15 • safety zone

242 55 42
                                    


🌟

O güzel doğum günü gecesinin üstüne yılbaşı kutlaması benim için ağır geleceğinden eğer öyle bir planları varsa öncesinde katılamayacağımı belirtmek istemiş ve karşılığında çok şikayetlenselerde kabul ettirmiştim. Aklıma Jungkook'un Eunwoo hakkında dedikleri de gelmiyor değildi, bir süredir hemen hemen hep beraber bir şeyler yapıyorduk. Eminim memnun olsalar dahi erkek erkeğe kendi aralarıda da zaman geçirmek istemişlerdi. Bunu da göz önüne almadan seçim yapmamak elimde değildi. Üstelik gerçekten de kendimle de vakit geçirmeye ihtiyacım vardı. Yanlarında eğlendiğim su götürmez bir gerçek olsa da insan haliyle yalnız da kalmak istiyordu.

Ben yalnız kalmak istesem de bunu istemeyen iki kişi vardı. Jennie ve Jungkook.

Kızlar gittikten sonra Jennie ile haliyle daha fazlası görüşür olmuştuk, bir nevi teselli babında. Bunun yanında kendisinin oluşmaya başlayan güzel aşk hayatı yüzünden odağı Taehyung'a daha fazla kaymaya başlamıştı ve bunun farkında olarak beni tek bırakmak istemiyordu, üstelik geçenlerde olan doğum gününü bile kendisine süpriz yapan Taehyung ile baş başa kutlamıştı. Sonradan bir araya gelmiştik tabii ki ama onun için özel olan o anlar için, mutluluğu adına bende mutluydum.

Arkadaş çevrem onlardan ibaretti, tabii ki başkaları da vardı ancak vakit geçirmek deyince aklıma gelen isim olmamışlardı hiçbir zaman. Binde bir belki görüşürdüm.

Ama şimdi sadece Jennie kalmıştı yakınım olarak ve beni yalnız hissettirmek istemiyordu farkındaydım, defalarca bu konuda kendini kötü hissetmemesi gerektiğini söyleyip sorun olmadığını dile getirsemde ikna edilmesi zor biriydi ancak karşı da koyamıyordu. Diğer yandan Jungkook, zaten her şeye hakimdi ve o da Jennie gibi sürekli kendimle baş başa kalmamı önlemeye çalışıyordu bir şekilde. Uçuşları vardı, yoğun bir hayat yaşıyordu ama her boş kaldığında benimle yazışarak sohbet ediyordu. Dinlenmesi gerektiğini ve kısıtlı saatlerini böyle harcamaması gerektiğini söylesem de benimle ettiği sohbetten keyif aldığını ve onun için bir sorun teşkil etmediğini çekinmeden dile getirmişti.

Garipti, gözümde bazen tam bir beyefendi olarak yerini alıyordu. Nerede ne diyeceğini bilen, kibar, özenli kelimelerle insana nasıl dokunacağını bilen biriydi. Bazen ise korkusuz, kendinden emin ve iddialı, güçlü konuşmaları ve tavrıyla tam bir serseriye dönebiliyordu. İyi olan serserilere.

Kafamı karıştırıyordu elbette, bir konuşma geçtiğinde vereceği cevabı önceden düşünürdüm ancak tam tersi çıkardı. Başka bir konuşma da ise önceki yanıldığım tahminime dayanarak başka bir tahminde bulunur, ama onda da yanılırdım.

Yılbaşını çoktan geçmiştik, sessiz ve huzurlu geçirdiğim bir günün sonunda pencerenin yanında ki rahat koltuğumda yaptığım bitki çayını yudumluyordum. Dışarda kar yağıyordu ve camlar buğuluydu, hava buz gibiydi. Gözümün önüne gelen anılar gülümsememe neden olduğunda yine ufak bir çiçek çizdim. Sonra aklıma çizdiğim daha doğrusu çizmeye çalıştığım gülle dalga geçmesi geldi. Kaşlarım çatılırken bu sefer gül çizmeye çalıştım. Parmağımın tamamını bastırmıyordum çünkü çizgiler kalın oluyordu öyle olunca da bozuluyordu, bu sebeple ufaktan sürtüyordum. Çizgiler bazen kesik kesik çıksa da sonradan birleştirerek güzel bir gül oluşturabilmiştim. Yüzümde oluşan zafer sırıtışına engel olamazken telefonumu aldım ve pencerede ki çizdiğim gülün fotoğrafını çektiğim gibi hemen ona attım.

Jungkook - Chaeyoung

Chaeyoung
*Fotoğraf*
Dalga geçiyordun (23.34)

stars in your eyes | rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin