𝟛.

92 19 59
                                    

And then I go and spoil it all
By saying somethin' stupid like
"I love you"
"I love you"

.

.

Mikey elindeki çayı bırakıp ikinize baktı

"Otursanıza"

Ne kadar saçma bir durumda olduğunuzu görmezden gelerek sandalyeye oturdun.

Sizinle her ne konuşacaksa, bir an önce bitirip buradan gitmek istiyordun.

Abin de seni takip etti ve oturdu.

Bir kaç saniye sinir bozucu sakinliğin ardından Mikey çayını bitirdi ve konuşmaya başladı.

"Evet, Ryugujii kardeşler. Öncelikle size herşeyi açıklamam sonra da teklifimi sunmam gerek"

İkinizinde merakla onun konuşmasını beklediğinizi gördü ve fazla uzatmadan anlatmaya başladı.

"Haberiniz var mı bilmiyorum ama muhtemelen 'beyaz inci' isimli hazenin varlığınl duymuşsunuzdur"

"Evet, herkes bunun bir korsan masalı olduğunu bilir"

göz devirerek onun lafını yarım bıraktın.

Kafasını salladı itiraz ederek.

"Hayır masal değil, o gerçek ve onu bulmak için gereken harita Kraliyet sarayında tutuluyor"

"Peki bu olayın bizi ilgilendiren kısımı tam olarak ne?"

Bu defa da abin onun lafını böldü.

Ryuguujilerin geninde bu var diye düşünürek güldü Manjiro.

"Hepimizi ilgilendiren kısım şu: 7 büyük korsanlar ve diğer herkes bu hazineyi bulmak için yıllardır denizleri didik didik arıyor. Ve haritayı çalmayı deneyen herkesin sonu idam oldu. Bunu kimse başaramadı ama hala deniyorlar. Ancak bizim adamlarımız ve imkanlarımız bu haritayı çalabilmeyi mümkün kılıyor"

Tam ağzını açmak üzereydin ki Manjiro parmağını kaldırarak seni susturdu.

"Lafımı bitirmeme izin ver küçük Ryuguji"

Kaşlarını çatarak onun lafını bitirmesine izin verdin.

"Sizinle bir anlaşma yapmak istiyorum. Eskiden sarayda yaşadığınızı ve oranın içini iyi bildiğinizi biliyorum. Benim için haritayı almanız için bir plan yapacağız, bunun sayesinde hazineyi sizinle paylaşacağım"

"Peki bunu yapacağımızı sana düşündüren nedir?"

Dayanamayarak yine lafını böldün.

Dudak altından sırıttı ve tamamen sana döndü.

"Ben düşünmüyorum küçük Ryuguuji, biliyorum. Çünkü yapmak zorundasınız. Sizi Kara Sakalın oğlunun esirliğinden kurtardım"

"Bunu yapmanı biz istememiştik"

Kanında kaynayan gazabı hissediyordun.

"Artık bunu tartışmak için çok geç. Sizi ona geri vermeyeceğim. Zira sizi hayatta tutacaklarından da şüpheliyim"

Ona ne kadar nefretle baktığını görüp daha fazla güldü.

"Beni anlamıyorsun hanımefendi, tamam sana böyle anlatayım. Sizi orada ömür boyunca esir tutmalarını ve gemiden dışarı bırakmamalarını mı tercih ederdin yoksa bana yardım edip hazineyi alıp zengin olmayı mı?"

Cevap vermeden önce abine baktın.

O cevabını zaten belli eden şekilde sana bakıyordu.

Tabii ki özgürlüğünüzü tercih ederdi.

Tokyo卍Revengers • BONES •Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin