ACI HABER

31 4 0
                                    

Şok içinde onu omuzlarından ittirerek çığlık attım. Berk ise suratıma çapkınca bakıyordu. Sonra beni bırakınca yere düştüm. Ve hemen kalkıp dışarıya fırladım. Temiz hava yüzüme çarpınca aniden basım döndü. Arkadan ismimin seslenildiğini duydum fakat dönüp bakmadım. Sonra baş dönmem arttı ve tutunacak bir yer aradım. Ben orada ağlarken omzumda bir el hissettim. Başımı çevirip baktığımda o kişinin Ali olduğunu gördüm.

"İyi misin?" diye sordu ama onu güçlükle duyuyordum. "Kendimi i-iyi hissetmiyorum" dedikten sonra gözüm simsiyah oldu ve yere yığılınca Ali'nin beni tuttuğunu hissettim ve içeriden Sıla'nın sesli küfürlerini ve tokat seslerini işittim ve sonra bilincim tamamen kapandı.

********

Gözlerimi beyaz loş ışıkla araladığımda beyaz bir tavan ile karşılaştım. Hafifçe başımı çevirip "Neredeyiz?" diye mırıldandım. Sağ yanımdaki koltukta Sıla oturuyordu ve elleri kıpkırmızıydı. Diğer tarafımda ise Ali ve Yiğit vardı.

Sıla benim uyandığımı görünce "Buse, iyi misin? Merak etme şuan hastanedeyiz ve ben or... neyse işte ona erkeklerle beraber çocuk bayılana kadar tekme tokat daldık. Şuan yüzüne pansuman yapıyorlar. Ciddi ciddi çocuğun yüzü kan içinde kaldı " diye heyecanla bir şeyler anlattı ama yeni uyandığım için ona boş gözlerle baktım. Yiğit de gülerek "Sakin ol güzellik. Kız daha yeni uyandı. Nasıl bakıyor tipe bak. Sal bir kızı." dedi. Ama ben tek bir kısımda takılmıştım. "Güzellik mi?" dedim kaşlarımı çatarak ve Sıla'ya dönünce o da kızardı ve bakışlarını yere dikti.

"Her neyse, daha sakin bir şekilde olanları anlatır mısınız?" diye sordum. Sonra ikisinin de sesi çıkmayınca Ali "Sen bayılınca Sıla ve diğer erkekler seni gördü ve Berki bayılana kadar tekme tokat dövdüler. Ben de seni hastaneye getirdim. Şu anda Berkin yüzüne pansuman yapıyorlar. Ve Sıla'nın dediği gibi çocuğun ağzı yüzü kan içinde kaldı. Sevgi Teyze ve Burak Amca da birazdan gelir" dedi yavaşça anlatarak. Bu Sıla'nın elindeki kızarıklıkları açıklıyordu.

"Ciddi misin? Oha " diye mırıldandım. Öteki taraftan Sıla da "E tabi daha ilk günden yeni tanıştığın çocuk seni öperse tabi dalarız bu kadarı da çok fazla. İlk görüşte aşkmış. Sokarım ben ona aşkı da neyse. Birde hala seni görme derdinde salak." diye homurdandı. Sonra biraz sessizlik oldu ve ben aniden yüreğimde bir burulma hissettim. Sılaya baktığımda o da aynı şeyi hissetmiş olacak ki bana bakıyordu.

O sırada içeriye doktor ve kısa saçlı bir hemşire girdi. Doktor "Evet bakalım, nasılız?" diye sordu. Ben de "İyiyim ama neden aniden bayıldım?" diye sordum. Doktor " Sende bir hastalık tesbit ettik. Daha ne olduğunu henüz bulamadık ama ani seyleri kalbin kaldırmıyor o yüzden bayıldın. Ve bir de boynunda bir kolye vardı çıkaralım dedik ama çıkaramadık. Boynunu sıkmıştı." dedi. Ben " He o çıkmaz " dedim. Doktor beni duymamış olacak ki "Tamamdır. Bugün burada kalmanız gerekecek, yarın sizi taburcu ederiz." dedikten sonra odadan çıktı ve hemşire kolumdaki serumu çıkarıp o da çıktı.

Sonra Yiğit "İsterseniz biz çıkalım siz kız kıza kalın" dedi ve Ali ile beraber odadan çıktılar. Bir süre sonra Sıla "Televizyonu açayım mı, hem kafa dağıtmış oluruz?" diye sorunca başımı olumlu anlamda salladım. Sıla televizyonu açtığı gibi tüm haber kanallarını gezdi ama hepsinde aynı haber vardı. Sıla oflayıp rastgele bir kanal açtı.

Spiker kadın "Evet sayın seyirciler. Antalya'da bir araba kazası gerçekleşti. Çok hızlı giden bir araba durmaya çalışıp frene basınca yolun ıslaklığından dolayı kayıp denize düştü. Araba evli karı koca olduğu ve ikisinin de hayatını kaybettiği tesbit edildi."dedi. Biz tam ciddiyetle dinlerken Sıla'nın telefonu çaldı ve televizyonu kapatıp telefonu açtı. "Alo... Buyrun ben kızıyım....." derken "Nasıl? Ne? Hayır,olamaz değil mi? Yok ya yanlış duydum" diye sayıklamaya başladı şok içinde.

"Sıla ne oldu?" diye sorsam da beni duymayınca telefonu kulağından aldım ve arayanın polis olduğunu gördüm. "Alo, buyrun?" dedim. " Alo merhaba Sıla Yaldız siz misiniz?" diye sordu. "Hayır, ben Buse Yaldız, kardeşiyim." dedim ama duyacaklarımdan korkuyordum. "Size Sevgi Yaldız ve Burak Yaldız'ın bir araba kazası sonucu hayatını kaybettiğini söylemem gerekiyordu. Burak bey vefat edince en büyük kız olan Sıla Yaldız'a miras geçti. Başınız sağolsun" dedi ve telefonu kapattı. Ben ise "Hayır!" diye çığlık attım ve telefon elimden kayıp yatağa düştü.

Benim çığlığımı duyan herkes içeri girdi. Sıla kesik kesik nefesler alıp veriyordu, çırpınıyordu ve zangır zangır titriyordu. Sonra doktorlar içeriye koşarak girdi ve Sıla'ya sakinleştirici olduğunu düşündüğüm bir iğne yaptılar. Ben de kendimi iyi hissetmiyordum ve yatıp yorganı başıma çekip hiç kimseyi umursamadan direkt uykuya daldım

********
Selamm. Bu bölüm biraz ağır oldu ve çok fazla bayılma oldu ama kitabın devamında bu kadar bayılmayacak  merak etmeyin. Ve ek olarak artık Oğuz'un ismi yiğit karıştırmayın yani. İyi okumalar <3

Sırtımdaki BıçaklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin