To meet

25 3 3
                                    

Yepyeni bir bölüm için yorum yapmayı unutmayın.....

(Tanışmak)
>⁠.⁠<

Önümde ki çocuk arkasına dönüp bağırdıktan birkaç saniye sonra uzun siyah saçlı bir çocuk geldi.

Gözleri kısaca beni süzdükten sonra kapıyı açan çocuğa döndü.

"Efendim hyung?"

Belli ki kapıyı açan çocuk ondan büyüktü.

"Hyunjin arkadaşın suları kesilmiş ona merkezden su açmayı öğret bilmiyormuş."

Kafasını salladı ve elini dışarıya uzatarak yürümemi işaret etti.
Kafamı sallayarak önden yürüdüm.

Kapının yanına geldi ve incelemeye başladı.
Elini bir vana'ya attı ve sağa doğru açmaya başladı.

İşi bitince kafasını kaldırdı ve bana döndü.

"Bitti."

Kafamı salladım ve Erica'ya seslenmek için iki elimi ağzımın iki yanına yerleştirdim.

"ERİCA SU GELDİ Mİ?"

Birkaç saniye sonra kapıda Erica'nın kafası belirdi.

"EVET."

Kafamı salladım ve arkada ki çocuğa döndüm.
Ona gülümsedim.

"Teşekkür ederim yardım ettiğiniz için."

Saygıyla konuşmaya dikkat etmeye çalıştım çünkü buranın Avustralyadan farklı olduğunu biliyordum.

Oda bana gülümsedi.

"Sorun değil, bu arada ben hyunjin."

Elini uzattı ve gülümsemeye devam etti.
Bu çocuk hep bu kadar gülüyor mu?
Daha fazla beklemeden hemen elini tuttum ve bende samimi olduğunu düşündüğüm bir gülümseme sundum.

"Memnun oldum hyunjin, bende Felix."

Gülümseyen ifadesini bozmadan konuşmaya başladı.

"Felix mi? Ah niye şaşırıyorsam? Şu vanasını bulamaman ve bozuk korecenden anlamalıydım."

Mahçup bir şekilde elimi enseme attım.

"Mükemmel konuştuğumu sanıyordum.."

Cevap vermediğinde kafamı kaldırıp ona baktım.
Yüzümü inceliyordu.
Gözlerini benden çekti ve vananın önüne geldi.

"Bir daha şaşırmaman için bir çentik atalım istersen. Kalem var mı?"

Kafamı eve çevirip tekrar tekrar bağırdım.

"ERİCA KALEM GETİR!"

Erica elinde ki kalemle ve çatık kaşlarıyla bize doğru yürüyordu.
Yanıma geldi ve kalemi verdi.
Kaşları hala çatıkken onu sinir etmek için konuşmaya başladım.

"Noldu sinir küpü?"

"Bana kaynanam gibi davranıyorsun, seni abime söyleyeceğim."

Bakışlarımı ondan çektim ve vana'ya bir çentik attım.

"Çok konuşma defol."

Oflayarak yanımızdan uzaklaştı.
Bende işimi bitirir bitirmez kafamı çevirip Hyunjin'e baktım.

"Bundan sonra şaşırmazsın."

Kafamı salladım.

"Kardeşin mi?"

Kafamı kaldırdım ve kaşlarımı yukarı kaldırdım.
'kim?' anlamında başımı salladım.
Eli ile evi gösterdi.

"Haa. Erica mı? Sayılır."

"Anladım."

İkimizde sessizce dururken o arkaya doğru adımlandı.

"Tanıştığıma memnun oldum Felix sonra görüşürüz."

"Bende memnun oldum görüşürüz."

O önüne dönerek açık kapıdan içeri girdi bense kulübenin kapağını kapattım ve eve doğru yürüdüm.

>⁠.⁠<

Hyunjin içeri girdi ve ayakkabılarını çıkarıp salona girdi.
Onu gören arkadaşı onunla dalga geçmek için hazırdı.

"Öh be kardeşim ne çok konuştun. Ne bitmez su meselesiymiş bu?"

Arkadaşını umursamadan kendini koltuğa attı.

"Şuan keyfimi sen bile bozamazsın Eunwoo."

Mutfaktan gelen kız kardeşi ile şimdi bittiğini anladı.
Kaçmak için ayağa kalktı ancak çok geç, yakalandı.

"Yeji yemin ederim ki aramızda hiçbir şey yok."

Ellerini teslim olurcasına havaya kaldırdı.
Yeji onun yakasını tuttu ve kaşlarını çatarak konuşmaya başladı.

"O ZAMAN NEDEN 7 DAKİKA 32 SANİYE BOYUNCA KONUŞTUNUZ?"

Hyunjin gözlerini kocaman açarak yakasında ki ellerden kurtulmaya çalıştı.

"Ya psikopat mısın kızım saniye saniyesine saymış bide manyak. Minho hyung kurtar beni!"

Minho kafasını mutfak kapısından çıkardı ve konuşmaya başladı.

"Yeji daha çok vur kızım."

Yeji aldığı komut ile sırıttı ve vurmak için yumruk yaptığı elini havaya kaldırdı.

"DUR! Dur. Bana ne istediğini söylersen bir anlaşmaya yapabiliriz."

Yeji elini indirdi ve masum bir sesle konuşmaya başladı.

"Ben sadece halimi anlayan bir enişte istiyorum. Her sözümde beni destekleyen birisi. Ben bu evde yaşlı ve huysuz üç tane adamla yaşaya yaşaya saçlarıma aklar düştü.
Şöyle eli yüzü düzgün, beni destekleyen, esprilerime Gülen, makyaj yapmak istediğimde izin veren bir eniştem olsa fena mı olurdu."

"Kaşara bak sanki sipariş veriyor, ketçap mayonez de olsun mu?"

Eunwoo bu sözünden sonra hyunjin tarafından yüzüne bir yastık yemişti.

"Tamam bişey demedim."

Minho içeriye geçti ve iki eli belinde bir şekilde karşısında ki gruba baktı.

"Enişte işini sonra hallederiz, hava kararmadan yemeğinizi yiyin işe gitmemiz lazım."

Hyunjin oflayarak ayağa kalktı ve masaya oturdu.

"Oflama hyunjin borcumuzun son demleri, siz Dua edin de adam vicdanlı çıktı yoksa şimdiye çoktan kafamıza birer mermi yiyerek çürümeyi bekliyorduk."

Bunun üzerine kimse birşey diyemedi.
Yavaşça merdivenden çıkmaya çalışan yeji Minho radarına yakaladı.

"Hwang yeji hemen masaya oturuyorsun."

"Şey..."

"Lafımı ikiletme."

Yeji hızlıca masaya ulaştı ve önünde ki yemeği yemeye başladı.

"Bu kilo meselesini kafana takma yeji sen çok güzelsin."

Yeji Eunwoo ya gülümsedi ve yemeğine döndü.
Herkes yemeğini bitirdikten sonra en fazla on dakika içerisinde hepsi evden çıkmıştı.

ᕙ⁠(⁠ ͡⁠◉⁠ ͜⁠ ⁠ʖ⁠ ͡⁠◉⁠)⁠ᕗ
Hello.....

Yazmaya ara vermiştim tekrar başlayınca yazmayı unutmuşum.
Hshshsh

Nasıl buldunuz??
Görüşlerinizi merak ediyorum.

Oy vermeyi unutmayın.
En kısa zamanda yeni bölüm gelecek

Set Fire To The Rain /HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin