04

65.5K 702 391
                                    

Hala yorum ve yıldız yok bu gidişle kitap erken bitecek :/
                                    ...

Söylediklerine anlam vermeye çalışırken göğsümü delip geçecek gibi atan kalbimin sesini umarım duymuyordur diye geçirdim içimden ve gidip yatağa geri oturdum.

"Sormayacakmısın?"

"Neyi?"

"Kim olduğumu, sonuçta hala bilmiyorsun."

Anlamsızca baktım yüzüne gelip yanıma oturdu ve konuşmaya devam etti.

"Ben Samet doğrusunu söylemek gerekirse senin kuzenin olurum."

Dedikleriyle yerde olan bakışlarımı hızla ona çevirdim.

"Nasıl yani, ne diyorsun sen ya!"

"Amcam yani babanın küs kaldığı erkek kardeşi varya Hah işte ben onun oğluyum e tabi küs oldukları için görüşmedik ama ben seni hep gördüm."

"S-sen o gece eve döndüğüm taksicisin?"

"Evet güzelim ben oyum. çarptığın adam, taksici, sokakta yürürken ardındaki gölgenim ben"

"İnsan nasıl kuzenine göz dikebilir!"

"Kardeşim değilsin sonuçta kes şu tepkini. Yemeğini ye ve dinlen."

Dediklerinden sonra beni dinlemeden kapıyı açıp çıktı. Bir süre sonra elinde yemek tepsisiyle geldiğinde yüzüne bakmiyordum. Güçsüz düşmemek için getirdiği yemeği yedim ve uzandım. Bir süre sonra vücut sıcaklığım üç katına çıkmış gibi yanıyordum. İçimde ki istek artık ihtiyaca dönüşmüş, yakıp kavuruyordu bedenimi. Kendime engel olamadım ve elimi iç çamaşırımın üzerinden yavaşça okşamaya başladım. Hiçbirşey umrumda değildi tek istediğim bu ihtiyacı gidermekti. Tamamen soyunup çarşafın altına girdim ve kendimi okşamaya devam ettim. Fakat yeterli gelmiyordu ve karın ağrısı yapıyordu. Bu ağrıyla nasıl uyuyabilirim diye düşünürken uyuyakalmıştım.

Sabah gözümü açtığımda karnımdaki sızı yerini koruyordu hemen banyoya girdim ve buz gibi bir duşla kendime geldim. Duştan sonra odaya girdiğimde, yatağın üzerinde bana doğru dönük olan Samet'e baktım.

"Çıkar mısın dışarı?"

"Neden böyle iyiydim aslında."

"Giyinicem çık."

"Tamam, bende sana kahvaltı hazırlayayım."

"İstemez önce elindeki azdırıcılardan kurtul! Ayrıca gitmek istiyorum ben."

"Birincisi yemeği yemek zorundasın ikincisi hiçbir yere gitmeyeceksin."  Çıkıp gittiğinde yorgunluk göz kapaklarıma ağır gelmişti.

Gözümü açtığımda karşımda beni izleyen bedene baktım.

"Günaydın"

"Ne bakıyorsun çık dışarı!"

"Solundan mı kalktın yoksa hep böyle uyandığında asabi mi olursun?"

Gözlerimi devirip arkamı döndüm ve uyumaya çalıştım. Belimde hissettiğim dokunuşla hızla arkamı döndüğümde yanımda uzanan bedene baktım ayağa kalktım ve bağırmaya başladım.

"Ne sanıyorsun sen kendini!" Cevap alamayınca koşarak kapıyı açıp çıktım hızla merdivenlerden inerken arkamdan bağırdığını duyuyordum. Evin dış kapısını açıp kendimi bahçeye atınca bedenimde hissettiğim kollara baktım. Samet arkamızdan gelmiş kızgın gözlerle bana bakıyordu.

"Serdar gerisini ben hallederim sen temas etme."

"Tamam abi." Kollarında çırpınırken sametin beni kucağına alması bir oldu. Başım omzunun arka kısmına denk geldiği için sırtına yumruklarımı indiriyordum. Tekrar aynı odaya geldiğimizde kapıyı kitleyip üzerime yürümeye başlayınca geri geri gitmeye başladım ve en sonunda yatağa düştüm. Bana tehlikeli bir biçimde sırıtırken yanıma gelip dudaklarını dudaklarıma bastırınca gözlerim kocaman açıldı. Tutkuyla hızlı hızlı öpüyordu. Öpücükleri boynuma yöneldiğinde hızla kendimi geri çektim.

Tutku'nun Alevi +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin