(Bölümler tamamen değişerek yazılıyor) ι̇уι σкυмαℓαя💋
✯
"Hastanın nabzı çok düşük! "
"Sedye getirin!"
"Arabada ailesi de varmış onlarla ilgilenin! "Kulaklarımda bir sürü ses yankılanıyordu ama neyin ne olduğunu ayırt edemiyordum. En son annemlerle arabadaydık ve bir araç üstümüze doğru geliyordu.
Sonrası ise korna sesleri, "ambulansı arayın" bağırışları, çığlıklar ve abimin "SİKTİR!" diye üstüme kapanmasıydı.
▄︻デ══━一
Gözlerimi açtığımda hastane kokusu anında burnuma hücum etmişti. Oldum olası hastanelerden nefret ederdim. Kokusundan da öyle, burun direğimi sızlatıyordu.
Hastaneler birçok insanın acısını, ayrılığını ve daha fazlasını içinde barındırıyordu. Ayrılıkları sevmezdim, hele ki sevdiğim birinden ayrılmaya asla dayanamazdım.
Hastane odasının duvarına bakmaya devam ederken kapı sesiyle oraya doğru döndüm, boynumu aniden hareket ettirdiğim için acısı kendini belli etmişti ve feci bir şekilde sızlamaya başlanmıştı.
İçeriye giren doktor olduğunu düşündüğüm kişi 30 larında gösteren, ortalama bir surata sahip ve esmer bir adamdı.
"Uyanmışsın"
Lafa çok saçma bir şekilde girmesi sinirimi bozmuştu. Uyanık olduğumu zaten görüyorsun, bende uyanık olduğumu biliyorum. Bunu dile getirmendeki sebep ne Allah aşkına.
İçimden adamı eleştirmeye başlamıştım bile! Oh ne ala, kendi içimde boş konuşmaya son vermem lazımdı.
Cevap vermek yerine sessiz bir şekilde başımı hafifçe aşağı yukarı salladım.
Doktor hafifçe gülümseyip konuşmaya devam etti
D~ "Nasıl hissediyorsun? Ağrın varmı? "
Ağlamaklı bir sesle cevap verdim
E~ "Tüm vücudum feci derecede ağrıyor, üstümden tır geçmiş gibi hissediyorum"
E~ "Ailem nerde? En son onlarla arabadaydım. İyiler mi?"
Karşımdaki doktorun hafif yüzü düştü
Kötü bir şey mi vardı? Ailem nerdeydi?
Adam söze nereden gireceğini bilemeyecek bir süre düşündü ve tekrar konuşmaya başladı
Boğazını temizleyerek
"Öncelike onların gerçek ailen olduğundan emin misin? Yoksa evlatlık mısın? "
Diye sordu
Sonrasında ise lafına devam etti
"Vücudumun ağırması çok normal araba kazası geçirdin ve vücudunun birçok yeri zarar gördü kaşında bir patlak var sağ kolunda kücük bir zedelenme ve ayagında ise çatlak var bir süre gözetim altında tutulduktan sonra taburcu olucaksın"
İkinci cümlesini kayle bile almadan ilk söylediklerinin üstünde durdum.
Bu ne kadar saçma bir soruydu?
Onlar benim gerçekten de ailemdi.
İçimden geçenleri doktora yansıtarak hafiften sesimi yükselttim ve hemen cevap verdim.
"Ne kadar saçma bir soru sorduğunuzun farkında mısınız? Onlar benim gerçekten de ailem ve üvey veya evlatlık olmadığımdan da eminim"
Sert çıkışıma herhangi bir tepki vermeden
"Ailem olduğubu iddia ettiğin kişilerle aranda bir kan bağı yok DNA larınız uyuşmuyor"
Demişti bilmiş bilmiş
"İmkanı yok"
Kısa bir cevap verip sustum daha fazla konusmanın anlamı yoktu.
Onlar benim ailemdi kendimi bildim bileli bir yanımda annem diger yanımda abim arkamda da dağ gibi babam vardı.
