Groupie* -MYG

151 6 3
                                        

groupie: 70lerde ve 80lerde moda olan bir kavram olup konserlerden sonra sanatçıyla tek gecelik ilişki yaşayan kızlara takılan bir lakaptır.

Hayatınızde nirvanayı yaşadığınız nadir anlar olur. Şuan kesinlikle ilk nirvana anımı yaşıyordum. 

Min Yoongi... Islak rüyalarımın prensi, hayatımın anlamı ve tabi ki dibimin düştüğü tek adam. Karşımda durmuş terden ıslanan vücudunu deli gibi hareket ettirerek şarkı söylüyordu. Bu mükemmel sahne karşısında yapabildiğim tek şey çığlık atmaktı. 

Sahip olduğum hisler hayranlıktan fazlasıydı. Bu turneye katılabilmek için çok şeyimi feda etmiştim. Çift vardiya çalışmış ve sonra izin alamadığım için işten ayrılmıştım. Artık beş parasız ve işsizdim ama sikeyim Min Yoongi'yi canlı görmek yaşadığım en iyi deneyimdi. Vücudunun hareket ediş şekli bana her şeyi unutturabilirdi. Dilini dudaklarında gezdiriş şekli, viski bardağını tutuşu, şarkı şöylerken damarlarının çıkması... Tamamiyle onu izlerken ıslandığımı hissedebiliyordum.

Yoongi sahneye son defa döndü ve ardından konser sona erdi. Herkes isteksizce koca stadyumu boşaltırken ben fena halde sıkışmıştım. Konser boyunca ateşimi alsın diye yanımda soktuğum suyu içmiş şimdi ise altıma yapmamak için kendimi sıkıyordum. 

Herkesin aksi yönüne ilerleyerek görevlilerden birinin yanına ulaştım. Ona uygun bir dille lavaboların yerini sorduktan sonra zorlu tuvalet yolculuğuma devam ettim. Tuvaletler sahnenin arka tarafındaydı ve kulise yakın olduğu için defalarca sorgudan geçmiştim. Görevlilerden sıyrılmak için işemek üzere olduğumu irdeliyordum ve onlarda yaşanacak faciayı önlemek için beni sıkıştırmayı bırakıyorlardı. Lanet olsun bu stadyumda kimse işemiyor mu?

Nihayet tuvaletlere ulaşmıştım. Birkaç kız dışında sakin sayılırdı. Zaten hemen hemen stadyumda kimse kalmamış gibiydi. Sıra bana geldiğinde işimi halletmek için kabine girdim. Ancak meraklı kulaklarım işimden başka birşeye odaklanmıştı. Kızların konuşmalarına.

"Hemen koridorun sonunda Suga var ama gidemiyoruz. Çok üzücü."

"Soyunma odalarının orada mı? Resmen dibimizde."

Buranın düzenini nerden bildiklerini es geçerek tek bir şeye odaklanmıştım. Suga hemen bu koridorun sonundaydı. Ona en yakın olduğum mesafedeydim. Ancak ben sadece işiyordum. Kızların lavaboları terk etmesini bekledim ve işimi halledip kabinden çıktım. Ellerimi yıkadım ve hızlıca makyajımı kontrol ettim. Çantamdan çıkardığım malzemelerle birkaç rötüş yaptıktan sonra hızlıca lavabodan çıktım ve koridoru yokladım. 

Görevlilerin yanından hızlıca geçtim. O sırada muhtemelen stadyum boş kaldığı için dikkatleri dağılmış ve artık yorulmuşlardı. Beni fark etmemeleri bir mucize gibi gözükse de hepsi gardını indirmiş haldeydi. Onları sakince aştım ve şansımı koridorun sonundaki odadan yana kullandım. 

Bugün tatlı Yoongi'mi görecek ve ona sarılacaktım. Bunu kafama koymuştum bir kere. Beni bundan vazgeçirecek hiçbir insan, koşul yoktu bu dünyada.

Hızlıca odanın kapısına gittim ve derince bir nefes çekip içeriye daldım. Ancak içeride kimse yoktu. Tam odadan çıkacakken  köşede gördüğüm Valentino gömlekle olduğum yerde kaldım. Bu gömlek az önce Yoongi'nin sahnede giydiği gömlekti. Bunun anlamı Yoongi'nin burada bulunmuş olmasıydı. 

Hızlıca odanın diğer köşesine gittiğim ve gömleği elime aldım. Daha burnuma yaklaştırmadan greyfurt, defne yaprağı ağırlıklı kokusu burnuma çarpmıştı bile. Aldığım bu koku gülümsememe sebep olmuştu. Gerçekten Invictus parfüm kullanıyordu.

İstemsiz olarak duştan çıkınca teninin taze kokusunun nasıl olduğunu merak ettim. Ya da uyurken hafif terleyince nasıl koktuğunu... Aklımdan geçen düşünceler bacaklarımı sıkmama neden olmuştu. Onu hayal etmek beni heyecanlandırmıştı.

BTS One ShotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin