Chan;
Hastaneden çıkmıştık, Seungmin yorgun olduğu için arka koltukta uyuya kaldı.
Sol kolu alçıdaydı, kaşına 2 dikiş atılmıştı,
bacağındaki bıçak yarası derin olmadığı için sadece pansuman yapıp güzelce sarmışlardı.Onun evine uğrayıp çantasını ve kitaplarını almam gerekiyordu, bir daha o eve gönderemezdim onu.
Onun evinin önünde durdurdum arabayı.
Kapıyı açık görünce şaşırdım ama umursamadan arabadan indim.Etrafa bakınarak içeriye girdim, kimse yok gibiydi. Adam niye kapıyı açık bırakıp gitmiş ki?
Seungmin'in odasına girip çantasına sığdırabildiğim tüm kitaplarını çantaya koydum, geri kalanını da iki poşete sığdırmıştım. Son olarak dolabından
birkaç kıyafet ve iç çamaşırı alıp evden çıktım.Arabaya binmeden önce evinden aldığım şeyleri bagaja yerleştirdim. Arabaya bindiğimde Seungmin uyanmasın diye kapıyı yavaş kapatmaya çalıştım ama tam kapanmadı. Mecburen sert kapattım.
Uyanmış mı diye arkama döndüm,
neyse ki uyanmamıştı.Arabayı çalıştırıp evime doğru sürmeye başladım.
Yaklaşık yirmi dakikanın sonunda anca gelebildim, trafik olmasa daha kısa sürede gelirdim. Seungmin hâlâ uyuyordu.
Arabayı park edip çıktım ve arka kapıyı açtım. Emniyet kemerini de açtıktan sonra
Seungmin'i kucağıma aldım. Daha
sonra kapıyı kapatıp apartmana girdim.
Ev giriş kattaydı, kapının önüne geldiğimde bir elimi cebime attım.
Siktir, anahtarım yok.Arabada mı unuttum acaba?
Tekrardan dışarıya çıkıp arabanın içinde anahtarımı aradım. Yoktu, yer yarıldı içine girdi sanki.
"Hay amına koyayım nerede bu!"
Sesim yüksek çıkınca Seungmin uyandı."Ne oldu? Neredeyiz?"
"Bir şey yok Seungmin, uyu sen."
Başını tekrardan omuzuma koyduktan sonra gözlerini kapattı, tek elimle zor tutuyordum onu.Arabanın içinde biraz daha aradım anahtarı. En son arka koltuğun oraya baktım. Oradaydı. Nasıl düşmüş ki oraya?
Her neyse.Eğilip almaya çalıştım ama Seungmin kucağımda olduğu için olmuyordu, onu koltuğa bıraktım, anahtarı aldıktan sonra tekrardan kucağıma alıp kapıyı kapattım.
Nihayet eve girebilmiştik, Seungmin'i misafir odasına götürüp yatağa yatırdım.
Üzerini de örttükten sonra odadan çıkacaktım ki kolumu tuttu sağ eliyle.
"Bir sorun mu var Seungmin?""Gitmeyin, korkuyorum." dedi kısık bir ses tonuyla. Gözlerini açmadan konuşmuştu.
"Peki, gitmiyorum."Birden gözlerini açıp üzrindeki yorganı itti ve yatakta doğruldu. "Ne oldu?"
"Eyvah! Yarın fizik sınavı var, çalışmam lazım. Yoksa babam beni dövecek!
Eve gidip ders çalışmalıyım, kitaplarım evde. Düşük not alırsam çok pis dayak yerim!" Bu muydu yani? Bunun için mi kalkmıştı alelacele? "Kitapların evinde değil, sen uyurken uğrayıp aldım, arabada. Gidip getiririm. Baban evde değildi zaten gittiğimde. Ayrıca yat uyu, yarın okula gitmiyorsun. Baban da artık sana zarar veremeyecek.""Hayır gideceğim okula! Sınav çok önemli."
"Seungmin. Sonra yaparım fizik sınavını.
Yat uyu şimdi." Bir şey demedi.
"Evine uğradığımda telefonunu da almıştım, vermeyi unuttum."
Dedikten sonra cebimden çıkarttığım
telefonu uzattım ona.
"Teşekkür ederim.""Alarm falan kurma, güzelce dinlen."
"Ama hocam sına-" iç çekip sözünü kestim.
"Seungmin yeter! Yapacağım sonra dedim ya!" Sikeyim, bağırmama gerek yoktu.
Dondu kaldı çocuk.Bir şey demeden yatağa uzandı, sonrada tek eliyle üzerini örtmeye çalıştı, yorgan ağır olduğu için başarısız olmuştu.
Yardım edip üzerini örttüm.Bana sırtını dönmüştü.
Trip mi atıyor bu şimdi bana?"Seungmin."
"Hm?"
"Ne yapıyorsun?"
"Uyumaya çalışıyorum."
"Niye arkanı döndün?"
"Hocam susar mısınız artık?
Uyumaya çalışıyorum.""Uyu." dedikten sonra yatağın kenarına oturup elimi onun saçlarına yakınlaştırdım, başta tereddüt ettim ama sonra elimi saçlarına değdirip okşamaya başladım.
Çaktırmadan ona baktığımda gülümsediğini gördüm. Gülümsediğini görmek mutlu etmişti beni.Telefonuna ard arda gelen bildirimler yüzünden telefonu eline alıp sırt üstü uzandı yatağa.
Gözüm kaydı ekrana, bir kaç saat yazmadı diye arkadaşları tonlarca mesaj atmıştı,
ama Seungmin sadece "bir şey yok, iyiyim"
diye mesaj atıp telefonu sessize aldı ve kapattı. Ardından tekrardan bana sırtını döndü.Uyuyamadı, bana doğru döndü bir süre sonra.
Ardından yüz üstü uzandı. Yine uyuyamadı.
Bu seferde bacağıma koydu başını.
Ardından sağ elini de dizime attı.
Biraz şaşırsam da pek umursamadım,
yine saçlarına attım elimi.Manyak, ısırmak için yapmış!
Sebepsiz yere öyle bir ısırdı ki...
"Seungmin manyak mısın bıraksana!"
Elimle kafasını ittirmeye çalışıyordum.
"Bırakmazsan sözlüne sıfır gireceğim."
Hemen bıraktı tabii.
"Neden yaptın bunu?""Hocam kusura bakmayın, aşılarım yapılmadı."
"Aptalsın." dedikten sonra kapıyı sertçe kapatıp odadan çıktım.
Bir süre sonra o da odadan çıktı.
Ağlıyor muydu o? Aptal dediğim için mi?Evden çıktı.
"Seungmin bekle!"
Peşinden çıktım, kapının önündeki merdivenlere oturmuş, yanına gelen kediyi seviyordu. "Senin de mi canın yandı kedicik?" yaralıydı kedi."Seungmin."
Sesimi duyunca göz yaşlarını sildi.
"Efendim?""Üşürsün, geç içeriye."
"Ama kedi yaralı. Veterinere götürmek istiyorum onu! Canı çok yanıyordur.
Benim gibi.""Pekala, sen içeriye geçip dinlen.
Ben de onu veterinere götüreyim.""Sahi mi?" arkasını dönüp bana baktı.
Başımla onayladıktan sonra kediyi kucağıma aldım."Sonra da barınağa bırakırım."
"Ama neden! Neden siz bakmıyorsunuz ona? O daha çok küçük, bir buçuk aylık falandır."
"Bakamam ben."
Yüzünü asıp içeriye girdi.
Bende cüzdanımı ve arabanın anahtarını alıp çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cok ayip | Chanmin
Novela JuvenilSeungmin, psikolojik sorunlardan dolayı sürekli kendine zarar verir, fakat bu süreçte Chan asla onu yalnız bırakmaz. Yardım etmeye çalışır.