Sabah olduğunda kahvaltısını hazırlamıştım ve gitmişti.Salonda otururken bir anda cama atılan bir taşla o tarafa yöneldim.Kim olduğunu az çok öngörüyordum.Benim olduğum yerin camına ancak Süleyman taş atardı ama o hastanedeydi,nasıl gelmişti?Açıp baktığımda gerçekten o olduğunu gördüm.Benim için mi buraya kadar gelmişti?Başka ne için gelebilirdi ki zaten?"Ne işin var burada?"diye sordum sinirli olmaya çabalayarak lakin çok başarılı olduğum söylenemezdi."Çağla'm,"dedi bana duyduğu hasreti gizleyemerek."Hazırlan,bir kaç gün sonra seni alacağım ve buradan gideceğiz."Neler söylüyordu?Nasıl alacaktı?Nereye gidecektik?Böyle bir şey olursa Mehmet Süleyman'ı öldürürdü,buna izin veremezdim.
"Git,"dedim."Lütfen git ve gelme."
"Hazır olacaksın,"dedi yalnızca."Benimle geleceğini biliyorum.Ama bilakis burada kalacağım diyorsan canın sağolsun."
Gözümü kapattım.Böyle söyleyince içime bir şey oturmuştu.Son bir kez daha yüzüme baktıktan sonra gitmeyi tercih etti.Artık ne muhakeme ettiğimi bile bilmiyordum,işler çok karışıktı.Gerçekten gidebilir miydim?Giderdim,beni kabul ederdi,en azından yanında olurdum.Bizi bulurdu,onu öldürürdü.Arkasından ben de mi kendimi vursam diye muhakeme etmiyor da değildim.Ne yapacağımı inanın bilmiyordum.Artık ne olacağını zaman gösterecekti lakin Süleyman'a tekrar bir şey olursa kendimi hiç affetmezdim.
Akşam oldu,Mehmet eve geldi her zamankinden biraz daha değişikti."Bugün ne oldu?"diye sordu normal bir şekilde."Bir şey olmadı,"diye karşılık verdim."Ne olabilir?"
"Tamam."Beni zorlamaması hayrete düşürmüştü.Belki de bildiği için çok da üstüme gelmiyordu.Aradan yaklaşık bir iki gün geçti,hayat klasik bir şekilde ilerliyordu,Mehmet'in bazı saçma istekleri haricinde.Hala tam emin değildim lakin nedensiz bir şekilde Süleyman'a evet demiştim.Belki de doğru olan buydu.Aşkımın peşinden gitmeliydim ama korkuyordum işte.Birkaç saat sonra,anlaştığımız zamanda gelecekti ve gidecektik.
Yanıma birkaç tane elbise alacaktım.Çok fazla bir şey almak istemiyordum.Onu da tehlikeye atıyordum.Artık olacaklar Allah'ın takdiriydi.Evde sıkıntılı bir şekilde otururken cama vuruldu.Gelmişti,sözünü tutmuş,gelmişti.Yol yakınken vaz mı geçseydim,bilemiyordum.Camdan ona baktım,buradaydı.Beni bekliyordu."Haydi,"dedi hafif bir tebessümle."Gel gidelim."Nereye gidecektik?Bunu bile bilmiyordum.Üzerine bu kadar mesuliyet yüklemem doğru muydu?
Olacakları az çok biliyordum lakin yapacaktım.Elime çantayı aldım ve onun evinden çıktım.Süleyman çoğu zaman olduğu gibi yine atı Karayel ile gelmişti.Binmem için eliyle Karayel'i işaret etti.Korkardım ama o yanımdaydı.Karayel de çok uysal bir attı.Oradan biraz uzaklaşınca tanınmamak maksadıyla yüzümü elbisemle kapattım ve ata bindim.Süleyman onu tutuyordu?Nereye gideceğimizi hala bilmiyordum."Nereye gidiyoruz?"diye sordum meraklı bir şekilde.
"Trabzon,"dedi sadece.Onun memleketiydi.Küçük bir tebessüm ettim.Yine de beni üzen bir şey vardı.Mehmet'le evliydim.Zor bir yolculuk geçirmiştik.İkimiz de yorulmuştuk ama önemi yoktu.Onun yanında olmam yeterdi.Zaten yolculuk boyunca Karayel'den inmeme izin vermemişti.Yaklaşık olarak bir günde gelmiştik.Süleyman'ın babasından kalma bir ev vardı,şuan oradaydık.Küçük bir evdi,çocukluğunun burada geçtiğini söylemişti."Çağla"m,"dedi içli bir sesle."Cennetimin gül bahçesi,iyi misin?"Gülümseyerek "İyiyim,"dedim."Sen iyi misin?"diye sordum bu defa."Sen iyiysen ben hep iyiyim ömrüm."
Beni çok seviyordu,aynı şekilde ben de onu.Bu hiçbir zaman değişmeyecekti.Onun yanında mutlu hissediyordum.Mutfakta her şey vardı,yiyecek bir şeyler hazırlamamda bana yardım etmişti.Yedikten az ahir kapı çalı.Kim gelmiş olabilirdi."Ben bakarım,"dedi."Sen kal."Korkuyordum.Kapıyı açtığını duymuştum ve yanına geldim.Önümüzde genç,uzun boylu bir çocuk vardı."Abi,"dedi,endişesi kendisini belli ediyordu."Mehmet buraya gelmiş."Bunun olacağını biliyordum lakin bu kadar erken olacağını muhakeme edememiştim.
"Tamam abim,"dedi."Sağolasın söylediğin için."Çocuk tam gitmeye yelteniyordu ki "İçeri buyurmaz mısın?"diye sordum kibarca."Yok yenge,sağol,benim işlerim var."
Süleyman çocuğa gülümsedi."Haydi Allah'a emanet."
Aynı şekilde karşılık verdi çocuk."Siz de abi."