Oy ve yorumlarınızı unutmayın, lütfen. Gözyaşsız okumalar.
Bölüm 0.2 : Başlangıç
Bölüm Şarkısı: Seksendört - AnlayamazsınGece'den
"Balın! Balın Erva!"
İsmimin söylenmesiyle arkamı döndüm. Gülümseyerek bana canı çıkarmış gibi bağırıp koşturan arkadaşıma baktım.
"Deli danalar gibi bağırmasam da seni duyardım Nevra."
Nevra bana göz devirirken kıkırdadım. Hep böyle oluyordu. Kulaklık yüzünden dünya ile bağlantımı koparıyordum, Nevra bana sürekli bağırıyordu, duymuyordum ve en sonunda huyumu bildiği için sesini çıkarmıyordu.
"Aynen tatlım, ben 4 yıldır arkadaşımı tanıyamadım."
Nevra ile yedinci sınıfta tanışmıştık. Eskisi gibi arkadaş çevrem yoktu, herkesle iyi anlaşırdım fakat kendimi çok yakın göremezdim kimseyle. Nevra ile de bir arkadaşım sayesinde tanışmıştık. Ertesi gün test çözmek için sözleşince her teneffüs kapısında beklemeye başlamıştım. O da bu halime şaşırıyordu fakat bu şekilde çok yakın arkadaş olmuştuk. Hatta o kadar yakın olmuştuk ki bizi tanıştıran kızla uzaklaşmıştık.
"Tamam, beni en iyi tanıyan sensin Nevra."
Gülerek yolu adımlamaya devam ettik. Balcalı Sosyal Bilimler Lisesi'nin tadliatı nedeniyle Balcalı Anadolu Lisesi'yle aynı binaydık ve buna şükrediyordum. Her arkadaş Nevra değildi ve bu sayede gece gündüz beraber vakit geçirebiliyorduk.
"Bugün de mi tiyatro için kalacaksın?"
Ofladım. İngilizce tiyatro yazmıştım, sahnelemek için kıçımı yırtıyordum ama hocam sağ olsun, her iş bendeydi. Kostümler, yer ayarlaması, öğrencilerin provaları derken ancak yediden sonra çıkabiliyordum okuldan. Eve gelip yemek yer yemez direkt ödevlerime koşuyordum ki haftasonuna dershanede gösterebilmek için.
"Ne yazık ki. Çilay hocanın yerine ben sürünüyorum resmen," derken surat astım. Hocanın yapması gerekenlerin hepsini ben yapıyorum. Okul da bana göre yabancı bir okuldu, kendi binamızda olsak en azından derslikleri karıştırıp durmazdım. "Hayır, anlamıyorum ki! Yeri sen ayarlasan ne olur? Ben öğrenciyim diye dikkate almıyorlar bile! Bir telefon ya, zor olmamalı bu kadar!"
Nevra gülerek omzuyla hafifçe ittirdi beni. "Sakin ol kızım, ben Çilay hocan değilim."
Her neyse, dercesine elimi salladım. Yazılı haftası da iyice yaklaşıyordu, gerginliğim hat safhadaydı.
"Bak, bana şu geçen günki ortaklığı anlatacaktın," diyen Nevra dikkatimi dağıttı ve okul bahçesininde sağ tarafta kalan banklara yöneldik. Ona baştan sona olanları anlattım.
"Eve geldiğimizde de annem çok garip, Allah Allah diye söyleniyordu," diye devam ettim zilin sesini duymama rağmen. "Ne olduğunu sorduğumda Ayaz denen çocuğun normalde asla misafirlerle oturmadığını, küçüklüğünden beri öyle olduğunu söyledi. Hatta sesini neredeyse ilk defa duymuş. Sonra da beni uyardı, dikkatli olayım diye."
Nevra boş boş gözlerime bakıyordu. Ben de ona göz devirdim.
"Kızım, aşık oldum dediğim zamanki gibi bakma lan suratıma. Benlik bir şey yok bu sefer. Zaten tipim değil."
"Zoton topom doğol. Sanki bilmiyoruz senin tipe asla bakmadığını. Ağzımı açtırtma şimdi."
Kaşlarımı çatıp ona baktım. "Aç bakayım sen bir o ağzını."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece(')yi Yakarken (+18)
Romance"Geceyi bir de ben yaktım, sonsuz kez acı çekerken." Karanlık dolmuş olan yüreği miydi yoksa gökyüzünü mü, emin olmadan onu seyrettim. Bu cümlesine de bir karşılık veremedim. Kızı tanımıyordum, sadece ona taktığı lakabı biliyordum. Bilmediğim şey ha...