Ne annemin ne de babamın üvey olmadığından emindim. Ben onların öz evlatlarıydım evlatlık değildim doğum belgem, annemle bebeklik fotoğraflarım vardı.
Öz çocuklarıydım işte
İkimiz de sessizliğegömülünce doktor birkaç tahlil yaparak yanıma geldi sonrasında da koluma takılmış olan serumun bitip bitmediğini kontrol edip çıkardı son olarak birkac işlem daha yaptıktsn sonra kapıya yöneldi ve yüzüme kısa bir bakıs atıp dışarı çıktı.
Adam resmen aklımı bulandırıp gitmişti.
Konuyu kurcaladıkca kan bağımızın olmadığı düsüncesi bi yandan daha olanaklı geliyordu.
Sonuçta genetik olarak ne babama ne de anneme benziyordu.
Abime bile benzemiyordum
༺ღ༒ . ༒ღ༻
Ne kadar geçtiğini bilmediğim bir süre içerisinde 1. Dereceden akrabalarımıza haber verilmişti.Haberi duyan dayım ve eşi, halam ve eşi, diğer halam eşi ve büyük oğulları Merih abi gelmişti
Merih abi abimin hem iş arkadaşı hem de yakın arkadaşıydı
Akrabalar dışında komşumuz aysel abla ve oğlu Efe gelmişti
Efeyle çok yakın değildik ama iyi anlaşıyorduk
Konuşup sohbet ederdik ara sıra
.•♫•♬• •♬•♫•.
Biraz önce doktor gelip abimin uyandığını söylemişti
Şuan ise hem ben hem de abim ziyaretçileri karşılıyorduk.
Buna karsılama denirse tabi.
Sırayla gelip nasıl olduğumuzu falan soruyorlardı .
"Nasılsın? İyi misin? Bir ihtiyacın var mı? Kaza nasıl oldu? "
Pardon da
Ordan bakınca nasıl görünüyorum?
Çok ciddi soruyorum.
Kaza geçirmiş birine nasılsın, iyi misin diye mı sorulur ?
Ne kadar iyi olabilirsem öyleyim.
En son ziyaretçi olarak Aysel abla ve Efe girmişlerdi içeri
Aysel abla
"Kuzumm iyi misin ağrın yok emi"
Dediği zaman gülümsedim.
Diğerlerine göre içerisinde bğyük bir samimiyet barındırıyordu.
"Üstümden tır geçmiş gibi hissediyorum valla ablam"
Efe hafif sırıtmıştı
"Ağrı kesici verdiler de çok bir işe yaradığı söylenemez"
Gerçekten de öyleydi Aysel ablalar içeri girmeden önce 15 dakika ziyaretçilerden uzak tutulmuştum ve doktor sözde ağrı kesici vermişti
"Vah vah çok kötü en kısa zamanda iyileşir de eski haline dönersin inşallah kuzum"
"Annenler halen daha yoğun bakımdaymıs perişan olduk beklemekten. Bir haber veren de yok ki nasıl oldular, durumları nasıl diye"
Aysel abla bunları söyleyince içimi bir burukluk kapladı.
Ya onlara birşey olursa. Ya oradan sağ çıkamazlarsa. Napardım o zaman.
"Hiç mi bir haber yok? "
"Maalesef"
Yüzüm düştü.
Cevap vermedim.
Ne diyebilirdim ki onlardan haber yoktu bana susmak kalırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐄𝐥𝐢𝐬 (𝐠𝐞𝐫𝐜̧𝐞𝐤 𝐚𝐢𝐥𝐞) //yeniden yazılıyor
FanfictionElis Yaman'dım ben DNA testinin sonucu bunca yıllık aileme uymasa bile ben onların kızıydım. Bu değişmeyecek bir gerçekti. Ailemi araba kazası sonucunda kaybetmiştim ve ben daha bu olayları atlatamazken hiç tanımadığım insanlar karşıma geçmiş bana...