Byron'la konuştuktan sonra üzerindeki siyah deri ceketinin sağ cebinden tahta bir anahtar çıkarıp masanın alt boşluğunda mandy'nin göz açısından göremediği bir kasayı açtı ve bir kaç dakika bakmaya devam etti ve sonrada mandy'ye 3 tane dosyayı tahta masaya istemsiz bir şekilde ittirdi
Byron;"bu dosyalara göz atman lazım kendini öldüren bir kızın cesetini ve kendini neden öldürdüğü senden istiyoruz" dedikten sonra masasında duran ama mandy'nin farketmediği kartı ona uzattı "izin kartında bu." Aslında bunu beklemiyordum ama kartı aldım ve çantamın ön cebine koyduktan sonra dosyayı açıp göz atmaya başladım çok acı bir durum olsada gizli bir işti yani kızın ismi mai'di tek kız çocuğuydu saçları altın sarısıydı ve dosyasında mavi diş telleri vardı ve mavi badem gözlere sahipti annesi ise kahverengi saçlı gözlük takan çilleri yüzünde dağılmış yüz ifadesinden nasıl bir tip olduğu anlaşılması için dünyayı yıkmak gereken tiplerdendi annesinin ismi isabell 2. İsmi ise anne'idi byron yine konuşmaya başladı
Byron;Babasının dosyasını hala bulamadık 2 sene önce ayrılmışlar, eski bir köyde yaşıyorlar oraya ben seni götüreceğim ilk günün olduğu için benle geleceksin
Mandy itiraz etmeden başını salladı bir kaç saat sonra byron'un bmw'siyle yola çıktılar.Byron sürüş koltuğunda arabayı sürüyordu yola çıkalı 2 saat olmuştu dışarısı otların saldığı can çekiş verici kokularla kaplıydı bir kaç dakika sonra byron frene basıp arabayı durdurup arabanın kapısını açıp arabadan çıktı mandy de aynısını yaptı byronun kaşları çattı
Byron; sende kokusunu alıyormusun?
Mandy;hayır burnum tıkalı
Byron;iyi, aç o zaman!
Mandy byron'a sanki hapisaneden kaçmış bir deli gibi bakış attı
Byron;"cidden burnun kapalı ve sen bilgi topluyorsun." Byron iç çekti "birdaha olmasın."
Mandy byron'un neden bu kadar sinirlendiğini anlamıştı ama normaldir diye düşündü ve biraz yürümeden sonra bir evin önünde durdular, evin zili olmadığı için byron kapıya tıkklatı ve isabell kapıyı çok sürmeden açtı
İsabell;buyrun?
Byron göüğüsündeki cebinden izin kartını çıkardı ve mandynin de çıkarması için bakış attı mandy biraz duraksasada oda panikle çıkardı
Byron boğazını temizledi ve mandy'den birşey bekliyormuş gibi bir bakış attı
Mandy;eeh, haha uh biz buraya şey kızınız vefat etmiş o yüzden bilgi toplamak için gönderildik
Mandy söylediği yerin son kısmının doğru olmadığını biliyordu ama hey kim ona doğruyu söyle demiştiki??
İsabell:içeriye geçebilirsiniz.
İsabelle kapıyı daha geniş bir şekilde açtı ve mandy ve byron'un ayakabılarını çıkarmalarını izledi
.........
İsabelle;isterseniz çay getireyim?
Byron;hayır teşekkürler.
İsabellede oturma odasındaki saf yeşil koltuğa oturdu
Mandy;kızınız vefat etmiş geçmiş olsun.
İsabelle birşey demedi
Mandy;en son kızınızı ne zaman gördünüz?
İsabelle:birkaç gün önceydi hafta sonu olduğu için arkadaşlarıyla parka gitmek istediğini söyledi parkta çok uzak değil hemen evimizin karşısında. Sonra birdaha geri gelmedi parka giden polislerde geri gelmedi o yüzden gitmemenizi öneririm.
Mandy:peki bizi parks götürebilirmisin?
Byron mandy'ye ben diliyle "ciddimisin" diye bağıracak bir bakış atacakken isabelle araya girdi
İsabelle:peki. Ama sorumlusu ben değilim
Bir kaç blok adım yürüdükten sonra isabelle durdu
İsabelle:burdan dümdüz giderseniz parkı görürsünüz zaten. İsabellenin sesinde titeme vardı
Byron:bizimle gelmiycekmisin?
İsabelle:"hayır!" Diyerek arkasına bakmadan koşmaya başladı byron ağzını açacakken kaçmıştı
Byron iç çekti ve gözlüğünü düzelti
Byron:bugün neden herkes benim sözümü kesiyor.
Byron ve mandy parka doğru yerdeki sararmış yaprakların üzerinden yürüyerek düm düz isabellenin dediği gibi yollarını almaya başladılar ama gittikçe yapraklar sararıyordu ve bir sinerjik koku boğuyordu
Mandy:bence geri gitmeliyiz..
Byron:ilk günün.
Byron durdu ve ağaç kütüğüne elini dayadı kütükte yırtık kıyafetler vardı
Byron:bunun fotoğrafını çeksene mandyciğim
Mandy ona böyle hitap etmesinden hoşlanmamıştı ama yinede dediği gibi yaptı ve ilerlemeye devam etiller
En sonunda parka geldiler ve park dehşet'ti.
Parkta yerde gözleri yukarıya dönmüş kanlı keçi kafaları, büyü yapılmış kıyafetler vardı
Mandy:B-ben burayı biliyorum!
Byron:neresi söyle?
Mandy'nin nefesi kesilmeye başlamıştı
Mandy:buraya büyü yapmışlar
Byron biraz kıyafetleri göz gezdirdikten sonra ne demek istediğini anladı ve mandynin omuzuna kolunu koyup onu destekleyecek bir şekilde ormandan dışarıya yürütmeye başladı mandy'nin gördüğü tek şey ise parktan çıktıkça rengi açılan yapraklara dengesiz adımlarına bakıyordu bir süre sonra arabaya gittiler ve byron ön koltuğun cebinden bir hap ve bilmem kaç aydır ortada duran su şişesini uzattı
Byron; daha iyi hissediyormusun?
Mandy:evet. Fotoğrafı çektinmi?
Byron:Hım hım. Benim ofisime gideceğiz şimdi
Byron arabasını sürerken mandy uyuya kaldı ve ofisn önünde durduklarında uyandı
Byron:Hassiktir! Senin evin neredeydi?
Mandy:"sorun değil eve yürürüm."demesine rağmen nerede olduğu hakkında zerre fikri yoktuByron mandy'yi ikna ettikten sonra mandy yi evinde bıraktı mandy ise hemen evine gidip uyudu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Kimsenin" benden haberi yok
Misterio / Suspenso(Bu kitap bs evreninde geçiyor birkaç değişiklik ekledim umarım seversiniz ^^) japonyada bir kente taşınan mandy burada yeni bir illegal gazetecilik işi kazanıp yeni bir kente taşınıyor