Saatlerini evrakları yeniden düzenlemekle geçiren Pantalone, dış görünüşüne önem veren bir adam olmasına rağmen şu an dağınık saçlarına ya da morarmış koluna bir dakika bile ayırmadı yani ayıramazdı. Bir yandan Dottore'yi düşünüyordu ona nasıl diz çöktürebilirim, diye kara kara düşünüyordu. Bir yolu elbette olmalıydı ama o yol neydi? Onu fiziksel güçle yenmesi imkânsızdı bu yüzden kafasını çalıştırmalıydı yine de bu da yeterli olmayabilirdi. Dottore deli olduğu kadar da akıllı bir adamdı, öyle kolay kolay ona buna boyun eğmezdi. Ama belki sevdiği birine eğerdi...
O böyle düşünürken birden içeri biri daldı, ne bir kapı tıklattı ne de ona benzer bir ses çıkarttı.
"Sen yine ne yaptın?!"
Mavi saçlı adam maskesini ona doğru fırlatıp bağırınırken siyah saçlı adam artık bu baskınlara daha fazla dayanamamış ve birden ayağa fırlamıştı.
"İnan bana bir sikim yaptığım yok ama sen böyle saygısızca beni rahatsız etmeye devam edersen seni diri diri gömmek için elimden ne geliyorsa yapacağım, çık şimdi dışarı!"
Kırmızı gözlerin sahibine doğru sinirle yürürken bağırınan taraf bu sefer Pantalone'du. Dottore'yi kapıya doğru itmeye başlamıştı ki bir süre sonra mavili onun bileklerinden tutup kendine çekmişti.
"İstesem sana dokunmadan yere serer sokak itlerine siktiririm seni, neyin cesareti bu sendeki?! Adam gibi bir şey sormaya geldik buraya nazlı karılar gibi ne tripleniyorsun?!"
Duyduklarını bir anlığına sindiremeyen Pantalone bir süreliğine sadece gözlerini Dottore'nin yakutlarına dikmişti. Cidden yapabilecek bir potansiyeli olduğundan tırsmamışta değildi. Yine de gözlerine bakarken nedendir belirsiz bir huzur vardı içinde hatta bir anlık olsun bakışları yumuşamıştı siyahlı adamın.
"Şimdi, eğer doğruyu söylemezsen başına geleceklerden ben sorumlu değilim. Sen mi millete Ragnvindr'ın piçi ile iş birliği içinde olduğumu söyledin?!"
Pantalone, bu suçlama karşısında şok oldu ve bakışları tekrar soğudu. Hemen başını salladı.
"Hayır, neden böyle saçma bir şey söyliyeyim?"
Bu inkâra karşılık Dottore'nin kaşları çatıldı ve bileklerinden kavradığı adamı daha sıkı tutarak sarstı.
"Bana yalan söyleme! Senden başka kim yapabilir bunu?!"
Siyah saçlı adam da sinirle çıkıştı buna karşılık olarak.
"Sana yalan borcum yok benim, yapsam yaptım derdim!"
Dottore onu iterek yere düşmesini sağladı, hâlâ ona inanmıyordu. Kısık, küçümseyici gözlerle ona baktı Pantalone'da aynı şekilde Dottore'ye aşağıdan bakıyordu.
"İşlerin bitince laboratuvarıma gel."
Pantalone'a bir şey deme fırsatı bırakmadan çıktı ofisten. Siyah saçlı adam sinirden patlamak üzereydi bu kendini ne sanıyordu? Bir de laboratuvarına çağırıyordu sanki malıymış gibi ama ani davete şaşırmamış değildi. Dikkatli olmakta fayda vardı.
•°•°•♪♥♪•°•°•
Bütün işleri nihayet bitince saçını başını düzelterek labaratuvara gitmişti ve etrafına bakmıştı. Kimse yok gibiydi ama orada birilerinin olduğunu anlaması onu arkasından yakalayan birinin Pantalone'u anında demir bir masaya sabitlemesi kadar sürdü. Ne olduğunu anlayamadan elleri ve ayakları masaya kelepçelenmişti. Tahmin ettiği gibi bunun da arkasında Dottore vardı ve pis bir şekilde gülüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can I Love You? / Dottolone
FanficDottore ile yakınlık kuran herkesin kaderi lanetlenir.