Sessiz Çığlıklar

5 Bölüm Özür Dilerim

Herkes Güneşin gelmediğini fark edip ayağa kalktı. Güney koşarak yukarı çıktı. Balkona gidip kapıyı kırdı ve Güneş 'ın atak geçirdiğini gördü. Güney Güneşi kucağına alıp bağırdı "Acil yardım çantasını getirin" Güney, Güneşin koluna bir serum taktı. Güneşin atağı geçince etrafına baktı. Güney ağlamaktan gözleri kıpkırmızıydı. Güney
- Güneş iyi misin? Bi şey ister misin? Bi saniye defteri getireyim.
Güney defteri bana verdi. Şunu yazdım
-İyiyim ne oldu bana?
Ali elinde bi kase çorbayla geldi. Ali
- Atak geçirmişsim yenge ama iç şu çorbayı.
Güney Ali'den kaseyi aldı. Güney bir kaşık çorbayı bana uzattı. Güney
-Çorbayı içmezsen çok üzülürüm ama ben yediricem.
Güney bana çorbayı içirince arkama yaslandım ve telefonu elime aldım. Babam bir sürü mesaj atmıştı.
"Özür dilerim sana anlatmam gerekirdi. Çok özür dilerim affet beni kızım ". Bunun gibi bir sürü mesaj vardı ama ben sadece tek bir mesaj attım. "Düşüncem ama bir süre daha vapurda kalıp kafamı toplamalıyım"  . Babam sadece 'tamam' yazmıştı. Belki oda annem gibi istemiyordu beni. Ayağa kalkıp dolaptan bira aldım. Normalde panik ataktan sonra alkol doğru değildi ama ilk defa bu kadar içmek istiyordum. Bir kaç yudum içerken Güney elimdeki birayı alıp kendi içti. Güney
- Güneş sen ciddi mısın daha yeni panik atak geçirdin.
Güney in yanından geçip koltuğa uzandım. Ali yanıma geldi
-Izininle yenge
Olayı anlamayıp etrafıma baktım. Ali
-Yenge serum bitti kolunu uzatta çıkariyim
Ali serumu çıkarınca bir an gözüm Güneye takıldı. (Noluyor Güney göz takılmalar falan). Benim için çok endişelendiği her halinden belliydi. Güney yanıma oturup sıkıca elimi tuttu. Güney
-Özür dilerim affet beni senin yanında beklemeliydim. Tam bir gerizekalıyım. Uzandığım  koltuktan oturma pozisyonu alıp siyah defterime şunu yazdım
" 1. Olarak özür dilemene gerek yok 2. Olarak geri zekalı değilsin bi süre daha vapurda kalabilir miyiz?"
Güney "Tabi kalabiliriz ama Görkem Beyden izin almalıyım. İşimden olmak istemiyorum.". Güney babamı arayıp izin aldı. Güney;
- Bi kaç gün daha kalabilirmişiz.
Film izlemeye başladık. Saat geç olunca odalara geçtik. Yatağa uzanınca vücudum karıncalanmaya başladı. Güney tişörtünü çıkarıp yanıma uzandı. Kollarını açıp yatmamı işaret etti. Güney'in kolları arasına uzandım. Hayatımda hiç olmadığı kadar güvende hissediyordum. Güney'in elleri saçımdaki yerini buldu. Nazikçe saçımı okşuyordu. Belki Güneye koruma gözüyle bakamıyordum. Kim korumasının kollarında uyumuştu şuana kadar. Güneş işaret dili ile 'Güney çok yakışıklısın.' Güney'in yanağına ufak bir öpücük kondurup gözlerimi kapattım. Güneş uyurken Güney şunları fisıldadı.
- Sen de çok güzelsin. Sana korumasını yaptığım kız gözüyle bakamıyorum. Sen daha fazlasısın. Sana hayranım seni çok seviyorum. Keşke sana çıkma teklifi edebilsem. Ve keşke sevgilin olsam.
Beraber uyudular o gece. Güney gözlerini açınca yanında sevdiği kızı gördü. Artık anlamıştı bu his aşktı.

Bu duygunun adı aşktı bu gerçek aşktı.

