"Tamam güzelim bak ye bir şeyler aklım sende kalmasın.Tamam mı?"
"Tamam bitanem merak etme"
"Güveniyorum sana.İşim olmasaydı gelirdim ama biliyorsun yoğunum bu hafta ama erken biterse söz gelicem aşkım"
"Tamam balım.Görüşürüz"
"Görüşürüz bebeğim"
Ela ile olan konuşmamı sonlandırdıktan sonra telefonu mutfak masasına koydum ve yarıda bıraktığım kurabiyeyi yapmaya devam ettim.
Kurabiyelerin şeklini verdikten sonra pişirmek için fırına yerleştirip fırını açtım.Hemen ardından da zil çalmıştı.
Hızlıca kapıya doğru ilerleyip kapıyı açtığımda Barış'ı görmeyi beklemiyordum çünkü daha çok erkendi.
"Barış?Ne işin var senin burda?"
"Evime gelemezmiyim?"
"Onu mu sordum sence?Her neyse daha erken değil mi?Bu saatte eve gelmezdin normalde"
"Canım erken gelmek istemiş bu gün"
Göz devirdim.
"Tamam Barış"
İçeriye girip yatak odasına gitmişti hemen.Bense kapıyı kapatıp arkasından bakarken iç çekmiş ve mutfağa doğru ilerlemiştim.Bir anda başım dönmüştü ve tökezlemiştim.
Bir,iki saniye gözlerimi yumup kendime geldim ve kurabiyeleri gözden geçirip oturma odasına doğru ilerlerken Barış merdivenlerden aşağıya baya şık bir gömlek ve pantolon ile inmişti.Kaşlarımı çatıp yanına doğru adımladım.
"Nereye böyle?"
İç çekip konuştu.
"Sen böyle her şeyi soracak mısın Alara?"
"Niye?Rahatsız mı oldun?Olduysan söyleyebilirsin.Hatta başka bir şey varsa onu da söyleyebilirsin"demiştim ima yaparak.
"Of Alara gerçekten can sıkıcı olmaya başladın çık şurdan"
Eliyle omzumu ittirip kapıya doğru adımlamıştı.
Beni ittirdi?Bana dokunmaya kıyamayan Barış beni ittirdi mi gerçekten?
Yüzüm düşmüş şekilde mutfağa girdiğim sırada aklıma bir şey gelmişti ve hemen fırını kapatıp dış kapıya doğru ilerledim.
"Madem sen bir şeyleri söylemiyorsun ben kendim ne olduğunu bulurum Barış"
Spor ayakkabımı giyindikten sonra anahtarımı aldım ve evden çıktım.Arabama binip telefon konumundan Barış'ı takip etmeye başlamıştım.
Yaklaşık yarım saat sonra Barış'ın konumu bir otelde durmuştu.Otele yaklaştığımda arabayı biraz ileriye park edip arabadan indim ve otele doğru yürüdüm.
Otelin kapısının önüne geldiğimde iki adam beni durdurmuştu.
"Burası bir günlüğüne biri tarafından kiralanmıştır bu yüzden kimseyi içeriye almıyoruz"
Kiralanmış mı?
"Ben kimse değilim yalnız.İçerideki adamın karısıyım"
Adamlar kaşlarını çatıp birbirlerine bakmışlardı.Ben ise fırsattan istifade aralarından hızlıca içeriye girdim.Durup sağıma ve soluma bakmıştım ama keşke soluma hiç bakmasaydım.Gözlerim dolmaya başlamıştı.Kafamı yana büktüm ve içimden kendi kendime"Gerçekten mi?"diye sormuştum.
Arkamdan adamlar bağırıp içeriye girince Barış bakışlarını göğsünde yatan kadından çekip bana döndermişti.
Gözlerimle gözlerine bakıp kafamı inanmıyorum dercesine iki yana sallamış ve girdiğim hızla geri çıkmıştım otelden.
Hızla arabama doğru koşuyor arkamdan koşarak ismimi seslenen Barış'ı umursamıyordum bile.
Bana yetişip kolumu tuttuğunda hızla ondan kolumu kurtarmaya çalıştım.
"Dokunma bana!Bırak kolumu!İğreniyorum senden!Pislik!"
"Alara güzelim sakin olur musun?Yanlış anladı-"
Anında tokatı yapıştırmıştım yüzüne.
"Sende beni çok yanlış anladın Barış.Belki seni sevecek kadar aptalım ama aldattığında da göz yumacak kadar salak değilim"
Kolumu hızla elinden çekip arabamın yanına gittim ve arabaya binip çalıştırdım.
-☆☆☆-
Ayy ben geldiiimmm
Yaşıyorum merak etmeyiinNeyseehh bölüm nasıl olmus citirlaarr
Oy vermeyi de unutmayın haa
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pişmanlık | Barış Alper Yılmaz
FanfictionBıktım.Gercekten bıktım.Artık onu öperken,sarılırken bile korkar oldum.Rahatsız olacak diye yaklasamiyorum bile.Gerci ne hoş ki doğru dürüst bir araya bile gelemiyoruz. Kafamı yastığa koyup dolan gözlerimi yumdum ve kendimi uykunun kollarına bıraktı...