KATARINA

7 1 1
                                    

Katarina ABD-de 1 saat önce Glory ailesinde doğulmuştu. Annesi onu doğururken öldü. Katarina artık babasıyla yaşyacaktı. Babası Mark Katarinaya annesinin nasil öldügünü hiç bir zaman söylemedi cünkü, bu ogrendiginde kendini suclu bulacagi ve üzülecegini biliyordu. Katarina pek dışarı çıkmazdı. O okula başlayınca diger cocuklarin annesinin oldugunu gorup üzülüyordu. Bir gün Katarina babasina annesinin nasil öldügunu sordu. Babasi ise hep baheneler bulup gecistiriyordu. Bir gun babasi ona gercegi soyleme kararini aldiginda Katarina 18 yaşındaydı. O kizini yanina cagirip onunla konusmak istedigini soyledi. Katarina gelip onun yanina oturdu ve ne oldugunu sordu:
-noldu baba?
Babası yutkundu:
-şey
-aslinda yillardir sana söylemem gereken bir sey var.
-evet söyle baba
-annenin nasil öldügünü ögrenmek istiyordun.
-nee evet hadi soyle
-a annen seni dogururken...
"nee!?" gözünden yaşlar süzülerek:
-bana bunu neden söylemedin
-ben üzülecegini düşündüm
Katarina sinirli bir sekilde koşarak dışarı çıkti. Babasıda ardindan koştu ama Katarina orda yoktu. Katarina son parasini disardaki kendisi yaptigi kus evinin icine koymustu. O tüm parasini alip evden kaçtı. Pek çok parası yoktu ve hava çok soğuktu. O bir taksi durdurup bir otele gitdi. O parasinin cogunu otele harcayip 1 gun orda kaldi. Ertesi sabah kaçmalıydı çünkü, babası polislere haber vere bilirdi. Sabah erkenden kalkti. Otobüs durağına gitti. Bir otobüs bulup bir köye yola koyuldu. Yol çok güzeldi ama birden polisler otobüsü durdurdu. Katarina çok korkmuştu. Hemen şapkasını başına indirip uyuma takliti yapacaktı ama bunun işe yaramayacagini biliyordu. Çok vakti yoktu bir şey düşünmeliydi. Boğuluyormuş takliti yaparak otobüsten indi ve ormana dogru koştu. Orman yabanı bitkilerle doluydu. Katarina aç ve susuzdu. Yakinlarda sus sesi geliyirdu. Katarina bunun bir şalale ola bilecegini düşünüp ses gelen tarafa gitmeye başladı. Evet bu gerçekten bir şelaleydi! Katarina elini yüzünü yıkayıp biraz su içti. Burası çok güzeldi. Girdigi ormanla alakası yoktu bile. Heryer yeşillik, hava açık, güneş parlıyor, kuşların sesleri ve daha fazlası. Katarina ağaçtan topladığı elmaları yiyerek manzarayı izliyordu. Artık akşama az kalmıştı ve hava kötüleşiyordu. Siyah bulutlar gök yüzünü almaya başlıyordu. Deminki havadan eser-elamet kalmamıştı artık. Katarinanın kalcak bir yere ihtiyacı vardi. Yakinlarda küçük bir mağara gördü. Başka çaresi yoktu, mağaraya girdi. İçeride bir kalın dal ve küçük ağaç dalları vardı. Katarina üşüdüğü için ateş yakmayı denedi ama olmadı. Hiç bir zaman pes etmedi. Ve sonunda bir kıvılcım! Dallar ateşlenmeye başladı. Katarina ısınıyordu. Evet cok yorulmuştu ve güzel bir uykunun vakti gelmişti...

ÜÇ TAŞ EFSANESIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin