‧₊˚✩彡꩜
Gün her zaman yeni şeyler doğurur. Ertesi sabah Amala kalktığında kendisiyle ona eşlik eden 4 periye olağanca soğuklukla sessiz emirler verdi. İlk gözlem, kadının tek gecede tüm neşesini kaybettiğiydi.
Gözleri daha sert bakıyordu şimdi. Daha güçlü. Daha sessiz. Kahvaltıya inmek için acele etmedi. Diyara geldiğinden beri kalbinde acı, gözünde yaş bitmemişti zaten.
Saatlerce bakım yaptı. Buna dünden razı periler kadını gül kokularıyla yıkadılar, saçını parlattılar ve en güzel kokuları sürdüler.
Sarayı bile harabeydi. Burnunu kıvırdı ve buz yeşili gözlerini kıstı Amala. "Akşama kadar vaktimiz var değil mi? Hava Varisini biraz bekletmenin sakıncası olur mu?" Kendi etrafında döndü ve çıplak bedenini inceledi.
Daren'in aksine o süt beyazıydı. Saçları simsiyah, gözleri yeşilin en güzel tonuydu. Anlık bir karar almış küçük bir kız değildi. O kız dün gece muhafızın önünde ölmüştü.
Diyarda ona sahte bir saygı duydulduğu kesindi. Dengeleri nasıl tersine çevirebilirdi? Daren'in yapamadığını yaparak. Krallığın hakimiyetini eline alarak.
Bu basitti. O halde neden Daren yapamamıştı? İçinden bir ses Amala'ya bu Krallığı yönetmek için Toprak Lordunu da Su Lordunu da baştan çıkarması gerektiğini fısıldadı.
Kolay olmayacaktı. İkisi de ödünü koparıyordu ama daha fazla o ezilen kız olacak mıydı? Asla.
Yemeğini odasında yedi. Periler onu anadan doğma haliyle sıfırdan hazırlarken Amala düşünceleri tarafından esir alındı.
Toprak Lordunu yeterince denerse elde ederdi. Herkes onun çok güzel olduğunu söylerdi. Küçük bir kız gibi davranırsa çekerdi belki Toprak Lordunun ilgisini? Her halükarda bu gece 3 Lord ile de dans edecekti.
En kolayı Hava Lorduydu. Diyarda ilk dansını onunla açmıştı, Lord son derece nazikti ve Amala onu baştan çıkarabileceğine emindi.
Son seçenek. Su Lordu. Güçlü bir müttefik istiyorsa tarafını seçmeliydi. Şu anda güç Toprak Lordundaydı ama sınırsızlık Su Lordundaydı.
Yatağın üstündeki gösterişli siyah elbiseyi izledi. Dün gece saraydan ayrıldığında Ariana, eski ateş varisi, ona bu odayı vermişti. Bir Vâris odasıydı ve Krallığını kaldırana kadar tüm şeytani işlerini burada yapacaktı.
Siyah elbise iki bacağındanda yırtmaçlıydı, derin göğüs dekoltesi zümrüt yeşili taşlarla süslenmişti ve bu da yetmezmiş gibi sırt dekoltesi de derindi. Ama tüm bu vahşi zarafeti simgeleyecek şey sırtına çizilen siyah alev dövmeleriydi.
Tam göğsünün üstüne denk gelen ejderha naguelinin bir armağanıydı sadece. Korkak ateş varisi bunu giymezdi ama Amala aynaya baktığında gördüğü bu dişil enerjinin en saf halinden sadece zevk aldı.
Düşünceleri de bakışları gibi tek gecede değişmişti. Su Lordunu üstünde hayal etti. Ya da Hava Lordunu bacaklarının arasında, bundan derin bir zevk aldı. Periler gözlerinin kenarlarına onu oldukça vahşi bir şekilde simgeleyen ateş figürleri çizdiler.
Hayranlık nefes kesti. İlk defa dişil enerjisini bu kadar saf bir formda gösterdi Amala. Başında taç yoktu ama onu gerektiği yerden sökerek alacağını bilerek ayağa kalktı.
Protokoller ona Toprak Lordu ile beraber gitmesini söylediği için yavaşça yürüdü. Ona bakanların nefesi kesildi. Dönüp tekrar tekrar baktılar ve hayranlıklarını konuştular. Çünkü Elementalde dişil enerji bir erkeğin aklını başından alabilecek tek şeydi ve Amala'nın en çok sahip olduğu şey feminenlikti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kötülüğü Öldür ¦ HGOİ
FanfictionIslak göz yaşları güzel kadının gözlerinden aşağı aktı. Bıkkınlık gözlerinde gezindi, kalp sancısı onu öldürüyormuş gibi hissetti. Yanlızdı. Dibine kadar yanlızlığa batmıştı. Amala, anlamı ateş anlamına geliyor olsada yanan bizzat kendisiydi sanki. ...