Okulun devamı sıkıcı bir şekilde geçti. Ve Berk bana sırıtarak dik dik bakıp durdu.
Eve geldiğimizde hemen Sevgi Teyzenin yanına gittik ve parti için izin istedik.
"İlk günden bir parti demek. Peki izin veriyorum. Biz de babanızla alışverişe gideriz" dedi. Sıla "Ama bizim şık bir kıyafetimiz yok ki. Ne giyeceğiz?" diye sordu. Ben de bunu hiç düşünmemiştim. Sevgi Teyze " Dolabınızı açın görürsünüz" dedi. Biz Sılayla bir anlam veremedik ama yinede teşekkür edip odamıza gittik. Dolabı açtım ve içinde beyaz kolsuz badi üstüne delikli uzun kollu krem rengi bolero altıma mavi kot şort ayakkabı olarak krem jordanlar vardı. Sanki önceden bize hazırlanmıştı.Sıla "Yuh, sanki bize önceden planlanmışlar. Şaka gibi" dedi. " Sende ne var?" diye sordu. "Sürpriz olsun sonra gör. " dedim. Sıla da onaylayıp yan tuvalete geçti. Ben de odadaki tuvalete geçip kapıyı kapattım ve hemen duşa girdim. Duştan sonra üzerimi giyinip saçımı kuruttum ve pek üşendiğim için saçımı dağınık topuz yapıp krem rengi ruj sürdüm. Hafif fondöten, beyaz far, kısa bir eyeliner ve rimel sürüp makyajı tamamlayıp tuvaletten çıktım. Ben çıktığımda Sıla çoktan giyinmiş oturup Burak amcanın bize verdiği telefonu karıştırıyordu. Onun üzerinde dar mini siyah dekolteli ve sırtı beline kadar açık bir elbise vardı. Ayağında yüksek tabanlı bilekten bağlamalı topuklu ayakkabılar vardı. Kulaklarına büyük halka bir küpe takmış boynunda kar tanesi şeklinde gümüş bir kolye vardı. Saçını at kuyruğu yapıp uçlarını dalgalandırmış perçemlerini çıkarmıştı. Beyaz bir far sürüp koyu kırmızı bir ruj sürmüş eyeliner çekip rimel sürmüştü.
Beni görünce ayağa kalkıp etrafında döndü ve "Nasılım" diye sordu. "Fazla şık. Kime süslendin böyle sen. Oğuz'a mı?" diye kıkırdadım. Oğuz diyince hemen kızardı ve "Hayır. Dolapta bunları gördüm ve çok hoşuma gitti. Çok güzellerdi bende giydim. Fazla mı şık? Değildir ya. Bence güzel " dedi "Ayrıca sende fazla sadesin. Biraz şık ol be" dedi parmağını bana sallayarak. Sonra saçını savurarak arkasını dönüp sert adımlarla yürüdü. Onun arkasından kıkırdadıyınca kaşlarını çatıp sertçe arkasını döndü.
Biz inatlaşırken içeriye Sevgi Teyze girdi. "Kızlar kavganız bittiyse hadi çıkıyoruz" dedi. Biz de kavgayı bıraktık, çantalarımızı aldık ve evden çıkıp arabaya bindik. Sevgi Teyze "Kızlar benim bildiğim bir yer var orada arkadaşınıza hediye alırsınız" dedi.
**********
Oraya vardığımızda Sevgi Teyze ile vedalaştık ve evin kapısını çaldık.
Kapı açıldığı anda büyük bir gürültü koptu ve yüzümüze konfeti patlayınca aniden Sıla ile çığlık attık. Gözümü zorlukla açtığımda herkesin içeride 'Hoşgeldiniz!' yazısıyla bize gülümsediğini gördüm.
"İyi misiniz siz?" diye bağırdım. Sıla "Mal mısınız siz be " diye başlayıp küfürler sıraladı. Herkes suspus olmuş Sıla'yı izliyordu. Sıla en sonunda "Pardon fazla terbiyemi bozmuş olabilirim" dedi utanarak.
Berk ise şoktan çıktıktan sonra " Biz sadece hoşgeldin partisi yapalım demiştik ama... Neyse hadi içeri gelin" dedi. İçeriye geçtikten sonra herkes konuşmaya başladı. Ev çok büyüktü. İçecek masaları, dans pisti, dj masası, disko topu, hoparlörler ve bir dj bile vardı. Ben "Oha" diye mırıldandım ama cevap gelmeyince kafamı çevirdim ve Sıla'yı göremedim.
Tedirginlikle etrafa bakındığımda Sıla'yı en sonunda Yiğit ile konuşurken gördüm. Gülümseyip yanlarına gidiyordum ki bir anda kolumda bir el hissettim. Ve sonra da Berkin sesini duydum "Buse, sanırım bana hediye almışsın?". Kolumu hemen ondan çektim ama oradan elimi tuttu ve ben engellemeyemeyince koyabildiğim kadar aramıza mesafe koydum ve "Evet almıştım ama boşuna gitmesin" diyip hediyeyi ona uzattım.
Teşekkür ettikten sonra gri paketi açmaya başladı. Göz ucuyla Sılaya baktığımda Sıla çatık kaşlarla elimize bakıyordu. Benim hoşlanmadığımı anlamıştı. Bir anda hareketlendi ama Yiğit onu kolundan tutarak durdurdu ve kulafina bişey fısıldadı. Artık her ne dediyse sakinleşti ve Yiğit'in yanına geçip kollarını bağladı.
Tekrar Berk'e baktığımda hediyeyi açmıştı ve içindeki bilekliği bileğine takmaya çalışıyordu. Bir süre sonra takamayınca bana bakıp "Buse ben bunu takamadım da sen takar mısın?" dedi. Ben de normalde izin vermezdim ama ona kıyamayıp "Tamam" diyince yüzünde çapkın bir gülümseme oluştu ve bilekliği avucuma bıraktı.
Bilekliği alıp bileğine taktım. Sonra "Tamamdır. İyi günlerde kullan" dedikten sonra tam uzaklaşıyordum ki elimi tutan eli bir anda beni kendisine çekti.
Ben şok içinde"Berk ne yapıyorsun, bırak beni" diye çırpındım. Ama ben kaçmaya çalıştıkça o beni daha sıkı sarıyordu.
Ben şok içinde ona bakarken bir anda "Buse ben sana aşığım " dedi. "Hayır, olmaz daha yeni tanıştık, bırak beni" dedim dehşet içinde. Sonra bana "İşte bu ilk görüşte aşk" dedi. Ben "Hayır bu bir şaka değil mi? " dedim korku içinde ve çevreme bakınca kızlar şok içinde erkeklerin özellikle Ali'nin öfkeyle Berk'e baktığını görünce şaka olmadığını anladım. O sırada Berk başını iki yana sallayıp "Ah Buse neden beni hiç dinlemiyorsun?" dedikten sonra yanağıma eğildi ve orada bir ıslaklık hissettim. Öpmüştü. Hayır, olmazdı, olamazdı, hiç hoş değildi.
*******
Selam çok uzun bir süre sonra 3. Bölümü tamamladım ve evet, olaylar çok çabuk gelişti ama bu kitabı okuyacaksaniz bu tarz şeylere de katlanacaksınız:) Neyse iyi okumalar.
