yine zarar vermiş kendine

1.1K 111 144
                                    

Seungmin;

Okula erken geldim. Kimse yoktu henüz,
Chan hoca hariç. Çantamı bırakmak için sınıfa doğru ilerlerken Chan hoca kolumu tuttu. Arkamı dönüp ona baktım.
"Çantanı bıraktıktan sonra öğretmenler odasına gel Seungmin." Ah doğru ya,
ceza vardı. Tamamen aklımdan çıkmış.
Başımla onaylayıp kolumu çektim.

Çantamı sınıfa bıraktıktan sonra öğretmenler odasına gidip kapıyı çaldım.
Chan hoca gelmemi söylediğinde içeriye girip kapıyı kapattım. Öylece dikiliyordum orada. "Geç şuraya." Gösterdiği yere geçtim, yanında duran ahşap sopayı eline alıp bana doğru yaklaştı. Sikeyim, gerçekten çok saçma bir ceza. "Şınav pozisyonu al."
dediğini yaptım.

Korkacak bir şey yoktu ama korkmuştum. Gözleriminin dolmasına engel olamıyordum. Daha önce babam yapmıştı bunu, almadım demiştim ama aslında daha önce almıştım bu cezayı, sadece bir bardak kırdım diye. Ama o sopayla değil kemerle vurmuştu, defalarca. O hep şiddet uyguluyordu bana. Fakat daha önce hiç bir öğretmen böyle bir ceza vermemişti. "Say." Dedi Chan hoca. Ardından kalçamda hissettiğim acıyla yüz hatlarımı sıktım.Bu kadar sert vurmasına gerek yoktu. "Bir." Dedim kısık bir ses tonuyla.

Tekrar vurdu. Daha çok acıtmıştı.
"İki." Yine kısık çıktı sesim.

Tekrarladı. "Üç." Aynı yere tekrar tekrar vurduğu için her seferinde acısı artıyordu.

Bir kere daha vurduğunda babamın yaptıkları canlandı gözümün önünde.
İstemsizce gözlerimden akan yaşları engelleyemiyordum. "Hey, Kim Seungmin."
Cevap vermedim, hemen bitmesini istiyordum sadece. Yine vurdu, ardından da sopayı atıp yanıma çömeldi. "Kalk, vurmayacağım daha fazla."

Başımı kaldırıp ona baktım.
"Bunun için mi ağlıyorsun? Ne oldu?"
Yere oturdum. "Bir şey yok hocam."

"O zaman niye ağlıyorsun?"
Baş parmağıyla gözyaşlarımı silerken sordu bunu. "Aklıma bir şey geldi, o yüzden."

"Pekala, sınıfına gidebilirsin." Gülümseyip öğretmenler odasından çıktım, çıkarken kapıyı kapattım, ardından da kapıya yaslandım. Birisi görse rezil olacaktım, sesim fazla çıkıyordu. Nereden geldi şimdi bu ağlama isteği...
İki elimle ağzımı kapattım, ses çıkarmamak için.

Kapının açılmasıyla birlikte geri çekildim.
"Seungmin, sorun ne? Anlatabilirsin."
Bir şey demeden sınıfa doğru ilerledim.
Of, ilk dersimiz onunlaydı.

Sınıfa geldiğimde sırama geçtim. Jisung, Jeongin ve Felix gelmişti, onlar hariç bir kaç kişi daha. Sırama doğru ilerledim.

Otururken canım yanmıştı. "Seungmin ne bu hâl? Ne oldu?" diye sordu Jisung bir elini sırtıma götürürken. "Bir şey yok."

"Yalan söyleme, niye ağlıyorsun o zaman?"

"Gel, elini yüzünü yıkayalım."
sırasından kalkıp yanıma adımlarken söylemişti bunu Felix. Ardından Jeongin'de sırasından kalktı. "Hadi kalk."
üçü birden beni sıradan kaldırdı zorla.
"İstemiyorum."

"İtiraz kabul etmiyoruz Seungmin. Yürü."

"İstemiyorum dedim!" sesim fazla yüksek çıkınca geri çekildiler. Ben tekrardan sırama oturduğumda üçü sınıftan çıktı.
Sırf bunun yüzünden küsmezler değil mi?

Jisung;

Aradan on beş dakika geçmişti. Ders zili çaldığı için tekrardan sınıfa döndük. Seungmin sıraya başını koyup uyumuştu.
Onu uyandırmamak için arkasından geçmiştim yerime. Felix ve Jeongin arkamızda oturuyordu. Onlara doğru döndüm. "Sizce Seungmin'in neyi var?"

Cok ayip | ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin