Herkesi affetmek zorunda değiliz, intikam almak zorunda da değiliz. Her zaman iyi olamayız. Her zaman mutlu da olamayız. Bazen çok fazla kafa yorduğumuz ve yaşamımızda bizi olumsuz etkileyen olaylardan sıyrılmak için birşeyler yapmalıyız. Bazense tamamen bırakmalıyız. Kimsenin kimseyi anlamadığı önemsemediği bu çağda, birbirinden farklı onlarca insanla yaşamayı öğrenmeliyiz. Sıkışıp kalarak, kendini kendinden dahi saklayarak bir yere varılmadigini anladigimiz da belki de geç kalmış olacağız. Şu hayatta her zaman ben sürekli ben tavrını takmayı bırakmalıyız evet biz değerliyiz, bunun farkındayız ama bencil değiliz. Belki de hayatın ince çizgilerini ve noktalarını, ipuçlarını yakaladığımız da yaşamakta bizim için bir hayli kolaylaşmış olacaktır. Kimse için kendimizi feda etmemeyi, insanları serbest bırakmayı, sevdiğimiz insanlara değer vermeyi, sorunumuz olduğunda birbirimizle konuşmayı denemeyi, kalbimizin sesini dinlemeyi, kendimizi üzmemeyi, kendi kul halkımıza girmemeyi öğrenmeliyiz. Bu platformda her zaman iyi insanlar olmuyor, şuan tamamiyle kitap okuma yada yazma girişiminden farklı amaçları olan bir ortam var. Kendi halindelik, sadelik, saygı yavaş yavaş kaybolmaya başlamış... Birbirimizin alanlarına, kararlarına, hayatlarına, diline, dinine, ırkına saygı duymayı ne zaman ögreniriz bilmiyorum. Öğrenecek miyiz sanmıyorum... Kısaca toplarmak gerekirse insan olmak, adem olmak nedir bunu öğrenmeli ve anlamalıyız. Değer vermenin, üslubunu korumanın, zarif olmanın yolları nelerdir, bunlara bakmalıyız. Bunu anlatmak ve anlamak istedim kendimce bu yazıda.
Hoşçakalın şimdilik...