Bugün James'in Hogwarts'ta ilk günüydü. James çok heyecanlıydı. Ama aynı zamanda daha dün gecenin şaşkınlığını üzerinden atamamıştı. O nasıl bir Gryffindor olabilirdi ki? Halal aklı almıyordu, ama bunu sonra düşünmeye karar verdi. İlk ders Ravenclaw ile Biçim değiştirmeydi ve geç kalmak istemiyorsa Artık kahvaltıya inip bir şeyler yemeliydi. Aslına bakarsak Bir yandan da canı sınıfa gitmek istemiyordu. Eğer Lucy onun yanına oturmazsa kiminle oturacağını bilmiyordu çünkü.
James hafiften neşesiz b,r şekilde aşağı inmeye başladı. Normalde Oldukça neşeli ve gülmeyi seven biriydi. Tüm günlerini Jo'ya ve diğer arkadaşlarına şaka yaparak geçirirdi. Ama şuan yılının nasıl geçeceğini bilmediği için bilinmezlik canını sıkıyordu.
"Günaydın James"
James sese dönünce şaşırdı. Bu Lily'di. Bir bulanık niye o trendeki onları bırakışından sonra onunla konuşurdu ki. Ayrıca Kız samimi bir şekilde gülümsüyordu da. Burada neler dönüyor?
"Günaydın Ev-Lily" Dedi james olabildiğince sesini kısık tutarak. Ortak salonda çok kişi yoktu ama yine de Bir bulanık ile konuştuğunun duyulmasını istemezdi.
"Dün trende bir şey mi oldu? Niye öyle apar topar gittiniz?" dedi Lily Merakla. James de merakla bakmaya başladı. Black ve Mckinon'un ona Potter'ların ününü anlattığına emindi. tren olayını anlaması lazımdı. Yoksa göründüğü kadar zeki değil miydi?
James'in düşündüğünün aksine Lily'nin aklından bunlar geçmiyordu. Kız aslında böyle olmamasını umuyordu. birinin onu sırf ailesi yüzünden öldürmek isteyebilmesini anlayamıyordu. Hele 11 yaşında birinin böyle düşünmesini asla. Kendisi çok olgun biri olmadığı için anlamıyordu belki ama sonuçta ikisinin de sihir gücü varsa o çocuk niye ondan nefret etsin ki. Lily normalde ailenin en zeki çocuğu iken, şuan kendini cahil gibi hissediyordu.
"Şeyy, Lucy'nin abisinin bize acilen bir şey söylemesi gerekti. Özel bir şey, söyleyemem." Elinden geldiğince sesini soğuk tutmaya çalışsa da çok başaramamıştı. Niye bilmiyordu ama Bunu dün de Lupin, Mckinnon ve Black ile konuşurken de yaşamıştı. İçinden soğuk davranmak gelmiyordu. Belki de ona hiç bir şey yapmadıklarındandı. Eğer böyle yufka yürekli olmaya devam ederse ailesiyle sorun yaşayabilirdi, Ve bunu istemezdi. Bu sorunu çözmeliydi.
"Anladım, O zaman görüşürüz" Dedi Lily. Çocuğun yalan söylediğini anlamıştı, Bu yüzden mutsuz bir şekilde Büyük salona indi. biraz etrafına bakınıp Marlene'i aradı ve yanına oturdu.
"Niye geç kaldın?" diye sordu Marlene. Biryandan da Sirius'un ağzına kaç tane zeytin sığdırabileceğini izliyordu.
"Bir kitabı bulamadım da. Çantanın dibinde kalmış" dedi Lily. Biraz yalandan kim ölmüş. Sonrasında iki kız Bugünkü dersler hakkında konuşmaya başladı. Daha doğrusu Lily konuşuyordu, Marlene ise yemekle ilgileniyordu. Bu şekilde vakit geçirdiler.
Lily gidince James bir süre Ortak salonda dikilmişti. Kız onu merak mı etmişti? Bir bulanık bir potter'ı? Garip bir kız
James en sonunda Lily'yi düşünmek yerine yemeğe inmeye karar verdi.İnince boş bir yere oturdu. Tam yemeğe başlamıştı ki Sirius ona seslendi.
"Hey Potter, yanımıza gelmez misin?" dedi. Aslında Potterlardan olabildiğince uzak durmayı tercih ederdi. Ama Lily çok ısrar etmişti.(İstediğinde çok inatçı olabiliyordu) O da dayanamayıp sonunda James'e bir şans vermeye karar vermişti.
"Yok, sağol Black" dedi James ve tekrar yemeğine döndü. Sonra hafif bir gürültü çıktı ve kafasını kadırdığında gülümsyen bir lily Gördü. Bugün ne kadar bulanıklardan ve Kanı bozuklardan uzak dursa yanına geliyorlardı. Mıknatıs gibi bir şeydi herhalde.
![](https://img.wattpad.com/cover/366479335-288-k320083.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çapulcular AU
FanficHarry Potter serisi boyunca hep Potterları yoldaşlık üyesi, Blackleri ölüm yiyen olarak gördük. Peki tam tersi olsaydı? Ölüm yiyen bir ailenin çocuğu James ve yoldaşlık üyesi bir ailenin çocuğu Sirius'u düşünsenize. Garip değil mi? İşte bu hikaye ta...