2.0

30 5 7
                                    

Bu sefer oda baskınına maruz kalan taraf değişmişti.

"Neyi amaçladığını sorabilir miyim?"

Pantalone bu sefer gülmüyordu ama yine de sakindi. Dottore'nin yüzünde ise keyifli bir sırıtış vardı.

"Konuyu tam anlayamadım sayın Regrator, size zahmet açar mısınız ne demek istediğinizi?"

"Hakkımda çıkardığın dedikodudan bahsediyorum."

"Ah, masum bir dedikodu sadece büyüyecek bir şey yok."

"Bahis oyunları oynayıp kasadaki parayı hunharca harcadığımı söylemek masumca bir dedikodu mu, bunun Fatui'nin itibarını ne kadar zedeleyeceğinden haberin yok mu senin?!"

"Senin dediğin çok mu masumdu? Aklımda daha kötüsü vardı ama yine insaflı davrandım!"

"Bundan kötüsü var mı?!"

"Olduğuna hiç şüphen olmasın fıstık." Dottore çapkınca göz kırptı ona doğru, Pantalone ise yüzünü buruşturdu buna karşı.

"Deney bağımlıları ile ilgilenmiyorum, ilginiz için teşekkürler."

"Ben de iftiracılar ile ilgilenmiyorum zaten, teşekküre lüzum yok"

Pantalone'un sinirleri iyice bozulmuştu.

"Kim daha iftiracı acaba?"

"Oynadığımız bahis oyunlarına ve senin bu konudaki hırsına bakılırsa pek de iftira sayılmaz bence, ne dersin?"

"Yaptığın onca klona bakılırsa benimki de iftira değil o zaman."

İkisi de iyice hırs yapmışlardı.

"Ayrıca hediye için teşekkürler, çok naziksin." Dottore, Pantalone'un ona bir önceki gün gönderdiği kapı kolunu çekmecesinden çıkarıp gösterirken sinirli şekilde gülümsüyordu.

"İleriki iddialarımızda bunu müsait bir yerine yerleştirmek adına iddiaya gireceğim." Diye de ekledi.

"Eğer kazanamazsan ben mi sana yerleştireceğim?"

"Öyle bir şeyin ihtimali olamaz."

"Neden olmasın?"

"Parmak uçlarından başlayarak, ellerini kullanamayıncaya kadar kemiklerini derinin içinde lime lime yaparım."

Pantalone somurttu
"Adil değil."

"İddiayı kazanırsam adil olur"

"Ortada bir iddia bile yok."

"Çıkar elbet."

Siyah saçlı adam gitmek için arkasını döndü. Sıkılmıştı onun samimiyetsiz sohbetinden.

"Ofisinde senin için hazırladığım bir süpriz var, umarım beğenirsin!"

9. Haberci gerildi, hızla oradan ayrıldı ve arkasindaki otuz iki diş sırıtışa bakmadı bile. Dottore o giderken arkadan izledi ve keşke yüzünün alacağı ifadeyi görebilseydim, diye düşündü. Elindeki kapı koluna baktı ve onu sertçe çekmecedeki yerine geri fırlattı.

"Bunlar senin daha iyi günlerin, sana yaptıklarımdan sonra keşke bu kapı kolu götüme girseydi diyeceksin."

Pantalone olay yerine geldiğinde akıl sağlığını korumak için çok çabaladı. Ama şu an Tsaritsa'nın yanına gidip Dottore'yi bir çocuk gibi şikayet etmek istiyordu.

İlk başlatanın o olmasına rağmen.

Derlemesinin yaklaşık beş gün sürdüğü dosya kağıtlarının hepsi yerlerde, kitaplıklarda ve masanın üzeri hariç her yerdeydi. Çığlık atıp tüm Snezhnaya'nın onu dinlemesini istiyordu. Cüzdanında olan bütün demir paraları Dottore'ye tek tek yutturmak istiyordu. Signora'nın küllerini burnundan çekmesini sağmak! Daha sayabilirdi, asla sıkılmazdı! Bu sinirin hiç bir işe yaramadığının da farkındaydı. Günün sonunda paşa paşa bütün dosya kağıtlarını toplayıp yine paşa paşa hepsini derlemeye başlamıştı.

"Umarım o kapı kolu senin cidden götüne girer Doktor."

İntikamı acı olacaktı. Hem de öyle böyle değil.

°°°

"Efendi Dottore!"

Muhafızlardan biri birden içeri dalınca, Doktor'un kan beynine sıçradı.

"Bu ne cüret?" Yüksek çıktı sesi.

"Bağışlayın, ama bu çok önemli!"

"Ne var, çabuk söyle ve defol."

"Size aylık ayrılan bütçe yarıya düşürülmüş."


________________________________________

Evet, ikinci bölüm de bitti. Unutmayın, benim amacım okunma değil kafa boşaltmak. Sizin de amacınız bol bol gülmek olsun.

Ben bunun son kontrolünü yapıp atmayı unutmuşum...

Can I Love You? / Dottolone Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin