İlk.

1.1K 15 7
                                    

Yeni bir pazartesi gününe merhaba! En iğrenç, en tiksinilecek, en mide bulandırıcı, en kusulacak gün, pazartesi.

Söylediğin bütün kelimeler aynı anlama geliyor Dora.

Kısmen, iç sesciğim.

Bugün ders programımız değişecekti. Ne gerek varsa? Zaten okul açılalı 3 ay olmuştu.

İlk olarak hızlıca tuvalete gidip işlerimi hallettim ve formamı giyindim. Dizlerimizin birkaç parmak altında biten kırmızı-siyah kareli eteğimiz ve beyaz gömleğimiz vardı. Niye siyah değilde beyaz mesela? Niye yani? Hem daha uyumlu olurdu.

Her neyse, şu an bunları düşünecek değildim.

Hızlıca saçımı yukarıdan at kuyruğu yaptım ve tek tük sivilcelerimi kapatmak için kapatıcıyı yüzüme uyguladım.

Akşam yorgunluktan çantamı hazırlayamamıştım, hemen yeni ders programına baktım.

Bakmaz olaydım!

Sabah sabah -hele ki pazartesi sabahı- ilk iki saat edebiyat nedir hocam? Hah, sonraki iki saatte matematikti. Her neyse, matematiği seviyordum. VE SEVİNÇTEN ÇIĞLIK ATACAK KADAR GÜZEL BİR DERS GÖRDÜM. MATEMATİKTEN SONRA BEDEN! YAŞASIN!

Dersim başlamasına 25 dakika vardı, hızlıca çantamı hazırlayıp odamdan çıktım.

"Kızım gel bir şeyler ye, aç acına gitme okula!" diye bağıran annemi duydum. Annem kahvaltı konusunda baya hassastı, bu yüzden onu bu konuda kızdırmamaya özen gösteriyordum.

Mutfağa daldım ve annemin hazırladığı tostlardan birini peçeteye sararken konuşmaya başladım. "Abimler çıktı mı?"

Annem masaya oturmuş çay dolduruyordu. "Uraz çıktı erkenden annecim, işi varmış. Yaman abinde az sonra seni bırakacakmış, yeni uyandı o da."

Yaman abim beni bırakacaksa sorun yoktu, peçeteyle sardığım tostumu geri çıkardım ve oturup hızlıca yemeye başladım.

"Anne bizim Düdük odasında yok! Çıktı mı evden? Yoksa kocaya mı kaçtı? Ya sen bana sabır ver Allah'ım bir çocuğa bakamıyorsunuz şaka gibi! ANNE KİME DİYORUM BEN?!" abimin Düdük diye seslendiği kişi bendim. Çocukluğumdan kalan bir lakaptı, o yüzden bana demesine bir şey demiyordum.

"Evöt öbi bön cönöm kocömlayöm böni arömö." ağzım doluyken konuştuğum için dediklerimi anlamamış olabilirdi. Ama saçımın çekildiğini hissedince anladım ki, dediklerimi anlamıştı..

"Ya Yaman saçımı çekme yemek yiyorum!" diye cırladığım sırada abim yanımdaki sandalyeye oturmuş ağzına bir şeyler atıyordu. Annemde haber izliyordu, umrunda bile değildik kadının..

"Abi diyeceksin bana kızım, aramızda 3 yaş var." dedi üç parmağını göstererek. Ona göz devirip ayaklandım. "Kalk, okula geç kalacağım." dedim ve ayakkabımı giyinmeye başladım.

Abimde giyinirken annemi yanaklarından öptüm, "Hadi dikkatli olun canımın içleri. Allah zihin açıklığı versin." dedi annem.

Hızlıca arabaya yerleştik, okulum yürüme mesafesi ile 15 dakika sürüyordu. Araba ile 5 dakika falan.

"Ee Düdük, niye canın sıkkın?" dedi abim arabayı sürerken.

"İlk iki dersimiz edebiyat olduğu için tabii ki! Sabah sabah 60 yaşındaki Canan hocayı kim dinlemek ister? İçimde edebiyata dair ufak bir heves kırıntısı varsa bile o kadın yüzünden o da yok olmuştur!" dedim hızlı hızlı konuşurken. Abim dediklerim üzerine minik bir kahkaha attı, ben ise somurtuyordum.

İHLAL / +18 /Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin