Tane tane kumlar ayaklarımın altında eziliyordu. Bu hissi özleyeceğimi biliyordum, birde lodos rüzgarı vardı tabi... Son olarak deniz. Benim bu dünya üzerinde kendimden bile çok önemsediğim deniz. Başkasına göre hatam olacak, bana kalırsa; kurtuluşum olacak deniz.
Sabah saatlerinde, yani benim en sevdiğim şafak vaktinde. Gereksiz kalabalık, gürültüden uzak. Sadece tek başıma buradayım. Peki, ne yapacağım?
Yüzeceğim evet, yüzeceğim... Sonra daha derine ve daha da derine. Sonra yüzmeyi bırakacağım, belki yavaşça belki hızlıca dibe batacağım. Bilmiyorum.
Bügün en sevdiğim bikinimi de giyindim. Herşey mükemmel.
Kumlardın içinde kayalıkların karıştığı yerde çok hoş bir görüntü vardı. Elimde olsa her dakika burada kalırdım.
Küçük sırt çantamı oraya bıraktım ve pembe havlumu serdim. Herşeyi özenle hazırlamıştım. Bidaha geri dönmeyecektim ama olsundu. Ben zaten hep düzenli bir insan olmuştum yani bozulmadığı sürece.
Ayaklarım soğuk suya temas ettiğinde gülümsedim. Adım adım, sular dizlerimin daha üzerine ulaşıyordu. İçeride yüzen bağzı küçük balıkları görebiliyordum.
Koşmaya çalıştım pek başaramasamda hızlanmış sayılırdım. Derinlik göğüslerime ulaşıyordu. Anlamadan ağzıma gelen tuz tadıyla fark ettim ağladığımı. Hayatta o kadar fazla ağlıyordum ki işte deniz de bunları gizliyor, deniz beni yadırgamıyor. Ağla diyor, dök içini. Yeter artık, sen suçlu değilsin; hiç olmadın. Hatalı değilsin, sen herkesin doğrusu değilsin belki ama benim iyikimsin diyor.
''Değilim... Üzgünüm-.. ben karşı koyacak kadar güçlü değilim. Aldığım canın yükü omuzlarımdayken, herkes bunu yüzüme vururken ben yaşayacak kadar güçlü değilim. Olmamalıyım."
Sarı renkli topları karşımda gördüğümde geri dönmek için çok geç olduğunu gördüm, zaten kararımdan asla dönmeyecektim. Su boğazımın bile üstündeydi artık.
"Güzel parlaklığına al beni. Uçsuz bucaksız maviliğinde kaybolmanın özgürlüğünü yaşat bana. Dalgalarının sesi huzur getirsin ruhuma, güzelliğin sonum olsun. En acısız ölümleri sen getirirsin. Benim özgürlüğüm olursun."
Bedenim yavaşça hareket etmeyi bıraktı. Herşey sanki benden bağımsızdı. Aşağı doğru batıyordum. Önce biraz su yuttum, sonra gökyüzünü ve bulutları gördüm bulanık suyun altında.
Gitmeden önce binlerce kez hatalarım için af diledim. Annemden, babamdan ve kardeşimden özür diledim. Geride bıraktığım, asla gerçekleşmeyecek hayallerimden özür diledim. Denizden af diledim, savaşmadığım için ve yine ona sığındığım, pes edişim için.
Gözlerime karaltı hücum ettiğinde buruk bir tebessüm oluştu yüzümde.
Herşey bitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
seashells • gxg
RomanceSona ulaşmak için gittiği denizde o sabah, sular altından hiç beklemediği bir mucize çıktı ve hiç beklemediği bir anda aşık oldu. (Düzensiz bölüm sıklığı.)