Güneş gözlerini açınca kendisini izleyen Güney'i gördü. Güneş uyanınca bir elini Güney'in yanağına koydu. Güney;
-Günaydın umarım açsındır çünkü her türlü yiceksin.
Gülümseyip ayağa kalktım kafamla çıkmasını işaret ettim. Güney çıkınca yanıma aldığım kıyafetler arasından beyaz bir tişört ve kahverengi bir pantolon giyip odadan çıktım. Ali, Mert, Güney ve ben beraber kahvaltı yapmaya başladık. Kahvaltıdan sonra canımız sıkılmaya başladı. Mert
-Aklıma bir şey geldi.
Güney
-Ne geldi yine?
Mert
-Şişe çevirmece ağız kısmı çıkan sorar anlaştık mı?
Ali
-Cevaplamazsa ne olacak?
Mert
-Yenge yı öper ama yenge cevaplamazsa Güney'i öper
Hepimiz kabul edince oyun başladı. Ilk çevirmede soru Aliye cevap Güneşde idi.
Ali
- Şu an içinde hangi renk iç çamaşır var?
Güney gülerek
-Senin sorucağın soruya şıçıyim. Lan bu nasıl soru şerefsiz.
Ali de güldü.
- Ne var lan soruda senin için seksi soru sordum. Evet hangi renk?
Kıpkırmızı bi şekilde yanımdaki deftere 'Turkuaz dantelli iç çamaşır var.". Ali
-Yaşasın siz zaten evde iyi bir performans sergilersiniz.
Güney
-Sana şuradan bi performans sergilerim. Kendini dantelli kilot olarak bulursun.
Hepimiz gülüyorduk. Tekrar çevirince soru Mert cevap Güneydeydi. Mert
-Kaç kere fuhuş evindeki kadınlarla yattın.
Bir anda dudağım da Güney'in dudaklarını hissettim. Kendimi geri çekemedim. Güney dudaklarım 'dan ayrılınca kıpkırmızıydım. Güney
-Özür dilerim ama bunu cevaplayamam.
Şişe tekrar çevirilince soru kısmı Güneşe cevap kısmı Güney'e geldi. Güneş işaret dili ile
- Şu ana kadar hamile bıraktığın kız oldu mu?
Güney
-O kadarda değil zaten fuhuş çocuklarının kimden olduğu genelde belirsizdir.
Ali
-Hadi yatalım o anlamda değil Leyla ve Mecnun ama bence o anlamda yapın zaten yarın eve gidicez
Ali haklıydı odalara dağıldık. Yatağa uzandım. Güney yanıma yatmadan önce
- Güneş yanında yatdımda sorun olmaz dı mi? Bide bugün olanları babana anlatmasan?
Güneş defteri açtı
-Babama anlatmam merak etme ayrıca gece uyurken taciz etmediysen rahatsız olmadım
Güney yazıyı okudu. Güney.
-Güneş oradan bakınca sapık gibi mi duruyorum ayrıca bir kadının rızası olmadığı sürece ona elimi bile sürmem.
Yatağa uzanıp gözlerimi kapattım. Annem bana doğru ilerledi. Elinde kendisini öldüren bıçak vardı. Bana bakıyordu "Özür dilerim sesini senden aldım özür dilerim.".  Annem o kadar korkunçtu ki koşarak uzaklaşmaya çalışıyordum ama hep aynı yerdeydim. Annem Pelin
-Bak hayat böyle koşarsın ama hep aynı yerde olursun.
Uyandığımda terden sırılsıklamdım. Etrafıma baktım Güney yoktu. Yoksa beni bırakıp gitmiş miydi? Hızlıca yataktan kalktım kapıyı açınca Güney'i gördüm. Bir an da Güney'e sıkıca sarıldım. Ağladığımı o zaman fark ettim.
Güney saçlarımı okşadı.
-Iyi misin? Özür dilerim güzelim şu içmeye gitmiştim ağlama tamam geçti.
Güney saçlarımı okşarken ben ise korkudan titriyordum. Ali yanımıza geldi. Ali "İyi misiniz?"  Kafamı olumlu anlamda salladım. Ben sessiz çığlıklara mahkum kalmıştım yine. Hep böyle olacaktı. Sabah erkenden eve gittik. Eve gelince eşyalarımı dolaba yerleştirdim. Gözlerimi her kapattığımda annemin cesedini görüyor gibiydim. Annemi Koray diye biri öldürmüştü. Koray ı çok iyi hatırlıyordum. Resmen hafızama kazınmıştı. Ve o pislik hala yakalanamamıştı. Zaten yakalansa da kaçıyordu. Onu kendi ellerimle öldürmek istiyordum. Benim hayatımı karartmıştı. Benden sesimi ve en kötüsü annemi elimden almıştı. Eşyalarımızı toplayıp vapurdan ayrıldık. Babamdan mesaj geldi. Ne kadar istemesem de eskiye dönmek zorundaydık.
-Günaydın kuzim nasılsın?
Hızlıca mesaj attım
-Iyiyim şimdi ayrıldık vapurdan. Beraber kafeye gidebilir miyiz?
Babam yazıyor
-Elbette by
Bir kafenin önünde durduk. Aklımda hala rüya vardı kanlı bıçağın her damlası aklımdaydı. Annem acı içinde kıvranırken ve ben ağlarken Koray siktirip gitmişti. Bu dünyadaki en büyük düşmanım Koray dı. Kafeye geçip en arkada ki masaya oturduk. Katre söyleyip sohbet etmeye başladık. Ve ilk defa bir sohbete katılmıştım. Ali
-Siz nasıl tanıştınız Güneş le Güney.
Güney
-Gerçekten bunu mu merak ettin? Sabah Görkem Beyle Güreşlerin evine gittik. Sonra tanıştık işte. Bu arada Güneş sen neden o gün turkuaz elbise giydin?
Güneş deftere
-Babam istedi ve çok saçma.
Ali ve Mert kıkırdarken deftere 'neye  gülüyorsunuz?' Yazdım. Mert
- Baban bile anlamış Güney'in damat olacağını. Güney kayın Baban seviyormuş
Arkama yaslanıp latte mi elime aldım. Hiç birine bakmayıp sadece dışarı bakıyordum. Ali gülerek
-Yenge alınma hemen aşk utanılacak şey değildir sevişilir öpüşülür güzeldir.
Ayağımla Ali 'nin dizine vurdum. Ali acı ile inledi. Ali "Yenge ayağın demirden mı?" Mert "Yenge vurdu gol oldu.". Yüzümde tebessüm oluştu. Hiç bir zaman arkadaşım olmamıştı. Ve olamazdı da çünkü ben dilsizdim ve konuşamazdım. Benim gibi birini kimse sevemezdi Ama onlar sevmişti Ali, Mert ve Güney beni kusuruma rağmen sevmişti. Üçü de özel insanlardı. Herkes bi insanı kusuruna rağmen sevemezdi. Bunu her insan yapamazdı. Fakat Ali, Mert ve Güney beni kusuruma rağmen sevmeyi başarabilmişti.

🍀🌸Kestikkk bölüm sonu düşüncelerinizi yorum olarak atarsanız ve yıldızı parlatırzanız çok mutlu olurum sizi seviyorum 🌸🍀