B:1

189 20 11
                                    

Bölüm şarkısı:Marina and The Diamonds- bubblegum bitch
(en sevdiğim 2. Yabancı şarkı olabilir💕)

......
"bu elimde olan kremi trendyol'da indirimli olarak bulabilirsiniz, buraya linkini bırakıyorum" diyerek videoyu kapatıp instagram da paylaştım
Paylaştıktan 5-6 dakka sonra dolu dolu bildirim sesleri gelmeye başlayınca sırıttım
"şu telefonu sessize alsana, anladık çok sevenin"
Başımı telefon ekranından kaldırıp kapıda duran Kazımcan'a baktım
"kıskanma canım, belki seninde birgün böyle sevenlerin olur" dedim gülerek
"ne kıskanacam be seni"
Telefonu masaya bırakıp parlatıcımı aldım ve aynanın karşısına geçtim
"bakıyorumda yine tersindesin sabah sabah"
"saat 1 gerizekalı ne sabah öğlen oldu"
"ayy ha sabah ha öğlen ne fark eder ya" dedim
"neyse bak bakayım nasıl olmuşum?"
Ona dönerek baştan aşağıya kadar onu süzmeye başladım
Üstünde Galatasaray'ın 100. Yılına özel forma, altında siyah kot pantolon, ayakkabı olarak yeşil ve turuncu renkte karışmış Nike ayakkabı vardı
"yani üzerinde sadece forma varken ne dememi bekliyorsun?"
"ya bugün formayla 100. Yıl reklamı yapcaz ya Elvan'ım da gelecek, banada parlatıcı sürsene yüzüm parlasın" der demez elimdeki parlatıcım yere düştü ve şaşkınca Kazımcan'a baktım
"hay anasını! Reklam bugündü demi!"
"evet..." Kazımcan beni başta aşağıya kadar süzdü, üstümde ince askılı kırmızı bir gecelik vardı, banyodan daha yeni çıktığım için saçımı kurutup fön bile çekmemiştim çünkü benden istenen saç kreminin reklamını yapıyordum!
"gerizekalı 2 dakkaya çıkacaz ve sen saçını bile kurutmamışsın! Diye bağırarak dolabımın karşısına geçti
" formamı ver! Bide etek!"
Kazımcan formamı ve siyah eteğimi alarak yüzüme fırlattı
" çabuk giyin! Senin yüzünden geç kalacaz!"
Odadan çıktıktan sonra hızla üstümü giyip saçıma fön çektim, ordaki makyözler makyajımı yapar diye sadece dudaklarıma pembe nemlendiricimi sürüp çantamı aldım ve masanın üzerindeki telefonumu, şarz aletimi, ve kulaklığımı çantama koyup oturma odasına gittim.
Kazımcan koltukta oturmuş telefonuyla ilgileniyordu
"hadi çıkalım"
"ohaa 10 dakka da nasıl hazırlandın"
"meslek sırrı:)"
"hadi arabaya" dedi ve beraber dışarı çıktık kapıyı kitledikten sonra asansöre bindik ve - 1 tuşuna bastık, garaja geldiğimizde de arabay binip yola koyulduk
15 dakka sonra
Florya tesisleri ce bizim ev arasında arabayla sadece 15 dakka olsa da yürüyerek 30 veya 40 dakkayı buluyordu.
Arabayı park edip çekimin olacağı yere gittik.
Barış bizi görünce gülümseyerek yanımıza geldi
"oo hoşgeldiniz"
"hoşbulduk" dedim
"hoşbulduk kardeşim" dedi Kazımcan sonra beraber tokalaştılar
"nasılsın fıstık?"
"iyiyim Barış sen?"
"bende iyiyim fıstık, nolsun"
"bende iyiyim Barış sağol sorduğun için"
Ben ve Barış Kazımcan'ın dediğine güldükten sonra onlar sohbete dalar, gelirken lavaboya gitmediğim için yanlarından ayrılıp lavabonun yolunu tutarım. Tam lavabıya girecekken birisinin "bö!" diye korkutmasıyla irkilerek arkama dönerim ve bana kıs kıs gülen Kerem'le karşılaşırım
"Kerem şimdi sana bişey derdim ama senden daha önemli işlerim var"
