Kütüphanedeki Kız

13 4 4
                                    

Kristofer, araştırma üniversitesinin kütüphanesinde gece sorumlusuydu. Her zaman olduğu gibi akşam saat 7:30'da evden işine gitmek için yola çıktı. Kısa bir yolculuk sonrasında arabasını kütüphaneye yakın bir yere park etti ve işi gündüz sorumlusundan devraldı. Kütüphane geceleri gündüz kadar yoğun olmadığından, bütün işler aslında gündüz mesaisinde bitiyordu. Bir nevi geceleri kütüphane bekçiliği yapıyordu.

Zaman geçirebilmek için her gece geldiğinde kendine rutin işler belirleyen Kristofer, bilgisayardan günlük alınıp-verilen kitapları kontrol ediyor, rafları düzenliyor, küçük temizlikler gibi işler yapıyordu. Bütün işlerini bitirdikten sonra hemen hemen kütüphanede kimse kalmazdı. Masanın başında canı sıkılır ve belli bir saatten sonra tek başına zaman bir türlü geçmek bilmezdi.

Gece telefonu birden çalmaya başladı; arayan kız arkadaşıydı. Bu onu bir hayli sevindirdi ve uzun uzun sohbet ettiler. Kristofer, rastgele etrafına baktığı sırada ansızın belirli kitapların üstüne düşen mavimsi ışık süzmesini fark etti ve içini tuhaf bir heyecan kapladı. Işık süzmesi, rafların arasından bir yeri işaret ediyordu. Kristofer, bunun bir çeşit işaret olduğu hissine kapılarak telefonu heyecanlı bir şekilde kapattı ve ışık süzmesinin işaret ettiği rafa doğru ilerledi.

Rafın köşesinde kalmış 4-5 yapraktan oluşan sanki bir kitaptan koparılmış sayfalar vardı. Sayfaları incelediğinde yazının Fransızca olduğunu anladı. Üniversite yıllarından kazandığı Fransızca sayesinde birkaç kelime anlayabiliyordu, ama sayfanın tamamını okuyamıyordu. O sayfalarda ne yazdığını çok merak ediyor, içten içe sanki hakikatin bu sayfalarda yazdığını düşünüyor, yıllardır kimsenin bilmediği bilgilere ulaştığını hissediyordu.

Son sayfayı çevirdiğinde son kelimede "geri yerine koy" yazıyordu ve bu biraz garipti. Bunu yapmazsa başına kötü bir şeyin geleceği hissine kapıldı. Sayfaları aldığı rafın köşesine geri yerleştirdi. Ufak bir ürperme kıllarını havaya dikti ve arkasından bir şeyin geçtiğini hissetti. Aklı mantıklı bir açıklama aradı hemen. Etrafta biri var mı diye bakınıyordu ama kütüphanede kimse kalmamıştı. Bu durum biraz aklını karıştırmıştı.

Elini yüzünü yıkamak için lavaboya gitti. Yüzüne biraz su tuttuktan sonra aynaya baktı, ama ayna buğuluydu ve yüzünü göremiyordu. Biraz daha dikkatli bakmaya çalıştı, ama yine de yüzünü seçemiyordu. Derin bir nefes aldı ve gözlerini aynaya dikerek kollarına doğru çevirdi. Aynada beyaz bir elbise giymiş kadın kolu gördüğünde bağırmak istedi. Görünmez bir el onu kolundan tuttuğu gibi yukarı kaldırarak rastgele sağa sola vurmaya başladı. Kanlar içerisinde kalan Kristofer, karşı koyamadığını anladığında içini derin bir çaresizlik kapladı. Bunu ona neyin yaptığını göremiyordu. Güçsüz ve çaresiz düşen Kristofer, acı içinde kıvranarak kolunun sanki bıçakla kesildiğini hissediyordu. Karşısındaki aynada kendini gören Kristofer, cildi soluk, uzun siyah saçlı, beyaz elbiseli bir kadının bıçakla kolunu kestiğini gördüğünde gözlerinden yaş akıyordu. Gözleri, kütüphanenin çatısına uzanan halka şeklindeki pencereye takılı kaldı ve son bir an için gökyüzünü gördü. Sonra, karanlık gelip her şeyi yuttu ve Kristofer'in nefesi kesildi.

Kütüphanede sabah olduğunda, kapılar açıldı ve güneş ışığı içeri doldu. İşte o zaman, kütüphanenin koridorlarında, Kristofer'in varlığına dair hiçbir iz bulunmadığı farkedildi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 14 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kısa Korku HikayeleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin