Merhaba, Değerli Okuyucular!
Bu bölüm, Gül'ün son bölümü olacaktır.
Serinin gelecek kitaplarında buluşmak üzere.
Medyadaki şarkı karakterler için özel bir şarkıdır. (:
***
Solgun yüzüne, hafiften çökmüş göz altlarına, dağınık saçlarına üzülerek bakmıştım. En az benim kadar bitkin görünüyordu ancak benimle aynı nedenden olup olmadığını bilmiyordum.
"Bugün geldin." demişti soğuk bir tebessümle.
"Önceki günlerde gelmediğimi nereden biliyorsun?" diye sormuştum onun gözlerindeki soğukluğu sesime yedirerek.
Sorduğumla gülüşü yüzünde büyüyüp gözlerindeki soğukluk yerini sıcak bir acıya bırakmıştı. O gülüşü, onu aklıma getirdiğim her an hatırlayacağımı elbette bilmiyordum.
Anlamıştım. Yüzündeki ifade, gözlerindeki acı, gülüşüne rağmen kırışmayan göz kenarları... her şey açıktı. Şimdi farkına varıyordum açık olan taraf her zaman o iken karmaşık ve kararsız olanın ben olduğumun.
O kısa sürede ikimizin de böylesine yıpranmasına sebep olan kişi, bendim. Aramızdakileri belirsiz tutan, her şeyi o marketle sınırlayan, ailemle tanışmasını isteyen tarafıma rağmen bunun işleri farklı boyuta taşıyacağından korkan bendim ve o, bu hislerimin, tüm o tereddütlerimin farkındaydı. Onu evime her davet ettiğimde gözlerinde beliren o kırgınlık da benim tereddütümdendi.
"Her gün geldin mi?"
Göz kapaklarını ağır ağır indirip kaldırarak yanıtlamıştı beni. Dudaklarından çıkacak kelimeler için fazla güçsüz gibiydi.
"Sana gelmeyeceğimi yazmıştım. Niçin ısrarla geldin? Onun için mi?"
Gözlerine belli belirsiz bir hayret ifadesi yerleşmişti. O gün komşumuzun evine gittiğini bildiğimden haberi yoktu.
"Kafamı karıştırıyorsun. Önce, gelmeyeceğini söylemene rağmen neden geldiğimi sorgulayarak kim için geldiğimi bildiğini düşündürüyorsun sonraysa hiç anlamadığım bir şekilde bir başkasından bahsediyorsun."
Her cümlesi, ona ait o nazik sesiyle hâlâ kafamın içinde dönmeye devam ediyordu. O zamanlar benim için ne kadar önemli olduğunun farkına varmamış olmama hayıflanıyordum.
"Onun için geldiğini biliyorum. Belki arkadaşlığımız da onunla ilgili bir uydurmacaydı."
Söylediklerim beni düşündüklerimden öte bir üzüntüye soksa da o anki tek endişem, onu çok fazla üzmüş olmaktı. Öyle ki gözleri dolmuş, çenesinin titremesini gizlemek için sıkmaya başlamıştı. Onu bu hale getirebileceğimi hiç tahmin etmemiştim.
"Kimden bahsettiğini bilmiyor, anlamıyorum ve seninle ilgili uydurmaca olan tek şey, o markette alışveriş sepetine doldurduğum her şeydi."
Bir yanım şaşırmıştı: açık sözlülüğüne, cesaretine ve bunu zaten biliyormuşum hissine. Bir yanımsa korkmaya başlamıştı: Bunca zaman bastırdığım bazı hislerin gün yüzüne çıkacak olmasından. Tüm bunların dışında, hâlâ o gün neden o evde olduğunu merak ediyordum. Diyelim ki tanıdığı bir aileydi fakat öyleyse neden daha önce bana bundan hiç bahsetmemişti?
"Ve benim için bir arkadaş değildin."
Korktuğum gerçeklerin taşlarının omuzlarıma dökülmeye başladığını hissedince kaçmak istemiştim. Ondan ya da onunla bunları konuşmaktan kaçmak istemiştim. Hiçbir zaman cesur biri olamamıştım. Acınası olduğumu düşünüyordum o zamanlar ve şu an böyle düşünmekte kendimi hâlâ haklı bulsam da bunun yalnızca korkaklıktan olmadığını anlıyordum. Ona olan hislerim, onunkilerle aynı değildi. Kimsede bir daha asla bulamayacağım bir şey bulmuştum onda. Onun gibi adlandıramazdım. Onun kadar rahat ifade edemezdim ve onun hisleriyle buna zarar veremezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL (Bir Vedaya Ait 2) (Gay)
RomanceTAMAMLANDI Eşcinsel kurgudur. Rahatsız olacaklar okumasın. Gerçek olaylardan uyarlanmıştır. Basit bir market karşılaşmasıydı bizimki. Sonrası belki tesadüf ve devamıysa belki bir arayıştı. Bir arayış, bekleyiş ve bekleyiş... Bizi, bize ait kısa bi...