1.BÖLÜM ADLİYE KAPILARI

72 6 5
                                    


     Daha yeniyim arkadaşlar ona göre                 yorumlar yaparsanız sevinirim.






Bazı anlar vardır ya bilirsiniz şu yer yarılsa da içine girsem dediğiniz anlar.
Keşke bir mucize olsa da gerçekten şu yer yarılsa ben içine girsem.

Altımda beyaz kumaş pantolon üzerimde beyaz renk bluz ayağımda ise savcı klasiği olan siyah topuklular
Elimde kocaman siyah çanta. Cool yürüyüşümle adliye kapılarına doğru koşar adımlarla ilerledim.

25 yaşında daha yeni atanmış çiçeği burnunda bir savcı olarak heyecanla adliye kapılarından geçiyorum. Kendimi tam olarak şuan yargı dizisindeki savcı rolünü oynayan Ceylin gibi hissediyordum.

Adeta adliye koridorlarını inletecek şeklide yürüyorum.

Yanından gectiğim kim varsa herkese başım ile selam verip kafeteryadan kahvemi alıp büroma geçiyorum.

Kocaman oda vermişlerdi bana. Bu odayı ilk gördüğümde adliyenin müdürünün odasına gidip bu oda bana fazla başka birine verin siz bu odayı demiştim.

Buralarda böyle oluyormuş savcılara büyük oda vermek zorundalarmış. 

Odanın bir kısmını dosyalar,kalemler,çicekler, resimler ile doldurmuştum bile ama odanın yarısı boş çünkü bu kadar büyük bir odayı doldurmak oldukça güçdü benim için.

Masama geçip dönen sandalyeme oturdum. Koca masamın üstünde oturduğum tam karşısın da mutlu aile tablosu. Benim ailemin mutlu tablosu. Fotoğrafı elime alıp çocukluğumdaki o mutlu fotoğrafa baktım.

İlk ve son mutlu aile tablosuna baktım.

Ailem, annem ve babam şüpheli bir trafik kazasında hayatını kaybetmişti.

Ben 10 yaşındayken.

Daha 10 yaşında hem annesiz hem babasız kalmıştım.

Her sabah büroma oturup sadece bu foroğraftaki mutlu ailemi izliyordum.

Ağlamak istediğimde bile gözümden yaş akmıyordu.

Ben ağlamayı unutmuştum.

Ben kaybolmuştum.

Annem ile babamın mezarına gidip ben büyüyünce savcı olucam. Sizin katillerinizi bulucam. savcı olunca ölen kişilerin katillerini bulabiliyormuşum. Ayşegül teyze öyle söyledi.

İlk savcı olduğum zamanlar arşivleri inceledim. Annem ve babama dair hiç bir şey bulamadım.

Babam annemi okadar çok severdi ki .
Küçükken babam gibi bir sevgilim olması için dualar eder öyle uydurdum.

Babam polis memuruydu. Annemde polisti. İkisi aynı görevi icra ediyordu.

Trafik polisiydi ikiside.

Annem 36 yaşında yeşil gözlü sarı saçlı 1/65 boylarında hafif kilolu çok güzel bir kadındı. (Hatırladığım kadarıyla)

Babamda 37 yaşında kahverengi gözlü siyah saçlı zayıf 1/85 boylarında  yakışıklı bir adamdı.(Hatırladığım kadarıyla)

Annem ve babam öldükten sonra çok sevdiğimiz komşumuz ayşegül teyze sahip çıktı bana.

Ben tek çocuktum. Küçükken oyun oynayacak bir arkadaşım bile yoktu.

Annem yorgun argın işten gelip birde benimle oyun oynuyordu.

En yakın arkadaşım annemdi.

Okuduğum okulda bile çok fazla arkadaşım yoktu sadece bir tane yakın arkadaşım vardı. Dila çok seviyordum onu herşeyimi onunla paylaşırdım.

KARAAD BERAD Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin