Jongin benimle konuşmuyordu, hayatımda onun kadar sevimli bir yaratık görmemiştim. Beni yanından ayırmıyor, daima bir adım arkamdan geliyor ve birkaç kez deneyip onu daha da sinirlendirdiğim şekilde durduğum zamanlarda sırtıma çarpıyordu. Omega olmama rağmen çok bir boy farkımız yoktu. Yalnızca o daha iri yapılı bir çocukken ben onun kaslı vücudunun yanından bile geçemeyecek düzeyde normal bir tiptim.
Şimdi de beni eve bıraktığını zannediyordu. Birlikte yürüyorduk ama benimle konuşmadığı için içindeki özlemi azaltma fikriyle arkamdan rahat rahat beni süzüyor, onu görmediğim için bakışlarını da hissetmediğimi falan sanıyordu. Yönümü değiştirip ormana doğru yürümeye başladığımda henüz iki adım atmışken bileğimi sıkıca kavrayarak beni kendisine çevirmiş, ardından ters bakışlarını gözlerime dikmişti.
"Nereye gidiyorsunuz beyefendi? Eve gidiyorduk."
Bana attığı ters bakışlara misliyle karşılık vermiş, bileğimdeki eline ters ters bakarak elimi çekmiştim. Şaşırmıştı. Ne bekliyordu? Kuzu gibi önüne koyup dediğini yaptıracağını mı? Alfa dediğin omegasının kuzusu olurdu bir kere. Böyle şeyler bana tersti.
"Form değiştirip egzersiz yapacağım, iki gündür benimle konuşmuyorken şimdi mi ne yapacağımı sorasın tuttu Jongin?"
Onunla ilk kez dönüşmemin ardından neredeyse on gün geçmişti. Arayı açtıkça zorlanacağımı hissettiğimden hazır o da yanımdayken yeniden dönüşmek iyi olurdu. Ancak aramıza koyduğu mesafe yüzünden pişman edecektim onu. Konuşmasına izin vermeden gözlerimi kapattım ve öne atılarak hızlıca form değiştirdim. Rüzgarın tatlı esintisini kürkümde hissedebiliyordum. İlk olarak Jongin'e dönerek dişlerimi gösterip hırlamış ve ardından dönüşmeyen bedenine yaklaşıp iri pençelerimden birini göğsüne yerleştirerek yüzüne yaklaşmıştım. Nemli burnumu onun minik insan burnuna sürttükten sonra etrafa hafif hafif omega feromonlarımı bırakmış ve etrafında dolanarak kokumu iyice üzerine bulaştırmıştım. Bundan hoşlanıyormuş gibi beni izlerken beklemediği anda ise ormanın içine doğru atılmış ve koşmaya başlamıştım.
"SEHUN!"
Birkaç yüz metre kadar koştuğumda o da peşimden gelmeye başlamıştı. Bana yetişmesi zor olmayacaktı ancak bütün gücümle koşarken o kadar keyifli hissediyordum ki bunun tarifi yoktu. Serin bir akşamdı. Ilık rüzgar kürkümü okşuyordu, yeşil gözlerine bayıldığım biricik minik(?) kurdumu arkamda bırakarak koşuyordum. Bir omega için çok güçlü ve hızlı hissediyordum kendimi. Bu yüzden daha da hızlanıyordum. Jongin sanırım bana yetişemiyordu, arkamdan uluma seslerini duyabiliyordum. Durmam için bağırıp duruyordu. Ormanın içindeki piknik alanının ortasında bulunan göle yaklaştığımda yavaşlamış, kendimi ay ışığının altında parıldayan suyun yakınlarında bir yere atmıştım. Ufacık bir yorgunluk bile hissetmezken yattığım yerde yuvarlanıp kürkümü toza bulamış, yaramaz bir yavru köpek gibi sırt üstü uzanıp patilerimi de havaya kaldırmıştım. Birkaç dakika sonra Jongin gelmiş, o bayıldığım yeşil gözlerini gözlerime dikerek nefes nefese bana doğru eğilmişti. Burnuyla ve patisiyle beni itmiş, pozisyonumu değiştirmişti. Birkaç saniye içinde dönüştüğünde gözlerimi ondan ayırmamıştım. Niye ayıracaktım ki? Kurt formumda olduğum için yüzüm bile kızarmadan süzmüştüm her yerini. Bakışlarım onu utandırmış mıydı bilmiyordum ama arkasını dönerek giyinmeye başlamıştı. Sanırım benim umurumda olmayan kıyafetlerimizi toplayıp getirmekle uğraştığı için yetişememişti, çok arkamda kalmış olmalıydı.
"Sehun, dönüşmeyecek misin?"
Bilmiyorum, dönüşse miydim? Bu formdayken duyularımın daha hassas çalışıyor olmasından hoşlanıyordum. Aramızdaki mesafeye rağmen kalp atışlarını, nefesini, yayılan hoş kokusunu ve feromonlarını çok net hissediyordum. Dönüştüğümde yalnızca kokusuyla feromonları kalacaktı. Yine de yattığım yerde kıpırdamadan saniyeler içinde dönüşmüş, üzerime attığı kıyafetlerin içinden baksırımı seçerek giyindikten sonra çıplak sırtımı soğuk çimlere bırakmıştım.
![](https://img.wattpad.com/cover/275318644-288-k333542.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kokunun izi | sekai
Fanfictionsillage isimli bir kurt sürüsü şehrinde her yıl mayıs ayında düzenlenen eş seçme ritüeli yaklaşmaktadır. henüz kapısına bir av bırakılmayacağının bilincinde olan oh sehun, alfaların avlanmak için ormana dağıldıkları ve üç gün boyunca avlanacakları s...