KARMAŞIK| Halil Dervişoğlu

Bölüm 5

UZUN BİR ARADAN SONRA MERHABAAAAA

Bölümleri inşallah aktif olarak atmaya devam edecemmmm

iyi okumalarrrrrrr

Ben korkudan elimi kalbime koyup sakinleşmeye çalışırken karşımda ki mavi gözlü piç ve arkasındakiler bize bakarak kahkahalar içinde gülüyorlardı.

*Koray yaptığın şakaya sıçayım! altıma edecektim amına koyayım!* diye bağırdı Kazımcan.

Koray elindeki korkunç yüzlü maskeyi geri takarak az önceki hareketini tekrar yaptı.

Zişan: Nerdeyse kız kalp krizi geçirecekti lan! Serra iyi misin?

Zişan yanıma grlip beni kolumdan tutarak kaldırdı.

Kerem: Hepinizin surat ifadesini görmeliydiniz! Çok komikti!

Diyerek hepsi bir ağızdan kahkaha patlatınca kapıyı yüzlerine kapattım. Dışarda da yağmur yağıyordu.

Tayfun: Kız dışarda yağmur yağıyor!

Serra: Bana ne! onlarda böyle bir şaka yapmasaydı!

Kazımcan: Aferin Serra, az dışarda dursunlarda akılları başlarına gelsin.

Tayfun bizi takmayarak kapıyı açtı. Hain arkadaş işte ne olacak.

Tayfun: Haydi geçin içeriye.

Eliyle içeriye gösterince herkes oturma odasına geçti. Her zaman ki tayfa gelmişti tai aralarında yeni tanıdıklarımda olmuştu. Barış, Halil, Kerem, Yunus, Kazımcan, Koray ve bizim kızlar.  Ben, Koray , Elvan ve Tayfun takımdakilerle uzun zamandır tanıştığımız için bizim tayfa diyordum ama Öykü ve Zişan yeni alışıyorlardı onlarla. Tabi Halil'de vardı, onu geçen gün ilk defa görmüştüm uzun zamandır takımdaymış ama ben işimden dolayı onlarla beraber uzun zamandır bir araya gelemediğim için bilmiyordum. 

Ben o sıra mutfağa gidip kendime bir su doldurdum ve içtikten sonra yanlarına gittim.

Tayfun: Serra hazır ayaktayken üst katta oyunlar olacaktı onları getirsene.

Başımı tamam anlamında sallayarak üst katta Tayfun'nun odasına gittim ve cam kenarında ki oyunları aldım. Oyunları aldıktan sonra biraz camdan dışarıyı seyrettim. Tayfun hala eniştem gille kaldığı için onlarla birlikte yalı da yaşıyordu. Eniştem gil düneyin babamlarla birlikte yurt dışına tatile gittikleri için ev Tayfun'a kalmıştı.

Evlerinin çok güzel manzarası vardı. Tayfun'un odasının camı direk boğaz köprüsüne bakıyordu. Köprüden gelen ışıklar dalgalı denizin üstünde çok güzel bir görüntü bırakıyordu.

Elimde ki üç oyunla odadan çıkıp alt kata indim ve oturma odasından gelen sesler kulağıma ilişdi. Karaoke yapıyorlardı.

Odaya girdiğim de Barış ve Kerem elinde mikrafonlarla Demet Akalının çalkala şarkısını söylüyorlardı ve diğerleri de lambayı kapatıp elindeki telefonların flaşlarıyla eşlik ediyorlardı.

'' Eller havaya, bir sağa bir sola                                         

Çalkala çalkala, bir sağa bir sola''

Müzik kısmı gelince çılgınlar gibi başlarını sallayarak zıplamaya başladıklarında bende flaşımı açıp onlara katıldım.

...

Zişan: 2

Yeni kelime gelince Kazımcan'a sırıtarak baktım.

Serra: Sende olmayan bir şey.