louis tomlinson son iki haftadır bir saatli bomba gibiydi. arkadaşlarıyla okul grubunu birbirine katmalarının ve kendine aşkını itiraf etmesinin üzerinden 2 hafta geçmişti. birinci hafta utançtan hiçbiri okula gidemedi. ikinci hafta yosaf hoca ve yasmin hocanın havuzda basılması üzerine onların olayı unutuldu. dalga geçen 2 kişi kalmıştı: james ve stone.
harry cephesinde işler daha karmaşıktı. harry'nin tek istediği louis ile konuşmaktı ama bir türlü cesaretini toplayamıyordu. okulda onun yüzüne bakmayan louis de cesaretsizliğini alevlendiriyordu. harry'nin bir yanı ginger'a inanıyordu. diğer yanıysa inanmak istemiyordu işte.
ginger demişken kendisi okul değiştirmişti. bay victor onun okulda kalması durumunda kopyadan çok sağlam bir disiplin cezası yiyeceğini söylemiş, ginger ve ailesi de kısa yoldan okul değiştirme kararı almışlardı.
bugün bütün okıl spor salonunda toplanmıştı, ki bu en son yosaf ve yasmin hoca havuzlu spor salonunda basıldığında olmuştu, çünkü uzun süredir beklenen maç günü bugündü. okulun futbol takımı senelerdir rakipleri olan diğer okula karşı yarışacaklardı. zaten saatli bomba olan kaptan louis'nin ne derece gergin olduğu ateş saçan mavi gözlerinden fışkırıyordu adeta.
takım soyunma odasında koçla son taktikleri tartışırken amigo kızlar harika bir gösteri sergiliyordu. love sahnenin tozunu attırdıktan sonra şarkının bitiminde maskot kostümünün civciv kafasını çıkaran sevgilisi stone gösterinin son aşaması olarak onu bir öpücüğün içine çektiğinde herkesten yoğun alkış topladılar. ve herkesin sahadan çekilmesiyle takımlar da sırayla çıkmaya başladılar.
louis, 28 numaralı siyah formasının içinde sahaya ilk adım atan oldu. gözleri hızlıca tribünleri taradı, aradığını bulduğunda gerisini incelemeden önüne döndü. ardından 10 numaralı leo, 7 numaralı chris, 87 numaralı travis, 31 numaralı ishmael kaleci olduğundan kırmızı olan formasıyla çıktı. stone her biri çıktığında yanda zıplayıp isimleriyle yaptığı tekerlemeyi söylüyordu. takımın geri kalanı da çıktı, ardından diğer takım oyuncuları çıkarken civciv maskot onları yuhalamayı ihmal etmedi.
herkes yerleştikten sonra hakem yosaf hocanın düdüğüyle başladı maç.
"evet dostlar, ben maskot olarak da bildiğiniz stone! tribündeki herkes için maçı ben anlatacağım." diyerek elindeki megafona bağırdı stone.
"top şu an 28 numaralı louis tomlinson'da. kaptan ve leo hızlı paslaşmalar ile ilerliyorlar. HOP HOP! karşı takımın kaptanı theo topu çaldı, hakkını yemeyeyim süper bir ara pas çaktı. top ryan'da ve kalemizi tehdit ediyor. ryan vurdu, ISHMAEL! KİMİN KANKASI BE! 31 numaralı oyuncu ishmael topu harika yakaladı. hızlıca ileri attı, travis ilerliyor. joshua topu yakala- louis ne yapıyorsun? yosaf hoca maçı durdurdu. louis sarı kart aldı! her zaman centilmence oynayan kaptan bugün her zamankinden agresif görünüyor."
maçın son 5 dakikasına gelinmişti fakat durum hala sıfır sıfırdı. sahadaki herkesin gerginliği artmıştı. louis elleri dizlerinde nefes almaya çalışırken kafasını kaldırıp tribünlere baktı, daha doğrusu sahaya girer girmez bulduğu kişiye. harry stresli gözlerle ona bakıyordu. göz göze geldiler.
louis kendine harry'den hoşlandığını itiraf edeli 2 hafta geçmişti. bir şeyler yapmaya karar vermişti ama tek yaptığı sinirli sinirli dolaşıp ondan kaçmaktı. ksıır döngüye girmiş gibiydi. hala bir şeyler yapmadığı için sinirleniyordu, sinirlendiği için de bir şeyler yapamıyordu. sertçe nefesini verdi ve dikeldi.
harry ile süper başarılı bir arkadaşlık yürüttüğü söylenemezdi. muhtemelen onu defalarca üzmüştü. harry son konuşmalarında ona arkadaş olamıyoruz da demişti zaten. louis bir elini terlediği için ıslanmış saçlarına atıp karıştırdı ve "sikerler ya, diye geçirdi içinden. zaten harry ile arkadaş olmak falan istemiyordu. direkt bütünüyle harry'yi istiyordu. işaret parmağını harry'ye doğru uzattı göz temaslarını koruduğundan emin olarak. ve tam o anda çalan düdükle top diğer takımın taç atışıyla oyuna girdi.
şimdi louis ya rezil olacaktı ya da vezir olacaktı.
"chris'ten leo'ya mükemmel bir pas. şerefsiz matt engelleyemedin mi ne oldu? pardon hocam- LEO'DAN LOUIS'YE DİREKT PAS! düdük çaldı. ne oldu? çok hızlıydı- GOOOOOOOOOOOOOOL!"
şut ve gol.
veya
şah ve mat....
☆
louis:
mactan sonra yanina gelmek istemistim ama seni bulamadimharry:
sana da merhaba louis
acil 1 isim cikmisti dalouis:
anladim
neredesin simdi yanina gelecegimharry:
YOK
yani isim bitmedi henuz
sen sey yaptin ya
isaret ettin
beni ?
yanlislikla mi oldulouis:
bende seninle ilgili yanlışlık olmazharry:
louislouis:
seni işaret etmek istedim ve yaptım
bu bir sorun muharry:
hayie
hayirlouis:
güzel
nerdesin harryharry:
ISIM VARlouis:
son konuşmamız üzerine düşündüm ve sana hak verdim
bence de arkadaş olarak sağlıklı iletişim kuramıyoruzharry:
konusmayacak miyiz yanilouis:
seninle arkadaş olmak istemiyorum harryharry:
neden kalbimi kiriypsun su an durduk yerw|
ben bir sey mi ysptim istemedenlouis:
yani sayılabilir
neyseharry:
OLIVE'DEN MI HOSLANIYORSUNlouis:
hay sikeyim ya
ne alakaharry:
ginger seni leo ile konusurken duymuslouis:
.d
harry benimle alay mı ediyorsun
amacın beni delirtmekse başardın amkharry:
nelouis:
soruna cevap vereyim
olive'den falan hoşlanmıyorum
chris yakın arkadaşımken bu kadar mide bulandırıcı bir şey yapmam
ama ginger senin için ne kadar önemliyse onun demesi benim karakterimi hiçe sayman için yeterliymişharry:
hayır
öyle değillouis:
bence şu an konuşmayalımharry:
louis
ozur dilerim gercektenlouis:
yazma harry