ödevini yapabilmek için sonunda eve gelebilmişti. Asıl amaç kaleyi feth etmekti aslında...
Üzerindeki kalın deri cekete rağmen kapıyı Jisung'un açmasından dolayı sıcaklamış hissediyordu.
Arkadan seslenen annesi karşı, "Ayakkabılarını çıkarıyor anne!" diye bağırdı Jisung. Minho'ya dönerek transa girmiş çocuğu dürttü.
"Ah pardon!" Minho hemen ayakkabılarını çıkarıp eve girdi.
"Ceketini çıkar, asayım."
Bir çırpıda çıkardığı ceketini yanındaki çocuğa uzattı. Çaktırmadan ona bakmaya çalışıyordu ancak fazla belli ettiğinin farkında değildi.
Jisung, "Üstümde bir şey mi var?" diye sordu kuşkuyla.
"Hayır! Yok, sadece... Dalmışım."
Minho kendine yaklaşan yüzle gerilse de belli etmemeye çalışıyordu. Nefesini tutmuştu resmen. Jisung tam sağ kulağına doğru, "Fazla dalıyorsun, dikkat et boğulma." diye fısıldadı aralarında bir nefeslik mesafe bulunan hyunguna. Ardından kendini geri çekip samimi olmadığı her şekilde anlaşılacak bir gülümseme verip odalardan birine girdi.
Minho nefesini serbest bırakırken odanın Jisung'un odası olduğunu düşünüyordu.
"Hey Minho! Hoş geldin!"
Lia iki taraftan ördüğü saçları ile sınıf arkadaşına sarıldı.
"Hadi gel, odama geçelim." dedi, Jisung'a göre daha samimi olan bir gülümsemeyle.
İkili kapısında pembe bir "welcome" tablosu asılı bir odaya girdiklerinde Lia yerde kurulu olan masanın sağına oturdu. Minho ise etrafı incelemekle meşguldü.
Odaya girdiği gibi dikkatini sol taraftaki kitap okuma kısmına kaymıştı. Duvar boydan boya kitaplıktı ve tüm raflar doluydu. Her renkten kitap vardı. Kitaplığın önünde üç tane sırasıyla pembe, mor ve kırmızı renginde oturmak için puf vardı. Sağ tarafta Lia'nın yatağı vardı. Çalışma masası ve makyaj masası yan yana, yatağın çaprazında duruyordu. Dolabı ise duvara gömülmüş türdendi. Perdelerinin bile pembenin açık tonunda olması fazla şeker bir hava veriyordu. Resmen her şey pembeydi.
"Otursana." dedi Lia elini yanındaki mindere vurarak.
Minho bakışlarını gözleri kısılıp hilal şeklini almış kıza çevirdi. İstemsizce dudakları kıvrılırken geçip yanına oturdu. Aklına Hyunjin gelmişti. O da gülünce gözleri böyle oluyordu.
°•°•°
"O zaman bunu da şuraya ekleyelim. Yazının burada durması saçma olur."
Yapacakları projenin daha başlarında olsalar bile iyi yol kattettiklerini düşünüyorlardı. Lia ellerini bilgisayarın klavyesi üzerinde gezdirirken Minho'nun aklı Jisung'a kaymıştı. Nasıl olsa projeyi yapmak tamamiyle bahaneydi. Asıl amaç Jisung'a yaklaşmaktı ancak nedense mükemmel planı tamda doğru yerde durmuştu. Evet, şuan kalenin içindeydi ancak ulaşmak istediği şeye ulaşmak zordu... Çok zordu.
"Şey ben bi lavaboya gidebilir miyim?" dedi Minho. Çekimser bir yaklaşımda bulunmaya çalışıyordu dikkat çekmemek için.
"Tabi ki. Düz ilerle, sağındaki değil solundaki kapı."