7. BÖLÜM:ESKİLER

14 2 3
                                    

Onur Buğra Şensoy, 8 yıl önce...

"Hadi! Çağır şunu da yemeğe!" diye ona bağıran Adem Bey'in sesi ile hemen odasına koşmuştu. Kapıyı açtığı gibi kendi kendine ayna da süslenen bir Çağla gören Onur kardeşinden öte gördüğü, dünyada annesinden sonra onu tek anlayan arkadaşına, dostuna, sırdaşına bakakaldı.

"Çağla! Koş abicim hadi yemek yiyoruz." diyen Onur'a bakan sarı ve ela karışımı gözleri en sonunda Onurun boynundaki kırmızılığı değimişti.

"Abi... NOldu senin orana?" diye soru yönelten Çağla'ya sadece gülümsemekle yetindi Onur.

"Hadi abim..." diyerek odayı terkrtti ve yemekhaneye indi. Onun hemen ardından inen Çağla, abisinin yanına oturmuştu. Onur, sofrada Bi değişiklik farketmişti. Sanki, peçetelere Bi amblem koymuşlardı... Tabi ya. Üstünde kocaman

İstanbul Esenyol Yetiştirme Yurdu...

Yazısıyla göz göze gelince peçete kullanmaktan vazgeçti. Sevmezdi burayı, ailesini kaybetmişti burda. Bi ailesini kaybetmiş, öteki yarısını bulmuştu...

Herkesin aynı anda peçeti Bi top yapıp önlerinden uzqklaştıklarını farketti. Yemekler önlerine geldiğinde Çağla ve Onur bakıştılar. Onur hemen yemeği kokladı. Ama bu, iğrenç bir kokuydu.

"Yeme Çağla," dedi sadece. İkiside birer bardak su içip sofradan kalktılar. Onur bahçeye, Çağla ise odasına, uyumaya gitmişti.

Onur kendi düşüncelerine dalmıştı. Buranın parasıyla okudukları okul düştü birden aklına.

İstemiyordu bunların verdiği para ve bursla okumayı. Ama istediği Üniversiteyi tutturmuş ve film yönetmenliği okuyordu. İleride çok güzel yerlere gelebilirdi. Şuan para biriktirmekle uğraşıyordu ki Bi ev tutsun ve Çağla ile beraber yaşasınlar. Çağla ondan yaşça küçüktü. Onur için herşey Çağlaydı. Biri Onur'a, Onur dişüceksin koşma dese, hayır Çağla'ya gidiyorum der durmazdı. Yolun sonunda düşerdi ama Çağla'yı tehlikelerden kurtarırdı. Hiç kardeşi olmamıştı Onurun... Onun varı yoğu Çağlaydı.

Aradan geçen saatleri kararan havadan anlamıştı. Kaç saat geçmişti diye telefonuns bakmak istediğinde bir silah sesi doldurdu tüm yetimhaneyi. Hemen koştu. Hiç ni odaya giremezdim ama Çağla'ya bakmalıydı. Korkardı o bu seslerden. Hemen odasına koştuğu anda Çağlanın çığlığı sardı bütün binayı. Korktu sadece,... Diye geçirdi içinden lakin korktuğundan değildi bu çığlık... Korkuyu hisseden Çağla değil,onurdu. Hemen odasının kapısını açtı ve yatakta kanlar içinde yatan bir Çağla ile karşılaştı. Hayır, yanlış görüyordu. Böyle bişey olamazdı

Geridi boş karanlıktı. Günlerce mezar başında ağlayan Onur... O binadan ayrılıp Başka yere geçen onur... Günlerce Çağla için kendine Bi çizik atan Onur... Günlerce kendini yakmaya, öldürmeye çalışan Onur... Ve çağlanın hayali için Yönetmen olan Onurdu...

....

Onur Buğra Şensoy

Bakakaldım o an. Ne olmuştu ne bitmişti. Hayır silah sesi gelmedi ki. Ya bıçaksa? Hayır hayır bıçak hemen öldürmedi Aybike çığlık atardı. Noluyodu?

"Günaydın Onur. Noluyo?" diye uykulu bir sesle konuşmuştu Aybike.

"Aybike" diye hiç düşünmeden koşup sarılan Yine Onurdu. Ağlamasına ramak vardı. Gözleri yaşlarla dolmuş ve hatta taşıyordu.

"Onur ne oldu Allah aşkına niye ağlıyorsun?" diye Onur'a sarılan Aybike Onuru sakinleştirmeye çalışıyordu. Aybike etrafta göz gezdirirken yataktaki kanı farketmişti.

Kamera ArkasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin