07

46K 427 39
                                    

Mert'e çektiğim sakso'nun üzerinden 6 gün geçmişti. Ve biz o günden sonra doğru düzgün iletişim kurmasakta birlikte film izlemek gibi aktivitelerden de geri kalmamıştık. Mert'e karşı bişey hissetmiyordum buna emindim. Ayrıca onunda hala deli gibi Dileğe olan duyguları gözle görülmeyecek gibi değildi.

Artık evime dönmek istiyordum. Samet'ten hala bir haber yoktu. Bu durum yinede huzursuz ediyordu beni, ne istiyordu ki benden. Elindeki telefona bakan adama çevirdim bakışlarımı.

"Mert, ben evime dönmek istiyorum"

Kafasını kaldırıp gözlerini direkt gözlerimle buluşturdu. Kaşlarını hafif çattı ve konuştu.

"Bu manyağın seni tekrar kaçırmayacağı ne malum? Evini biliyordur illaki"

"Evimi biliyor diye sonsuza kadar burda mı kalayım, hem okulda var ve sen yanımda olmak için sende okula gitmiyorsun." Bakışları başka yere döndüğünde huzursuzca iç çekti.

"Tamam haklısın, ama şuanlık aklıma bişey gelmiyor küçük hanım"

"Bana bak gıcık herif sensin küçük hanım! Bu dediğin iki kelimeden ne kadar haz etmediğimi biliyorsun"

"Biliyorum ve emin ol üstüne gitmek çok hoşuma gidiyor." Diyerek bir kahkaha patlattı.

"Hadi hadi kalk eve gidelim!"

"Kızım biraz yavaş çekip durma kolumu kalkıyorum işte." Hazırlanıp salonda buluştuk. Artık hazırdık gitmek için. Kısa süre kalmış olsamda buraya alışmıştım. Etrafa kısa bir baktım ve elimde Mert'in bana aldığı telefonu açıp anneme bilgilendirici bir mesaj attım geleceğime dair. Evden çıkıp arabaya yerleştik ve gitmeye başladık. Kalbim ağzımda gibi atması normalmiydi? Korku ve endişe stresle birlikte her hücreme nüfuz ediyordu. Kısa süre sonra mert beni evime bırakıp evine gidince odama çıktım. Evimi, odamı herşeyi özlemiştim. Bizimkilerle bu akşam bizim evde toplanmak için sözleşmiştik. Banyoya adımladım ve kısa bir duşun ardından üzerimi giyinip ıslak saçlarımla odadan çıktım. Mutfağa gidip güzel bir kahveyle kendime gelmeyi planlıyordum. Kahvemi yapıp elimdeki kupayla tekrar odama dönüp kitap okumaya başladım. İçimde bir korku, sebepsiz bir stres vardı. Ah sanırım sebepsiz değil sebebi Sametti!

Gözlerimi çalan melodiyle araladım, Uyuyakalmıştım. Telefonu açıp konuşmaya başladım.

"Alo!"

"Yine ne bu sinir stres hem hanımefendiyi görmeye geliyoruz hemde sen hala uyuyormusun saate bak!"

Gözlerimi kulağımdan ayırdığım telefon ekranına dikip saatin 20:04 olduğunu görünce hızla ayağa kalktım.

"Elif nerdesiniz geldiniz mi?"

"Yok, mert içecek bişeyler almak için indi arabadan kerem de uyumuş."

"Tamam bende bişeyler hazirlim açmısınız?"

"Aa yok yemek yiyip çıktık, film izleyelim diyoruz belki sohbet ederiz?"

"Olur tamam, görüşürüz" telefonu kapatıp mutfağa indim, Evde yalnızdım ve bu deli cesaretim beni ürkütüyordu. Salona gidip biraz etrafı toparladım ve çalan zil sayesinde kapıya adımladım. Kapıyı açtığımda Elif, Mert ve kerem ile samimi bir gülümseme ile tek tek sarıldık. İçeri geçtiğimizde aldıkları atıştırmalık ve abur cuburları alıp Elif ile mutfağa geçtik. Tabak ve bardaklara doldururken bir yandan sohbet ediyorduk.

"Meral biliyormusun yani duydun mu bilmiyorum ama Dilek trafik kazası geçirmiş."

"Ciddimisin?"

"Evet"

Tutku'nun Alevi +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin