Selamlarrr.
Okuma tarihinizi bırakmayı unutmayın asklar.¡¡¡
İlk dersi kaçırmak istemiyordum.Ama kahvesiz asla yapamam.Merdivenlere doğru koşmaya başladım.Ah az kalsın düşüyordum.Ama neyseki bu sefer de ucuz atlattım.Evet kantine indim sonunda.Off şimdi de çok sıra vardı.Şimdi beklemem gerekiyordu sanırım.Nihayet sıra bana gelmişti.
"Küçük boy latte lütfen"
Kahveyi alır almaz arkama döndüm ve koşmaya çalıştım.Ama benim tam arkamda sıra bekleyen yakışıklıyı görmemiştim.Evet malesef çarptım.Elimdeki kahve arkamda sıra bekleyen siyah pantolon,beyaz gömlek,beyaz ten,siyah gözlü hafif dalgalı siyah saçlı yakışıklının üzerine çarptı.Gömleği mahv olmuş durumdaydı.Umursamadım.Dersim vardı.Oturup onunla 2 saat lak lak yapamazdım.Tam yanından geçecektim kafasını bile haraket ettirmeden kolumdan tuttu.Dirseğimi bir yere yaslamışım gibi kolumu katlayarak tutmaya devam ediyordu.Artık acımaya başlamıştı.Hafifce gözümü ona taraf devirip "Kolumu bırakırmısın?"dedim.Normalde bu kadar nazik davranmazdım.Ama dua etsin geç kalıyordum.Ve dediğim gibi onunla ne lak lak ne de kavga etmeğe kifayet kadar zamanım yoktu.Hem yeri de değildi sanırım. Bir de o kadar insan arasında falan
Ama o cevap vermedi.Ben asillikten çıkmaya başlıyordum yavaş yavaş.
"YETER KOLUMU BIRAK"
Kafasını bana doğru çevirdi.Bakışları...hem çok sinirli hem çok umursamaz bakışları vardı.
Hiç bir şey umursamaz ben tedirgin kalp çarpıntılarıyla özür dilemeğe hazırlanırken o dudaklarını hafif haraket ettirmeğe başladı.
"Paran"
Ben öylece bakıyordum.Hiç bir şey anlamadım.O gözlerini aşağıya doğru dikerek bana bakmaya devam ediyordu.
Sonra yere bakınca paramın düştüğünü gördüm.Oh cidden çok korkmuştum.Hayatımda hiç bu kadar korkmamıştım...
Kolumu hala bırakmıyordu.Sanırım bende bırakmasını istemiyordum artık.Gözlerimi ondan ayırarak eğilip paramı götürmeğe çalıştım.Kolumu bıraktı.Ama bu sefer elini omzuma koydu.Artık gerçekten korkmağa başlamıştım ta ki önümdeki sehpaya az daha çarpacağımı görene kadar.Bu yüzden koymuş elini.Elini görüp gözlerine doğru gözlerimi hafifce kaldırmaya çalıştım.Ve bu hiç de zor olmadı.Adeta gözleri bir mıknatıs gibi çekiyordu gözlerimi.Kalkıp teşekkür ettim.Ama yine özür dilemedim.Gitmeğe çalışırken yine kafasını ve vücudunu haraket ettirmeden bana hafifce dudağının bir kenarına gülümseme kondurdu.Ben hemen ordan uzaklaştım.Kalbimin çarpıntısı ayaklarıma yansımıştı adeta.Sanki kalbim o hızla beni götürüyordu hatta uçurup dışarı fırlatacak gibiydi beni.Arkama baktım utanarak..O yine hiç haraket etmemişti.Elindeki ceketini de şimdi fark ettim. JjdksjsjjsjsjŞimdilik bu kadar canlar umarım beğenirsiniz:)