2.Bölüm: Uzaklardan gelen haber

44 10 16
                                    


2.Bölüm:
Uzaklardan gelen haber


"Bazen insanın son sandığı şey aslında başlangıçtır."

°•°•°•°•


(Londra)

Kübra: Nerdesin?

Siz: Okuldan çıktım eve gidicem şimdi.

Siz: noldu?

Kübra: Canım sıkkın biraz eve gidesim yok, sana gelsem olur mu?

Siz: Tamam başımın belası bende geliyorum şimdi.

Telefonumu gülerek çantama atıp cebimden çıkardığım anahtarla arabamın kilidini açtım. Kübra galiba yine ailesiyle zıt düşmüştü ya da bir kız gecesine ihtiyacı vardı.

Arabamın kapısını açıp oturdum ve elimdeki çantamı yan koltuğa bırakıp kapımı kapattım. Sonra arabamı çalıştırıp otoparktan yavaşça çıktım.

Yola çıktığımda dikkatli bir şekilde ilerledim. Yaklaşık 20 dakika sonra evimin olduğu apartmana gelmiştim.

Arabamı apartmanın otoparkına koyup asansöre bindiğimde dairemin olduğu 6.katı seçip asansörün beni kata çıkarmasını bekledim. O sırada aynalardan kendime bakmayı da ihmal etmedim. Bugün üstüme kot pantolon ve uzun, bol bir tunik giymiştim. Çıkmadan da üstüme krem rengi bir trençkot giymistim. Şalımdan çıkan saçlarımı geri içine doğru ittirip duran asansörden indim.

Üzerinde no:29 yazan kapıya ilerleyip şifre kısmını tuşladım. Küçük bir 'klick' sesiyle birlikte kapının kulpunu indirip daireme girdim. Ayakkabılarımı çıkartmaya çalışırken kübra'nın içerden gelen sesini duydum.

"Ahsa sen misin?" Ayakkabılarımı rafima koyup kapağını kapattım. "Benim tabi, başka birini mi bekliyordun?"

Küçük dairemin salonuna geçtiğimde Kübra'yı koltukta otururken buldum. Beni görünce kocaman gülümsedi. "Hoşgeldin." Yanına otururken "Hoşbuldum." Diye karşılık verdim. Rahat olmak için başörtümün iğnelerini çıkarmaya çalışırken Kübra ile sohbet etmeye başladık.

Kübra "Ee okulun nasıl geçti, ne yaptın bugün?" Diye sordu.

"Her günki gibi aynı. Asıl seni sormak lazım sen ne yaptın bugün, hangi rüzgar attı seni buraya?"

"Bende ne yapayım işte hergün ki gibi günlük koşturmacalar. Babamla akşam biraz tartıştık nöbetim vardı, ondan dolayı da yorgundum hiç eve gidip ikinci bir kavgayı çekemezdim oyüzden buraya geleyim dedim. " Kübra yorgun gözleri ve aksanında sorun yaşadığı Türkçesiyle gününü kısaca anlattı.

Kübra teyzemin kızıydı. İngiltere de doğup büyümüştü ama çocukluğundan beri yanında türkçe konuştukları için çift ana dili vardı. Ama ara sıra Türkçede sorun yaşıyordu.

"İyi yapmışsın. Ama neden tartışınız?" Diye sordum.

"Yine aynı mevzular. Çalışmamı özellikle de hastalarla uğraşmamı pek istemiyorlar. Zaten çok paramız var diyorlar. Onlara göre her şey para çünkü." Başımı anlayışla salladım. Kübra esnediğinde ayağa kalktım.

"Kim bilir kaç saattir uykusuzsun kalk da yat bari yatağıma. Sana pijama ayarlayayım."

Kübra itiraz ederek ayağa kalktı. "Saçmalama ben koltukta yatarım hem şimdi uyursam sabaha kadar uyanamam senide yatağından etmeyeyim."

Kalplerin MirasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin