1.93

378 8 3
                                    

sey selam 🙂🙂

bolum atmayalı 1 ay oldu mu ya..

biliyorum cok sık atamıyorum ama emin olun siz de biraz yorum yapıp oy verseniz yazma hevesim gelecek ve yazacağım..

o yuzden..

yorum yapıp oy veriniz..

bir de bolum duyuruları ıcın beni takip ediniz..

hepinizi optum 🌝🌝💋💋

🫧

Bazenleri hiç beklemediğimiz bir yerde hiç beklemediğimiz insanlar ile karşılaşırız değil mi? Evet bu kesinlikle normal bir şey. Ama ıssız ve ayyaşların dolu olduğu bir sokakta, ağzınız kapatılarak duvara yaslandığınızda karşınızda tanıdığınız birisini görmek çok şaşırtıcı değil midir?

1.90 olan çocuk.

Ne alaka?

Ben ona dumura uğramış gibi bakarken o bana düz düz bakıyordu. Elini ağzımdan çektiğinde boğazımı temizledim ve çekilmesi adına bir adım öne gittim. O da hemen kenara sıyrıldı.

Çantamın kolunu kavrayıp bana sıkıntılar ile bakan 1.90 çocuğa döndüm. "Sen? Gaspçı mısın oğlum?" dediğim şey ile kaşlarını kaldırmıştı.

"Gözünde gaspçı biri miyim Dore?" İsmimi yanlış söylemesi yüzünden ona doğru bir adım atıp kaşlarımı çattım. "Birincisi evet, buradan bakınca bir gaspçıdan farkın yok. İkincisi adım Dora, Dore değil."

Dore..

Dore!

Anlık aklıma gelen şey ile yüzümü anlamsız bir şekilde buruşturup tekrar konuşmaya başladım. "O çikolatayı bırakan sendin değil mi, 1.90?" Bana çikolata ismi ile seslenirse bende ona boyu ile seslenirdim.

Gözlerinden haylaz bir parıltı geçti. Anlamsız bir şekilde bu parıltı yüzüne yakışmıştı. "Boyum 1.93 yalnız." Gözlerimi devirdim. "Ve evet, o çikolatayı bırakan bendim. Ama söyle Duru'ya bir dahakine masanıza bir şey bırakanlara dikkat etsin. Ya kötü niyetli biri zehirli bir şey koysaydı?" Her cümlesinden sonra gözleri kızarıyordu.

"Şu an benim gözümde sende kötü niyetli birisin yalnız." Cevap vermesine izin vermeden koşar adım ondan uzaklaşıp yoluma devam ettim. Ama boş sokakta yankılanan sesi ile duraksadım.

"Kötü niyetli birisi olmadığımı kendim göstereceğim sana!"

Onun gibi bende bağırdım. "Bla bla bla!"

🫧

Eve geçtiğimde yaşadığım anlamsız şeyi kimseye anlatmadım. Saçma bir şeydi zaten, bazı şeyleri sorgulamamak ve paylaşmamak en iyisi.

Az sonra akşam yemeğini yiyecek ve aynı zaman da Uraz abim ile yüzleşecektim. Her ne kadar istemesem de yüzünü görmek zorundaydım.

Saçlarımı topladıktan sonra puf terliklerim ile birlikte salona geçtim. Uraz abim henüz gelmemişti, annemler buradaydı ama. "Afiyet olsun." dedikten sonra babamın soluna geçip oturdum. Yanımda Yaman abim vardı.

Çorbamdan bir kaşık aldığımda odaya Uraz abim girdi. Her ne kadar üzerimde gözlerini hissetsem de ona bakmadan yemeğimi yemeye devam ettim. Onu görmezden gelecektim artık, çünkü gelmediğim her an kalbim kırılıyordu.

İHLAL / +18 /Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin