İLK UYANIŞ

286 8 40
                                    


Bu bölüm bir önceki "İlk Uyku" bölümünün devamıdır. Nacizane tavsiyem sevdiğiniz romantik bir şarkı eşliğinde okumanızdır çünkü ben o şekilde (eriye eriye)yazdım ve şarkısız çok uzatılmış veya abartı gelebilir malesef. İyi okumalar:)

...........................................................................


Mesut Şebnem'in hafif kıpırdanmalarını hissederek uyandı. Gözlerini yavaşça aralarken Şebnem hala uyuyor olacak ki daha rahat bir pozisyon aldı Mesut'un göğsünde. Ona kolaylık olsun diye üzerindeki kollarını açtı ve Şebnem'in istediği pozisyonu almasına yardımcı oldu. Hiç ayrılmak istemiyormuşçasına kollarını mümkünmüş gibi daha da sarmıştı Mesut'a. Mesut gözlerini tamamen açtığında Şebnem'in çiçek kokan saçlarıyla karşılaşınca gülümsedi. Tekrar sarıp sarmaladı yavaşça kollarını sevgilisine. Şebnem'in de erken uyandığını bildiği için çok az vakti olduğunu biliyordu. İstediği olmuştu ama. Gece uyumadan önce dua etmişti içinden, 'ne olur ondan önce uyanayım' diye. İzlemek istiyordu sevgilisinin uykusunu. Uyurken nasıl gözükür, nefes alışları nasıl sakinleşir, kalbi nasıl atar.. Kirpikleri nasıl güzeldi ama. Ya küçücük burnu? Öpmeye doyamadığı pembe dudaklarına deliriyordu zaten! Yanaklarına tam dayanamayıp dokunacakken zor tuttu kendisini. Uyanmasını istemiyordu. Saatlerce izlemek istiyordu hayatında gördüğü en güzel kadını. 

Şu ana kadar çok dile getirememişti bu düşüncelerini Şebnem'e ama onu her gördüğünde anında aklının binbir köşesinde beliren sesler haykırıyordu. Her seferinde savaş veriyordu Mesut başka şeylere odaklanmak için ama bazen yeniliyordu tabi. Bakakalıyordu sevgilisine. Özellikle Şebnem ona bakmazken kendini şanslı sayıyordu. Anın tadını çıkarmaya bırakıyordu kendini dakikalarca.  

Yine dakikalarca nefes alışverişlerini izledi Şebnem'in. Kalbi kalbinin üzerinde atıyordu halen. Uzun saçları Mesut'un kollarına düşmüştü. Sessizce kapalı gözlerini izliyordu şimdi de. Kendisi de dahil kimsenin mavisi bu kadar güzel değildi ona. Bunu da söyleyecekti bir ara, aklına yazmıştı ona içinde kalan bütün iltifatları etmeyi. Hayatında hiç bu kadar huzurlu hissetmemişti kendini. Her gün böyle beraber uyanacakları zamanı hayal ediyordu. 

Şebnem de yavaşça araladı gözlerini. Hareket etmeden etrafa bakındı. Mesut'un odasında, Mesut'un göğsünde olduğunu farkedince gülümsedi. İçinden 'ne olur bundan sonra hep böyle uyanayım' diye geçirdi. Yavaşça Mesut'un yüzüne çevirdi gözlerini. Gülümseyerek kendisine bakıyordu. 

Şebnem uyandığı için saçlarını okşayabilirdi artık. Hiç vakit kaybetmeden ipek saçlarına gitti eli. 

Mesut: Günaydın.

Şebnem: Günaydın.

Yarı uykulu sesini duymak nasıl da hoşuna gitti Mesut'un.. Bundan sonra her sabah uyandığında bu sesi duymak istiyordu kesinlikle. 

Mesut: Uyandığında yanında ben olacağım demiştim..

Gözlerinin parladığına şahit oldu Şebnem'in.

Şebnem: Sen ne zaman uyandın?

Mesut: Yeni sayılır. Anın tadını çıkarıyordum ben de.

Şebnem tekrar gülümsedi.

Mesut: Keşke hep böyle uyansak. Ben seni izlesem.. Kalp atışlarını duysam.. Kirpiklerini ezberlesem..

Şebnem yatakta Mesut'un yanında doğruldu. Sevgiden ölecekmişçesine gözlerini sıkıp açtı. Altı üstü beraber uyanmışlardı. Bu nasıl onları böylesine mutluluktan çıldırtabilirdi?! 

BegonvilWhere stories live. Discover now