on iki

20 5 17
                                    

beni özlediniz biliyorum????

___________

tanrısal bakış açısı

tüm bu karmaşanın ardından hızlı  bir hafta geçmiş ne kadar herşey üst üste gelmeye çalışsada güçlü olmaya çalışıyordu kızlar. Umay'ı annesi o gün sorguya çekmiş,Umay ise o gün kızları çağırdığını ama geç kalınca toplayamadığını söylemişti annesi ne kadar inanmada istememişti,yok yazılma konusunu ise yiğitcan halletmiş olmalıydı ki kimsenin ne velisine nede e-okuluna işlemişti.

Hepsi aslında neler olduğunu kavrayamıyordu derslerine dahi artık odaklanmayı bırakmış,akışında ilerliyordu herşey.

Ne yaşadıklarını yeni hazmediyorlar  nasıl olur hâlâ inanmıyordular.Hersey piknik alanında topun kaçması ile olmuştu ordan ada'nın telefonuna sızılmış,takipler başlamıştı daha sonra çok bir zaman bile geçmeden,Salih bizzat intikamı için tekrar dönmüş kızlara kafayı takmış ve evlerine hırsız görünümlü katil sokmuştu,tabiki biliyordu böyle birşeyin tutmayacağını ve bu kadar saçma, kolay bir planla her şeyi hemen bitirmeyecekti sadece korku yatmıştı bu başlangıç oyunuydu onun tabiriyle,Çağlar,ege,kuzey ve yiğitcan ise kızları koruyacaklardı en başından böyle bir sorumluluk almıştı belki sadece bu yıl ve seneye ki kızların sınav seneleri biraz zorlanacaklardı ama üniversite yılından sonra eminlerdiki herşey daha rahatına kavuşacaktı,yani erkekler öyle düşünüyordu en azından.

Haftasonu olmuştu gene,akşam olmuş,hava kararmıştı ve kızların annelerinden izin alan umayın kuzeni Koral,sahile getirmişti, kızların aileleri ise tereddüt etmeden izin vermişti güveniyorlardı öyle birisiydide Koral ne kadar Umay ile atışsada abi kardeş ilişkileri vardı.

Etrafa bakinirken boş yer bulmuş olmanın sevinciyle evden  aldıkları sofrabezini seriyorlardı ada ile Begüm, Umay ile ülkü ise ateş yakacakları küçük demirden çok uzun olmayan dört ayaklı kova tarzı birşey almaya gitmişlerdi sahilin cafesinden,Koral ise sandalyeye oturmuş sırıtarak izliyor, gülmemek için zor tutuyordu kendisini.Bunu farkeden Begüm kendini tutamamış konuşmaya başlamıştı.

"şuna bak,ayı gibi sırıtancağına gelde yardım etsene, eşek gibi oturmuş birde"

"ayıp be ayıp büyüğünüzle böylemi konuşuyorsunuz siz, yakıştıramadım tick tick tick" demiş sonda ise ayiplayan gözlerle göz devirmişti.

"bana bak valla büyüğüm demem şu odunlardan birisini geçiririm kafana Korel abi hadi kalk yardım et"

"yok fıtık var bende hadi abicim siz yapın hadi"

"ay götü- tövbe yarabbim yaresul allah " söyleyeceği şeyi yarıda bırakmış oda korale göz devirmişti.

"aaaa sana hiç yakıştıramadım begümcüm"

"Begümüne edeyim senin" dedi ve en sonunda işlerini bitirince oturmuştu Begüm ada ise  sepetten  çekirdek ve aldıklarını çıkarıyor aynı zamanda ikilinin atılmasına kıkırdıyordu,taki son verip ikiliyi susturana kadar.

"ay tamam tamam susun hadi Koral Ebu otu sende umayla ülküde gelir şimdi zaten"

"ben orayamı oturayım ada"

"nereye oturucaksın başka abi"

"ben burda rahatım"

dediğinde Begüm gene araya hopladı "pardon sen padişahsın biz kölen mi otur şuraya muşmula suratlı seni"

"a a üstüme iylik sağlık sensin kız o muşmula suratlı,ve evet ben padişahınızım"

Hala atışmaya devam ederken Umay ile ülküde biri bir ucundan diğeri öbür ucundan tutuyordu kpvanın demirliklerinden.

" ver şunu ben taşıyayım bu ne böyle amına koyayım gören diyecek 5 kiloluk şey"

"ya banane ne güzel taisyrouz işte sus"

"uf ülkü inatlasma benle"

"yo banane"

"of senin be-" diyecekken  Umay gelen üst üste bildirimle en sonunda durmuş hem soluk alırken bı yandan da cebindeki telefonu çıkartmıştı.

kuzey

kuzey
nerdesiniz?

niye, haber vermediniz?

"kim,kim"

"uf kuzey"

"ne diyor"

"yok neymiş niye haber vermemişiş,aman salla bunlarda başımıza koruma kesildi"

"he ya,ama şimdi merak etmişlerdir yaz"

"uf aman ne yazicam salla"

tekrar  ilerleyeceklerken bu sefer ikisnin teleofnunada aynı anda bildirim gelmiş Umay teleonu cebine koymamışken tekrar çıktığı wattsapa girmiş, ülku ise cebinden çıkartıp bakmıştı,birbirlerine dönüp baktıklarında sanki gozleroyle anlaşmışlar gibi konuşmaya başladılar aynı anda.

"yiğitcan bu seferde"

"yiğitcan" diyerek  gülmüştü ülkü

"aynı seyleri daha tatlı dille yazmış san anne yazdı"

"ülkücüm, olduğunuz yerin konumunu atsan ve bize ordan ne zaman çıkacaksanız yazdanız olurmu"

"en azından odun değil "

"öyle"

"sen cevapla,bende tamam yazarım kusura bakma derim" dedigni yaparak telefonu kapatmış tekrar cebine atmıştı Umay.

" he tamamdır...heh yazdım hadi gidek"

İkili mesajları fazla umursamamış arkadaşlarının yanına ilerlemeye devam ediyorlardı.

"şükür gelebildiniz ya"diyeriw homurdanan Begümün ardından uyuyan kalan korale bakmıştı Umay.

"bide annemlere siz bini givinmiyimisiniz tiyzi isk olsin diyor al gördük güvenilirliği daha  oturmadan uyuya kalmış"

dediğinde gülmeye başlayan kızlara bakmış ve oda gülüp odunları  demir kovanın içine koymaya başlamıştı.

Aradan hızlı geçen bir saatin ardından yaktıkları  ateşin etrafına  aldıkları minik minderleir sermiş sofrabezini üstüne ise yiyecekleri birakmislardı,Koral ise hala uyumaya devam ediyorken uyanmış esniyordu.

"paşam sonunda uyanmış" dedi ada

"bir arzunuz varmıdır Koral hazretleri" diyerek ona katılmıştı,ülkü ise.

Korel göz devirmiş  " ha ha ha,kralınız emrediyor masaj yapın"

Umay konuşmuş tü bu sefer "o krala söyle o masajı ona... anladın canım sen"

Ufak atısmalarinin ardından tekrar köyü sohbetlerine devam etmişler bu sefer koralde onlara katılmıştı.

Kuzey, çağlar , ege ve yiğitcan dörtlüsü ise onların   biraz uzaklarında onları izlemeye devam ediyorlardı.













ne demek mafyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin