9. BÖLÜM

41 4 12
                                    

Herkese merhaba canlarım
Yeni bir bölüme hazır mıyız
İyi Okumalar diliyorum

***

Hayaller...

Kurulur ve gerçekleşmesini bekleriz. Bu bekleyiş sürecinde karşımıza zorlu yollar çıkar. O zorlu yollardan geçerken yaralanırız. Bazen de ağır yaralar aldığımız olur. Ancak o zorlu yolları teker teker geçtiğimiz de sonunda o hayalimiz gerçekleşmiş olur. Mutlu oluruz.

Şu an ben de hayalleri gerçekleşmiş, küçük bir kız çocuğuydum. Bunu kendim değil. Timuçin gerçekleştirmişti. Hep içimde ukte kalan, camın kenarından çocukları seyrettiğim o an şimdi karşımdaydı sanki.

Yeniden doğmuş ve yeniden olanları yaşıyordum. Yanı başımda çocuklar var ve bende onlarla keyifle onlarla oynuyordum.

Gözlerim kapalı bir şekilde kollarımı iki yana açılmış öylece sürmeye devam ederken, Timuçin arkamdan "İzem, sürmen bitti mi?" Diye sordu

"Daha değil" cevabını verdim, keyifle bisikletimi sürmeye devam ediyordum. Bunun hiç bitmesini istemiyordum.

Ancak sessizleşen etraf beni korkuturken, gözlerimi hızlıca açıp etrafıma bakındım. Etrafta adamlar yoktu.

Özellikle de Timuçin

O yoktu.

Bisikletimi durdurdum ve hızlıca ondan indim ve barış'a doğru yürüdüm. "Barış" Diye sordum. "Timuçin nerede?"

"Şirkette işi birikmiş, şirkete gitti."

Aldığım yanıtla somurttum. Alçak! Beni yine yalnız bırakmıştı ve kendisi de aksiyonun peşine gitmişti. Cebimden telefonu çıkarıp Timuçin'e mesaj attım.

İzem: İnşallah yediğin yemek boğazına dizilir! Hain köpek

Mesaj beklerken o sırada barış arkamdan "Ay abla sende şimdi" arkamdan söylendi. "Adamı rahat mı bıraksan?"

"Canım sıkılıyor ama!" Diyerek cevapladım. Cidden canım sıkılıyordu ama. Hoş geceye kadar bisiklet süremem ya?

Timuçin: Kızım ne beddua ediyorsun ya?
Benim ne suçum var?

Ben: sence?

BENİ BIRAKTIĞIN İÇİN OLABİLİR Mİ?

Timuçin: Ne güzel işte
Kardeşin yanında
Ve güvendesin.

Ben: ama ben hareket seviyorum

Ben aksiyon seviyorum.

Timuçin: Üzgünüm izem hanım
Bugünlük bu kadar yeter!
Şimdi yaşayamadığın çocukluğunu yaşamaya devam et!
Çünkü hak ediyorsun.

Bu mesajtan sonra, çare olmayacağını anladığım da bakışlarımı bisiklete kaldırdım. Timuçin bir bakımdan haklıydı. Çocukluğumu yaşamam için son şanstı. Çünkü bir daha yaşamayacaktım.

Telefonu kapatıp cebime yerleştirip, bisikletime doğru ilerlemeye başladım. Biraz daha sürmek istemiştim.

Tam adımlarımı ona doğru atmaya devam ediyordum ki, dış kapının açılması ve içeriye başka adamların girmesiyle adımlarımı güneş ve barış'ın olduğu tarafa yönelttim ve arkamda duran adem' e dönüp "ADEM HEMEN ONLARI İÇERİYE GÖTÜR!" Diyerek emrettim ve cebimden silahımı çıkarıp onlara doğru doğrulttum ve "İşte aksiyon diye buna denir!" Diyerek konuştum karşımda duran kişi alayla gülümsüyor yüzüme bakıyordu. "Şimdi sıra sizde kimsiniz?" Diye sordum.

KARA MİRAS (I-II) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin