"HAY ANANIN AMA"
Evet bugün günlerden Cumartesi ve abim maalesef evde ve Barış ile pes oynuyorlardı. Biz ise masa da oturmuş Özge ile fal bakıyorduk. Falın çıkmasını beklerken onları izliyorduk.
"Oha Barış 3 tane gol nasıl yedin"
Bunu dememle Barış'ın ters bakışları ile karşılaşmam bir oldu. Dikkatini maçtan alıp bana verdiği için bir gol daha yedi.
"YES BEE, NOLDU BARIŞ BEY"
Abim zafer sevinci ile ayağa fırladı, Barış sinirli bakışları benim ve televizyonun arasında gidip geldi. Konsolu masaya bırakıp ayağa kalktı.
"Konsol bozuk beyler"
"Hadi ordan"
Verdiğim cevap ile Barış bana dil çıkarıp balkona doğru yürüdü, yürürken cebinden sigarasını çıkardı. İçtiğini bilmiyordum şaşırmıştım aslında. Abim koltuğa oturup telefonu ile ilgilenmeye başlamıştı, Özge desen telefonuyla birleşmişti zaten. Bende yapacak bir şey bulamayıp Barış'ın yanına gittim.
"Çok ağladın Baro ya"
Gülerek söylediğim şeye sinirlenip benimle laf dalaşına girmesini beklerken beni şaşırtıp o da gülmüştü. Şaşkın bakışlarımı ona yönelttim. Ona olan bakışımı fark edince daha da gülmeye başladı.
"Seninle laf dalaşına girmeyeceğim İdilli"
Yavaş bir şekilde omzuna vurdum. O ise gülümseyerek bana bakıyordu.
"Ya Barış ya sevmiyorum biliyorsun"
Bir zamanlar köyümüzde deli Nebahat diye bir kadın yaşıyordu. Dalgasına deli demiyorduk bu kadına gerçekten deliydi. Ben de küçüktüm işte çok korkuyordum o teyzeden. Barış'da bunu fırsat bilip beni korkutuyordu 'Bak İdil deli Nebahat geliyor!' Diyerek benimle dalga geçiyordu.
Bir gün:
°°°
Köyde elektrikler kesilmişti, havada iyice soğumuştu Emine teyzeler bize gelmişti, hep birlikte kalmanın daha iyi olacağını söylemişlerdi. Annemler her yere mum koymuştu, biz korkmayalım diye. Barış ile yan yana oturmuştuk annemler ikimizide saracak şekilde omzumuza battaniye bırakmışlardı. Ben tabii ki çok korkuyordum. Barış ise benimle dalga geçiyordu."Bak İdil deli Nebahat gelmiş!"
Pencereyi işaret etti ve o sırada camın önünden bir gölge geçti. Ben korkuyla cama bakıyordum, bakışlarımı Barış'a çevirdiğimde onunda bunu beklemediğini gördüm.
"Gerçekten o mu?"
"Ya oysa?"
Barış'ta korkmaya başlamıştı. Sonra kapı çaldı, Barış korkudan dibime girmişti. Şerefsiz beni korkuttu ama o benden daha da korktu.
Annem kapıya doğru gitti, kapının deliğinden baktıktan sonra kapıyı açtı. Ben dikkatli ve çekingen tavırla kimin geldiğini görmeye çalıştım ama görememiştim. Sonra annem beni yanına çağırdı.
"İdil gel kızım"
Yerimden kalktım yavaş bir şekilde kapıya ilerledim. Kapıya baktımda onu gördüm. Evet deli Nebahat gelmişti! Korkuyla annemin bacağınım arkasına saklandım, Nebahat teyzenin gözleri şaşıydı o yüzden o beni daha da korkutuyordu. Bana bir şey uzattı, bu benim bebeğimdi.
"Düşürmüşsün İdilli"
Korktuğum için elinden alamadım oyuncağımı, annem benim yerine deli Nebahat'in elinden almıştı. Çok geçmeden de gitti zaten.
°°°
"Of Barış sus ya"
Hala gülüyordu namussuz, susmak bilmedi.
"Hem sende korkudan benim dibime girmiştin unuttum sanma"
Gözleri gözlerim ile buluştu yüzünde ki sırıtma ile bana bakmaya devam etti.
"Ne bakıyorsun ya"
Daha çok göz teması kuramayıp başka taraflara bakmaya başladım. O sırada bileğimden tutup sırtımı demirliklere yasladı, kendi ellerini de yanlarıma koydu. Kısacası beni burada hapsetti. Gözlerimi kaçıramıyordum, o kadar dikkatli bakıyordu ki. Yüzünde bir duygu görememiştim daha dikkatli baktım sonra bir duygu yakaladım.
Özlem
Bana daha da yaklaştı, neredeyse burnumun dibine girdi. O kadar olsa iyiydi burunlarımız birbirine değiyordu, heyecandan kalbim küt küt atmaya başladı umarım o bunu duymuyordur. Neredeyse dudaklarımızda birbirine değiyordu. Bekliyordum sadece bekliyordum.
Tam dudaklarımız birleşmişti o sırada abimin sesini duydum.
"İDİL GELSENİZE OĞLUM"
Hızlıca kolunu itip içeriye kaçtım, Barış'ta orada kalmıştı. İçeriye geçtim abim eline konsol almış bekliyordu, Özge'nin de gözleri bu sefer benim üzerimdeydi. Hızlı bir hareket ile Özge'nin yanına geçtim ve telefonumu açtım. Falım çıkmıştı dikkatimi dağıtmaya çalışarak ona baktım.
"Ne oluyor İdo"
Telaşlı görüntüm Özge'nin dikkatini çekmişti, balkona baktığımda Barış'ın hala orada olduğunu gördüm. Özge'nin elinden tutup odama götürdüm. Bir şey olduğunu anlamış olacak ki sessizce beni takip etti. Odama girdikten sonra kapıyı kapattım o sırada Özge yatağa oturmuştu.
"Dökül bakalım"
Karşısına oturdum, derin bir nefes verdim.
~~~
"Şaka yapıyorsun!"
Özge heyecanlı bir şekilde ayağa fırladı. Ellerini ağzına götürdü.
"Of Özge ya"
"Lan niye üzülüyorsun manyak mısın?"
Özge'nin benden çok mutlu olduğu belliydi. Anın hemen bittiğine mi üzüleyim yoksa Barış'ın yüzüne nasıl bakacağımı mı düşüneyim.
"Üzülmüyorum tabii ki salak, sadece bilmiyorum içimde garip bir his var"
Özge geri yerine oturdu.
"Ne gibi bir his?"
"Karışık, hem iyi hem kötü. Çok seviniyorum hatta bıraksanız şurada halay çekerim ama bir yandan da korkuyorum sebepsizce."
"E konuşun Barış ile kaçarak yapamazsın biliyorsun değil mi?"
"Biliyorum Özge"
Haklıydı bir anlık kaçmış olabilirim, ama düşüncelerimi düzenleyip onunla konuşacaktım.
_________________________________________Valla kitabın gidişatı hakkın da hiç bir fikrim yok aklıma geleni yazıyorum.
Oylamalarınız için çok teşekkür ederim sizi seviyorum♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
05.03// Barış Alper
FanfictionAilesinin yanına Rize'ye gelen İdil'in çocukluk aşkı ile karşılaşması.