Diyerek lavaboya girdim ve işlerimi hallederek çıkarım ve tekrar sahaya giderim. Okan Hoca bana doğru gelerek
"Serra sen hazırlık odasına geç orda makyözler olacak seni hazırlası lar"
"tamam" diyerek hazırlak odasına giderim
Odaya girdiğimde odada birisi daha vardı, aynanun karşısındaki sandalyelerden birine oturmuş telefonla ilgileniyordu
"Serra Hanım hoşgeldininiz, siz böyle Halil Bey'in yanına geçin bizde makyajınızı yapalım" makyözün demesiyle Halil dediği kişinin yanına oturdum
"merhaba" dedim, kafasını telefondan kaldırıp bana baktı sonra tekrar telefona dönerek soğukça "merhaba" dedi.
İnsan gülümseyerek merhaba der bu ne soğukluk kardeş, ven böyle soğukluk kutuplarda görmedim arkadaş.
Bitane makyöz geldi ve Halil'e hafif pudra sürdükten sonra Halik kalkıp gitti, sonra makyöz benim yanıma gelerek makyajımı ve saçımı yaptıktan sonra bende kalkıp çekim yerine yani sahaya gittim. Ben gittiğimde çekimler başlar, birkaç kez Halil'le yan yana durmak zorunda kalmıştık. Yaklaşık 30 dakka sonra mola vermişlerdi bende gölge biryere gidip oturduktan sonra Kazımcan, Barış ve Kerem yanıma geldiler
"off niye bitmiyor bu çekimler" diye söylenerek yanıma oturdu Kazımcan
"hadi sizi anladım da ben niye reklam için burdayım?"
Kerem yanıma oturarak bana döndü
"ünlü olduğun için olabilir mi Serra hanım?"
"iyide tek ünlü ben değilimki, niye tek ben çekiniyorum?"
"başka ünlülerde gelcek" Barış'ın konuşmasıyla ona döndüm
"kim mesela?"
"yani yanlış bilmiyosam Afra saraçoğlu, Hande Erçel, Ferman akgül ve Çağatay ulusoy gelcek"
"Hande Erçel gelmiyecekmiş, başka bir reklam yeriyle anlaşmış" dedi Kazımcan.
"anladım" dedim sadece, gözüm ilerde Okan Hoca'yka konuşan Halil'e takıldı
"bu çocuk niye bukadar soğuk?" diye sordum
"hangi çocuk?"
Kazımcana dönerek gözlerimle Halil'i işaret ettim
"şurdaki çocuk, Okan Hoca'yla konuşan, Halil'di galiba adı"
"haa sen daha önce Halil'le tanışmamış mıydın?"
"hayır" dedim
"normal, Halil tanımadığı herkese öyle soğuk davranır" dedi, Barış
"ama yine de selam verilirken insan gülümseyerek verir"
"zamanla alışırsın Serra'cım, hadi git bize kahve getir" Kerem'in konuşmasıyla kaşlarımı çatarak ona döndüm
"pardon? Ben niye? Hizmetciniz miyim ben sizin?"
"hayır canım aramızda en küçik sen olduğun için"
"Kazımcan'la aynı yaştayım! O niye getirmiyor pardon!?"
"birkere ben senden 2 dakka önce doğdum, buyüzden senden büyüğüm"
"boyozdon sondon boyoğom, baksen" diyerek Kazımcan'ın taklidini yaptım
Barış kolumdan tutarak beni çekiştirerek ayağa kaldırdı ve içeriye dığru hafif ittirdi
"hadi hadi mızmızlanma" dedi arkamdan, oflaya poflaya kantine gidip 4 tane kahve aldım ve kantinden çıkınca elimdeki kahveler dökülmesin diyerek dikkatli bir şekilde elimdekilere bakıp yürüyordum, tam kantin kapısından çıkacakkan birisnin çarpmasıyla kahveler ikizmizin üstüne döküldü, bana çarpan kişiyle aynı anda
"ÖNÜNE BAKSANA!" diye bağırdık. Kim çarptı diye kafamı kaldırıp bakarım ve gördüğüm kişiyle çatık olan kaşlarımı daha da çatarım.
"SEN!?"

Ayy selm nasılız bakalım?
Yarın okulua gideceğimi haıtlayınca bir moralim düşmedi değil🥺
Oy ve yorumlarınızı bekliyorumm💕

KARMAŞIK| Halil Dervişoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin