8. BÖLUM:YENİ DİZİ

2 1 0
                                    

Ne oluyordu? benim hayatımı böyle etkileyecek bir oyunu ben ne düşmanıma ne de dostuma oynardım. Aynı şeyleri bana yaşatmış bir kişi bile olsa asla böyle bir oyun oynamaz sevdiklerimi kandırmazdım. bu düpedüz sahtekarlık olmakla birlikte hayatımı ve aile yaşamımı çok büyük etkilerdi. Ben bu dünyada ne kendimi ne bir hayvanı ne de bir insanı kandırmamışımdır ve yalan dahi söylememişimdir. Ve yanlış bile anlaşılacak olsam bunu asla yapmazdım.

'Yada... Ben bir arkadaşımın geldiğini beni kahvaltıya çağırdığını ve sende kahvaltı yapmadığın için yanımda seni de getirdiğimi söylesem... Böylece sevdiklerimize de yalan söylememiş oluruz. Hem içimiz rahat eder hem de... biz kendimizi boş bir yalanın içine atmamış oluruz. Nasıl fikir?' diye ortaya sunduğum öneri ona da mantıklı gelmiş olmalı ki düşünürmüş gibi bir ifade ile gökyüzüne baktı. Ben her zaman akıllıydım! Her zaman hocalar beni çözüm yollarımdan takdir eder ve bir yıldız defterime yapıştırırlardı. 

'Aslında kulağa çok da mantıksız gelmiyor. Ama arkadaşın nerden öğrenmiş olabilir ki?' diye sorduğunda ilk bir 5 saniye düşünsem de aklıma gelen dahiyane fikirle parmaklarımı çarparak ona döndüm...

' Benim annem ağzında bakla ıslatmayı pek sevmez... Büyük ihtimalle kızın annesine hemen bülbül gibi ötmüştür bile. Ben yine de arkadaşımı bir arayayım da şimdi davet etmişiz gibi olsun. Sevgilisi de gelir yanında sen de onula kaynaşırsın. Olmaz mı?' dediğim anda hemen başını salladı. Hadi der gibi elini sallarken gülümsemiş ve arkadaşımın numarasını bulmak için mesajlaşma kısmına girmiştim. Yazmak daha mantıklı gelmişti. Tamam şakaydı yazmanın mantıklı geldiği falan yoktu... Sadece ben hattımın faturasını ödememiştim ve kullandığım hattın uygulamasından kendime internet paketi almıştım. Maaşımı alana kadar böyleydi. numarasını bulduğumda en son 2021 de mesajlaştığımızı fark etmiştim. Bence çağırsam ayıp olmazdı. Sonuçta ben uzun yıllardır buraya gelmiyodum ve yazmam da bir sakınca yoktu.

Aybike: Selam Ela. Çok uzun zaman sonra Bodrum'a geldim.Bir arkadaşımla kahvaltıya geldim eğer istersen sende sevgilin ile gelebilirsin. Arkadaşım erkek.

*konum.

Ela: Aybikeeee selam. Bodruma gelmene çok sevindim. Uzun zamandır görüşmüyoruz. İkimiz için de iyi olabilir. Bu arada, artık sevgilim değil. Nişanlım:)

NE. Olamaz ne ara oldu bunlar be. ben gerçekten çok kadersizim. Benim bu çektiğim nedir. Ben ne yaptım, Mekke'ye giden otobüsü mü taşladım?  Kuran mı okumadım? Fazla mı küfür ettim? Hiç yalan söylemem deyip yalanlar mı söyledim? Oruç mu tutmadım? Zekat mı vermed-

senin karşına çıkan tüm yakışıklı erkekleri 'ben erkek düşmanıyım' deyip kendini gururlu sandım kızım daha ne yapacaksın? diyen iç sesime binlerce kez sövmeyi de ihmal etmedim.

Ela'dan gelen biz çıktık mesajını görür görmez DİZİ grubundan gelen mesajı gördüm. Onur çok güzel ve açık bir dille içinde olduğumuz durumu anlatmıştı. Bunun üzerine herkesin hayal kırıklığına uğradığını görmek şaşırtıcı bir gerçekti. Bunu es geçemezdim. Bu kahvaltıcıya evi çok yakın olan Ela ve nişanlısı Kerem kapıda göründüler ve bize doğru geldiler. Aslında pek sevdiğim bir arkadaşım değildi kendisi. Ama zor zamanlarımda hep benim yanımda olduğu için devam etmiştim arkadaşlığımıza. Bana hep erkek bulma derdi de vardı tabi. Ben her zaman 'ben bana yeterim' moodunda takıldığım için asla ve asla kabul etmezdim.

"Ay Aybike. Nasılsın görüşmeyeli?" diye hemen bana sarılmıştı. Ben bu samimiyetinin altında biraz ezilmiştim. Ben asla bu kadar samimi değildim. Ben de hemen ona sarılıp hak hatır sormuştum. Benden ayrıldığı sırada Onur'a baş selamı verdi ve el sıkıştılar. Küçük bir tanışma faslından sonra kahvaltı tabakları sipariş etmiştik.

Kamera ArkasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin