Bölüm 2 - İyice birbirine giren gizemler

63 7 4
                                    

Gözlerimi açtığımda şirkette masamdaydım.Yan masamdaki Kumral gözlüklü zeki ama bi o kadarda çirkin çocuk öğle yemeğinin başından beri uyuduğumu söyledi. 

 Ne !? Öğle yemeğimi? Ne öğle yemeği? O yakışıklı taksici ve o beyaz kadın diyecektim ki konuşmadan önce bir kez daha düşünme iç güdüme teşekkür ederek sustum.

 .....

 Tak.. Tak .. Tak ve işte o şıllık geliyordu ve yine bütün şirket onun topuk sesini dinliyorduk dizinin tam ortasına gelen siyah kalem dar eteği bütün o incecik vücudunu belli ediyordu.Vücudunu saran ve içindeki siyah dantelli sütyenini kabak gibi belli eden beyaz gömleği ve resmen karşındakinin ağzına girsin yada herhangi bir kavgada gülle olarak onları önden fırlatırım diye düşündüğü yarısı sütyende yarısı özgürlük yolunda emin adımlarla en önden koşan göğüsleri topuklarından sonra en çok dikkat çeken yeri olan,

 sekreter Merve ..

Şirketin erkekleri ona bayılıyor.Biz kızlarınsa sadece midesini bulandıran Sarışın mavi gözlü yaşlı ama belli etmemek için bütün boya şirketleriyle uzun vadeli anlaşıp her sabah bi kere suratına badana yaptıran Sarışın yelloz.. Evet yelloz bana doğru yaklaştı, tam şıllıklara yakışır bir edayla

 "Cansu hanım Burak bey sizi bekliyor "

 (Niye şirket iflas mı ediyormuş) Pekala geliyorum. ...

 Masadan ayağa kalktığımda heryerim ağrıyordu yavaş adımlarla Burak beyin odasına doğru yürüdüm normalde Burak bey beni hiç çağırmazdı. Bu Yüzden odasına girmeden önce biraz endişeliydim, yaklaştım derin bi nefes aldım ve kapıyı çaldım. 

"Burak bey ? 

 -içeri gir Cansu. 

 Offf içerisi şirketin diğer yerlerine göre muntazam kokuyordu sanki hafifte bi çilek kokusu vardı etrafta.Kahverengi ve kremrengi mobilyalar resmen bize sadece zengin iş adamları ve zengin kokoş kadınların poposu oturabilir diyordu.Yerdeki halıysa kesin hint kumaşındandır. Bide duvardaki garip tablolar.Anlamsız ama bi araba parası değerinde.Bende bu yüzden halıya basmadan kenardan geçerek tablolara bakmamaya çalıştım.

 -Lafı fazla uzatmıycam aslına bakarsan hiç uzatmıycam KOVULDUN şirkette senin gibi başı boş uykuculara ihtiyacımız yok. ............................ 

+ Ama Burak bey ben gerçekten çok çalışıyorum.. 

 -Cansu, sadece çalışmak yetmez sen hiçbirzaman bu şirkete ait olmadın kıyafetinle,saçınla,makyajınla, konuşmanla kalitemizi yükseltmen gerekirken görüntünle aşağı çekiyorsun...Evet konu kapanmıştır kovuldun hayatında başarılar son maaşını bankadan çekebilirsin fazlasıyla yatırıldı hesabına..  

Allah'ım bi bu eksikti napıcam ben şimdi?! Bütün eşyalarımı topladım hoş çokta bişeyim yoktu ya neyse direk evime gittim biraz uzanıp kafamı toparlamam gerekiyordu bugün yaşadıklarım yeterince faZla gelmişti.Tavana bakarken hala taksiciyi ve o kadını düşünüyordum işim, Burak bey, o şıllık, kovulduğum hepsi uçup gitmişti. Kafamda sadece gözler vardı, uçsuz bucaksız bi orman içindeki o yeşil çam ağacını andıran yeşil gözler..

 ******** 

Göz kapaklarım gittikçe ağırlaştı. Bedenim artık kuş gibi hafifti ve daha fazla göz kapaklarımı tutamadım ............

 Kuş sesleri vardı hemde binbir çeşit, her yer o kadar güzeldi ki ağaçlar,çiçekler, nehirden akan suyun sesi öyle tatlı geliyordu ki ve bulutlar,,, sanki birileri onların üstüne sim dökmüştü öyle pırıl pırıldılar. Uzaktan derinlerden bi kadın bana doğru yaklaştı.

ÖLÜMCÜL GÖZYAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin