someone like you

4★

Helloo bir şey soylemek icin burdayim, simdii junhan ın arkadaşlarını jisung tanıyo olarak yapıcam, yani bunların ikiz olduğu biliyolar, jisung un arkadaşlarından da sadece mingi biliyo olarak yapicam
-

Sonun da hafta sonu gelmişti iki gün dinlencektim derken bu fikir biraz sıkıcı geldi, hemen junhan ın yanına koştum.

Jisung: napıyon prova mı?

Junhan: evet gitar kursum için

Jisung: şey dicektiim, senin arkadaşlarına söylede akşam bara falan gidek takılırız

Junhan: ilk defa akıllıca bir şey söyledin, tamam ben onlara söylerim ama ben gelemicem haberin olsun

Jisung: neden yaa

Junhan: prova yapıcam, pazartesi önemli iki gün boyunca çalışmam lazım

Jisung: yaa ara ver işte nolcak hem zaten çok iyi çalıyosun

Junhan: jisung olmaz diyorum

Jisung: off tamam

Odama gittim ve yatağıma oturup bir şeyler çizmeye başladım, az sonra odaya junhan girdi

Junhan: bizimkilere söyledim, akşam seni almaya gelcekler

Jisung: oo süper, tamamm saoll

***

Saat 8 gibi üstüme bir şeyler bakmaya başladım, gözüme bir köşede duran siyah deri ceket çarptı, elime aldım ve yatağın üzerine bıraktım, daha sonra kısa siyah bir etek giyindim üstüme ise kırmızı bir crop giyindim, takılarımı takıp deri ceketimi de giyindin ama bu kombinde bir şey eksikti, buldum! Fileli çorap tabikidee, aynaya bakıp gülümsedim, bomba gibiydim maşallah.

Ben aynada kendime bakarken aşağı katta kapı çalmıştı, hemen çantamı alıp aşağı kata indim.

Kapıda ki kızıl saçlı çocuğu görünce şaşırdım.

Jisung: vayy kırmızı saç çok yakışmışş

Hyunjin: teşekkürler güzellik, senin de maşallahın var hee

Deyip yanağımdan bir makas aldı, ardından yola çıktık

Jisung: ee diğerleri nerde neden tek geldin? junhan birlikte gelceksiniz demişti.

Hyunjin: onlar barda beklicez dediler, ben de seni almaya geldim
-

Konuşa konuşa barın önüne geldik. İçeri girdiğimizde ilerki masadan el sallayan tatlı çocuğu gördüm ve el sallayıp yanına gittik.

Jeongin: merhaba hyung!

Jisung: merhaba bebeğim, selam çocuklar

Hepsi bir ağızdan selam verdikten sonra sipariş verdik, geç saatlere kadar içtik, güldük, dans ettik, en sonunda sarhoş oldum, kafam dönüyordu.